Askeri literatüre mi, sivil olanına mı ait tam emin değilim ama bu dönemin niteliğini kısmen yansıtan değ
Askeri literatüre mi, sivil olanına mı ait tam emin değilim ama bu dönemin niteliğini kısmen yansıtan değerli bir söz aklıma geldi:
“En iyi general, savaşı, savaşmadan kazanan generaldir”.
Soçi’de sağlanan mutabakata uygun şekilde, dün saat 12.00 itibarıyla başlayan 150 saatin sonunda çerçevesi çizilen hedeflere ulaşılırsa, sınırlı bir harekâtın üstüne konan ‘müzakere’ hamleleriyle değerli bir noktaya ulaşılmış olacak.
Kısmi bir askeri operasyonla çok daha fazlası…
Soçi’deki 6 saatlik maratonun sonunda Rusya Devlet Başkanı Putin, Türk makamlarına şöyle bir güvence verdi:
“Biz YPG/PKK’ya güçlü ültimatom vereceğiz. Çekilmezse siz gereğini yaparsınız”.
Daha sonra Kremlin’den kamuoyuna duyurusu yapılan açıklamada ise, “YPG eğer çekilmezse, Suriye sınır güvenliği ve Rus askeri polisi çekilmek zorunda kalır. Türkiye ve Rusya anlaşması çerçevesinde de, YPG Türk Ordusu tarafından ezilir” denildi.
Bu sözlerin nasıl bir anlam içerdiği herkesin rahatlıkla anlayabileceği kadar açık.
Ruslar, YPG’ye güçlü bir ültimatom verecek, uyarlarsa rejim birlikleri ve Rus askeri polisi belirlenen yerlere gelecek, uymazlarsa Barış Pınarı harekâtının ilk 9 gününde olanların bir benzeri Kuzeydoğu Suriye’nin diğer bölümlerinde de ortaya çıkacak.
PUTİN’DEN ERDOĞAN’A YPG KONUSUNDA ŞAM DA TIPKI SİZİN GİBİ DÜŞÜNÜYOR
Dün sabah, Soçi’deki müzakerelere katılan Türk heyetinden önemli bir isimle konuştum.
Konuştuğum yetkili isim, görüşmeler sırasında Putin’in Erdoğan’a şöyle bir değerlendirmede bulunduğunu dile getirdi:
“Şam yönetimi de YPG konusunda tıpkı sizin gibi düşünüyor. Suriye’nin kuzeyinde yapıp ettiklerinden onlar da rahatsız. YPG’yi güvenilmez buluyorlar”.
Gerçi, bu bilgiyi paylaşan ismin de teyit ettiği gibi Putin bu ifadeleri, Türkiye’yi Şam rejimine yaklaştırmak için kullanmış olabilir.
Ama en nihayetinde Moskova’nın, YPG’nin yeni hamiliği rolüne soyunmak yerine Ankara ile işbirliğine yönelmesi her durumda önemli bir gelişme.
“ÖZERKLİK, AYRILIKÇI GÜNDEM 50 SENE 100 SENE GÜNDEMDEN DÜŞER”
İki hafta içinde gelinen noktanın en kıymete değer çıktısı, 7 yıllık bir ABD projesi olan PKK devleti hesaplarının çökmesi oldu hiç kuşkusuz.
Afrin operasyonuyla bu projenin Fırat’ın batısında neşvünema bulması engellenmişti.
Gelinen nokta itibarıyla YPG’nin ilan ettiği diğer iki sözde kanton arasındaki irtibat da kesildi.
Rusya ile yapılan anlaşmanın uygulamasında her şey yolunda giderse, bu kantonların kalanları da büyük ölçüde tarihe karışmış olacak.
Yukarıda sözlerini aktardığım üst düzey yetkili ismin deyimiyle PKK/YPG açısından “Özerklik, ayrılıkçı gündem hayalleri suya düşmüş olacak. 50 sene, 100 sene böyle bir projenin hayat bulması imkânsız hale gelecek”.
Bu ifadeleri, Ortadoğu’nun 100 yıllık haritası üzerinde yapılmak istenen yeni değişiklikler bağlamında okumak lazım.
Barış Pınarı harekâtının ayak seslerinin duyulmakta olduğu günlerde Şam rejimini temsil eden bir heyetle YPG’liler arasında Halep’te bir toplantı yapılmıştı.
O görüşmeden YPG’nin üniforma değiştirerek rejim ordusuna katılması yönünde bir mutabakat çıkmıştı.
Tabi, bu anlaşmanın Barış Pınarı harekâtının başlamasından önceki zeminde bir karşılığı olabilirdi ama şimdi yeni oluşan şartlar nedeniyle işler değişti.
Soçi dönüşü uçakta Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, YPG’nin isim değiştirerek Suriye’de rejim ordusunun içine dâhil olması ihtimali sorulunca Erdoğan şöyle bir cevap verdi:
“Bu konu ile ilgili olarak zaten biz Sayın Putin’e bir hatırlatma yaptık. Sizin dediğiniz değişik bir versiyonuydu. Dedik ki, ‘Bunlar icabında rejimin elbiselerini giymek suretiyle arazide kalırsa ne olur?’
Putin, ‘Müsaade etmeyiz’ dedi. Takipte olacağız”.
“PKK/YPG KARŞITI KÜRTLERE DAHA FAZLA İLGİ GÖSTERMELİYİZ”
Erdoğan’ın Soçi dönüşü yaptığı açıklamalarda, “Kürtler aşağı, Kürtler yukarı” diye başlayan ifadelerinden kendisinin de dertlendiği bir başka konu başlığı daha karşımıza çıkıyor.
YPG yerine, Kürtler genellemesinin yapılması…
Sözlerinin bu kısmında şöyle devam ediyor Erdoğan:
“Kürtler…” Amerikalılardan da böyle dinliyoruz, maalesef Ruslardan da…
Herkes… Dün akşam onu da söyledim. “Bunu bu şekilde kullanmanız Kürt kardeşlerimize saygısızlıktır. Lütfen böyle kullanmayın, bizim mücadele ettiğimiz PKK’dır, YPG’dir, yani teröristlerdir.”
Cumhurbaşkanı’nın altınızı çizdiği bu vurgu önemli.
PKK/YPG’nin ajandasını benimsemeyen Kürtlere, yürütülen bu işleri daha iyi anlatmak, onlara daha fazla sahip çıkmak için, daha fazlasını söylemeye, daha fazla şeyler yapmaya ihtiyaç olabilir.
Soçi’ye giden Türk heyetinde yer alan, deminden beri sözlerine atıf yaptığım isim de bunu kabul ediyor, “Duruşumuz belli ama Kürt kardeşlerimize daha fazla ilgi göstermemiz lazım” diyor.