Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla cezalandıracağını yüksek sesle söyleyen ABD Başkanı Tru
Türkiye’yi ekonomik yaptırımlarla cezalandıracağını yüksek sesle söyleyen ABD Başkanı Trump’ın bu sesi çaresizliğin çığlığıdır.
Çünkü Türkiye’nin bu hafta içinde başlattığı Barış Pınarı Harekâtı karşısında çaresiz kaldı.
Suriye’de işbirliği yaptığı silahlandırdığı PKK, PYD’li terör örgütlerini satmak zorunda kaldı.
Ülke içinden gelen sert tepkiler karşısında da her zaman olduğu gibi ağzına gelen tehditleri sıralamaya başladı.
Trump’ı daha önce de Kuzey Kore, Venezuela, Çin’e yaptığı içi boş tehditlerden biliyoruz.
Ekonominin büyüme, işsizlik, üretim, cari açık gibi kronik yapısal sorunları olmasına rağmen Türkiye dıştan gelen her türlü tehdide karşı güçlüdür.
Çünkü dıştan gelen her türlü tehdit içeride birliği sağlar.
**
İki kişi kavga ettiğinde en büyük gürültü haksız olandan çıkarmış.
Çünkü haklı olan hakkın verdiği güçle bağırmaya, ortalığı ayağa kaldırmaya tenezzül etmez.
Ama haksız olan haksızlığını örtbas etmek için konuşmak yerine bağırmayı tercih eder.
Trump ve terör örgütünü destekleyenler bu haksızlık psikolojisi içerisindeler.
Sürekli bağırıyorlar.
Hakikatleri gürültüyle boğmaya çalışıyorlar.
**
Türkiye’yi her alanda stratejik ortağı olarak gören ve ilan eden ABD’nin ayarsız Başkanı bizi neden tehdit eder?
Çok basit; Arkamızdan çevirdiği dolaplar ortaya çıkmasın diye.
Hem Türkiye’ye dostuz de, hem de terör örgütü olarak kabul ettiğin PKK–PYD’ye silah ver.
Bunu kime anlatabilirsin?
Kimseye.
İşte korku ve endişeleri bu.
**
Türkiye’ye yaptırımla ilgili ilk girişim Senato’da yapıldı.
Cumhuriyetçi Lindsey Graham ve Demokrat Chris van Hollen birlikte bir tasarı hazırladı.
Graham, tasarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Kongre’nin birçok üyesi, IŞİD’e (Irak Şam İslam Devleti) karşı en güçlü müttefiklerimizden biri olan Kürtlerin (Kürt derken PKK-PYD terör örgütlerini kastediyor) yüzüstü bırakılmasının yanlış olduğunu düşünüyor” demiş.
IŞİD’i kurduranların ABD olduğunu bilmeyenler bu açıklamanın ne kadar masum olduğuna inanacak.
PKK’yı resmen terör örgütü olarak kabul ettiğini ilan edip onu Türkiye’ye karşı kullandığını bilmeyenler de bu açıklamayla ABD’lilerin Kürtleri çok sevdiğini filan zannedecek.
**
ABD, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusuna yönelik yürüttüğü Barış Pınarı Harekatı’na karşı elindeki tek zayıf kozu olan ekonomik yaptırım listesini devreye soktu.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji Bakanı Fatih Dönmez ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yaptırım listesine dahil edildi.
Üç bakanın ABD’deki malvarlıklarının dondurulacağı, ABD ile herhangi bir mali işlem yapamayacakları ve ABD’ye de seyahat edemeyecekleri açıklandı. Hazine Bakanlığı, yaptırım kapsamındaki kişi ve kurumlarla iş yapan yabancılara da yaptırım uygulayabileceğini ifade etti.
Ticaret tarafında ise Trump’ın getirdiği yaptırımlar, İzmir’deki rahip Andrew Brunson’ın tutukluluğu döneminde olduğu gibi yine çelik ihracatını etkiliyor.
Türkiye’den satın alınan çelikte gümrük vergisi yüzde 50’ye çıkartıldı.
Ağustos 2018’de Trump, Türkiye’den alınan çelik ve alüminyumda gümrük vergisini iki katına çıkarmıştı.
Bu vergiler, Mayıs 2019’da eski düzeylerine çekilmişti.
Son olarak, Türkiye ile ABD arasında ticaret hacminin 100 milyar dolara çıkarılmasıyla ilgili yürütülen yeni anlaşmalara yönelik görüşmeler de durduruldu.
ABD ile olan ekonomik ilişkilerimizin seviyesi bizi ekonomik sıkıntıya sokacak kadar değil.
Bunu ABD de biliyor ama ne yapsın.
Bir şey yapmaları gerekiyordu akıllarına ekonomik yaptırım geldi.
Dostlar alışverişte görsün misali!
**
ABD, yaptırımlarla ne yapmayı amaçlıyor?
ABD basınında çıkan yorumlarda, Trump’ın bu kararla son 10 gündür kendisine yönelik eleştirileri dindirme ve Türkiye’yi operasyonu durdurmaya itecek bir mekanizma oluşturmayı amaçladığı öne sürülüyor.
**
New York Times gazetesi de kimi Amerikan diplomatlara dayandırdığı haberinde bu uyarının, Kongre’nin yaptırım uygulama adımının önüne geçmek için gerçekleştirildiği yorumunu yaptı.
Ve konuyla ilgili haberinde ABD’nin yaptırım tehdidinin ‘laftan’ öteye gitmediğini belirtti.
**
ABD dünyada ve kendi halkına karşı estirdiği yalan rüzgarlarıyla şimdilik idare ediyor ama er geç gerçekler ortaya çıkacak.
Biz inanıyoruz ki; Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.