2020 merkezi yönetim bütçe tasarısı plan bütçe komisyonunda kabul edilip genel kurula sevk edildi ve 9-20 Aral&
2020 merkezi yönetim bütçe tasarısı plan bütçe komisyonunda kabul edilip genel kurula sevk edildi ve 9-20 Aralık tarihlerinde görüşülüp yasalaşacak.
Tasarıda merkezi yönetim bütçe büyüklüğü 1 trilyon 95,5 milyar TL olarak belirlendi. Toplam gelirler ise 956,6 milyar TL. Dolayısıyla belirlenen hedeflere ulaşıldığı takdirde bütçe 138,9 milyar TL açık verecek. Bütçe açığının bütçe büyüklüğü içindeki payı yüzde 12,7.
2020 yılı bütçesinin %33,3’ünün (364,7 milyar TL) eğitim ve sağlığa ayrılması önemli. Yine Türkiye’nin içinde bulunduğu konjonktür nedeniyle bütçeden önemli bir kaynağın da savunma harcamalarına ayrıldığını (yüzde 12,8) görmekteyiz.
**
2019 yılı bütçesinde 80 milyar TL’lik açık hedefi vardı. Ekim ayı verilerine bakıldığında hedeflerin tutturulamadığı (100 milyar TL bütçe açığı gerçekleştiği) görülmektedir. Bu tablonun ortaya çıkmasında temel nedeler vergi gelirlerinin beklentinin altında kalması, faiz ve diğer harcama kalemlerindeki yüksek artışlar gösterilebilir.
2019 yılında ekonomide yaşanan mali daralma bütçe gelirlerine de olumsuz yansıyacaktır. Yani gelir boyutuyla 2020 bütçesinde de önemli bir artış beklenmemelidir.
2017 yılından itibaren mali disiplindeki gevşemenin, faiz dışı bütçe dengesi dikkate alındığında (bütçenin faiz dışı açık vermesi), 2020 bütçesiyle de devam edeceği görülmektedir.
**
Esneklik (maliye politikası amaçlı kullanılma gücü) açısından 2020 bütçesine bakıldığında ise; geçmiş yıllarda yüzde 75’ler düzeyinde seyreden harcama katılığının yüzde 80 olduğu görülmektedir.
Başka bir deyişle, bütçeden kısıntı yapılamayan (kısa vadede ertelenmesi, azaltılması ya da iptal edilmesi mümkün olmayan harcama kalemleri-katı harcamalar) 2020 bütçesinde yüzde 80’lere ulaşmış.
Harcama katılığını önemli kılan temel neden ise, olası ekonomik şoklara karşı politika yapıcıların maliye politikaları ile bu şoklara cevap verebilme kabiliyetini etkilemesidir.
Ayrıca katı harcamaların kısılma zorluğu bu tür harcamalardaki artışı kalıcı yapabilmekte ve mali disiplini bozma riski taşımaktadır.
Mali disiplinin bozulmasının; faiz oranları ve yükünün yükselmesine, katı harcama özelliği taşıyan faiz giderlerinin bütçe içindeki payının artmasına ve 1990’lı yıllarda olduğu gibi faiz-açık-borç kısır döngüsüne neden olma potansiyeli taşıdığı da unutulmamalıdır.
**
GSYH’nin üç çeyrek negatif büyüme sonrasında 2019’un 3. çeyreğinde yeniden pozitif gerçekleşmesinde devletin nihai tüketim harcamaları da önemli bir etken olmuştur.
Devlet harcamaları ile ekonomik büyümeye destek verilirken, bütçe dengesi kaçınılmaz olarak bozulmuştur. Yine, 2020 bütçesinde de büyümeye destek verilmesi düşünülmüş ve bu nedenle faiz dışı fazla yerine açık veren bir bütçe yapılması (mali disiplinden sapma) zorunda kalınmıştır.
Faiz dışı açık verilmesi borç çevirme oranlarını (borç servisi dışı amaçlar için de borçlanmaya başvurulmuş) ve dolayısıyla bütçe üzerindeki faiz ve borç yükünü artırmıştır. 2019 yılı bütçesindeki yasal borçlanma limitlerin yeni düzenlemeyle artırılması da bunu net olarak yansıtmaktadır.
**
Harcama tasarrufu, verimlilik ve etkinlik artışı ile sağlanılacak mali disiplinin, toplumsal algının iyileştirilmesi (devlet israf yapıyor algısı) ve uluslararası kredibilite bakımından çok önemli olduğunu da belirtmeliyiz.
2020 bütçesinde ekonominin içinde bulunduğu durumdan dolayı mali disiplinden taviz verildiği, ekonomik büyümedeki toparlanma sonrasında bütçenin de dengeleneceğini ve esnekliğinin artacağını düşünmekteyiz.