Yaprak dökümü devam ediyor... Güzel insanlar, art arda gidiyor... Cumhuriyet dönemi İslâmcı fikir ve sanat d&
Yaprak dökümü devam ediyor…
Güzel insanlar, art arda gidiyor…
Cumhuriyet dönemi İslâmcı fikir ve sanat dünyasının öncü isimlerinden usta yazar ve düşünür Nuri Pakdil Ağabey vefat etti. Allah rahmet eylesin. Mekânı cennet-i âlâ olsun inşallah.
HAKİKATSAVAŞÇISI BİR USTA
Nuri Pakdil devrimci biri mi?
Bu ifade pek sevimli değil Müslüman bir düşünürü, öncü yazarı tarif ve tasvir ederken.
Kendisi çok severdi “devrimci” ifadesini. Ama kanaatimce Nuri Pakdil’in devrimciliği meselesi biraz abartılan bir şeydir. Devrimci olarak tanımlamaktan ziyade inancında asla şüphe olmayan, tam teslim olmuş, adanmış bir adamdı Pakdil usta.
Dahası, adanmış adam, daha önemli bir tanımlama olabilir. Kendisini hakikate adamış, bu ülkenin metamorfoz yemiş entelijansiyasını hakikatle buluşturmaya adamış, yeldeğirmenlerine, büyük yıkım’a karşı yılmadan, yıkılmadan bir dalgakıran gibi savaşmış bir hakikat savaşçısı.
Dolayısıyla bizim medeniyet dinamiklerimizden beslenen edebiyatın, sanatın, fikrin, hayatın öcüleri olabilecek genç kuşakları yetiştirmeye adamış bir öncü.
Müşterek yürüyüşün ne demek olduğunu gösterebilmiş bir yazar olarak, dergiler çıkararak, kitaplar çıkararak kendini hakikate adayan bir ustadan bahsediyoruz. Hakikate adanmış bir ömürden…
İSLÂM DÜNYASINDA TANINMAZ!
Nuri Pakdil’in ve Türkiye’deki İslâmî entelektüel, sanatsal, edebî birikimin İslâm dünyasında çok fazla karşılığı yok. Son yedi-sekiz yılda Arapça’ya ve Balkan dillerine Türk edebiyatı, özellikle İslâmî damar, az da olsa çevrildi. Arapça’da az çok çeviriler var. Arap dünyasına, Arapça’ya, medeniyet dünyamızın dinamiklerini benimseyen yazarların ve sanatçıların metinleri çevrilmiyor. Daha çok Marksist yazarların eserleri çevriliyor. Daha çok Batıcı, seküler çevrelerin eserlerinin çeviriler var. Şaşırtıcı ama gerçek böyle!
İslâm dünyasında Nuri Pakdil tanınan biri değil ama Ahmet Ümit gibi üçüncü sınıf bir yazar tüm dünyada tanınan bir adam. Çünkü adamın küresel şebekeyle ilişkileri var. Yine Elif Şafak diye biri var. Türk edebiyatçısı güya ama eserlerini İngiliz sömürgesi yemiş biriymiş gibi İngilizce yazıyor bu kişi! Olacak iş değil! Ama bu kişi Nobel Ödülü almak için ne kılıklara giriyor, ne ilişkiler kuruyor, acıklı bir durum gerçekten!
Küresel entelektüel iktidar, edebî iktidar, onlarla ilgileniyor. İslâmî çevrelerle ilgilenmiyor. Uluslararası PEN Yazarlar Kulübü var. Aziz Nesin, bir zamanlar başkanlığını yaptı. Uluslararası alanda örgütlendikleri için Arap dünyasında seküler, Marksist, yazarlar çevrildi Arapça’ya. Hem de yüzde doksandan fazla oranda seküler, Marksist yazarlar bunlar!
İslâmî çevrelerden sadece Necip Fazıl bilinir ve çevrilir Arap dünyasında. Sezai Karakoç’un sadece ismi bilinir. Necip Fazıl’ın birkaç eseri çevrilmiştir. Nuri Pakdil’i hiçkimse bilmez.
MÜSLÜMANCA DURUŞ
Dimdik, dosdoğru Müslümanca duruş miras olarak kaldı Nuri Pakdil usta’dan.
Nuri Pakdil, “Ne mutlu Müslümanım diyene” diyerek haykırabilmiş bir adam.
Müslümanlığından dolayı aşağılık kompleksi geliştirmeyen, eziklik duymayan, İslâmî kimliğin onurunu, izzetini, haysiyetini sonuna kadar taşıyabilmiş Müslümanca duruş sahibi biri.
KUDÜS AŞKI, KUDÜS RÜYASI, BÜTÜN İSLÂM DÜNYASINI ATEŞLEYEBİLİR
Kudüs sevdası miras olarak kaldı Pakdil usta’dan ayrıca.
Kudüs bilincinin gelişmesinde büyük bir rolü oldu. O yüzden Arap dünyasında tanınması ve bayraklaştırılması gerekirdi.
Nizar Kabbani’yi bayraklaştırdılar. Halil Cibran’ı bayraklaştırdılar.
Halil Cibran, Müslüman olmadığı için dünya çapında Arap dünyasından en çok tanınan yazardır. Halil Cibran, birinci sınıf yazardı. Nizar Kabbani de birinci sınıf bir şair.
Mahmut Derviş’i bütün dünya ve Marksistler tanır ama Nizar Kabbani’yi bütün dünya tanımaz. Nizar Kabbani’yi İslâm dünyası bile tanımaz.
Nuri Pakdil’in Kudüs aşkı, Kudüs rüyası, Kudüs hayali bütün İslâm dünyasını ateşleyebilecek bir aşk ateşidir.
Vesselâm.