2018 yılında başkanlık sistemine geçişle beraber Ağustos ayında başlatılan kur ataklarıyla, T
2018 yılında başkanlık sistemine geçişle beraber Ağustos ayında başlatılan kur ataklarıyla, Türkiye ekonomisi dünyada eşi benzeri az görülmüş finansal saldırılara, yaptırımlara ve tehditlere maruz kalmaktadır. Öyle ki sadece son bir yılda ülkemize yönelik üç büyük kur saldırısı yapıldı. Türkiye ekonomisinin belirlenen hedeflere ulaşması için siyasi iktidarın istikrarlı ve sağlam duruşuyla bu saldırılara karşı ciddi mücadele verilmektedir. Ekonomimizin sağlam altyapısı, kurumlarımızın etkili koordinasyonu, özellikle TCMB’nin yerinde ve zamanında müdahaleleriyle bu mücadeleden sonuç elde edilmeye de başlanmıştır. İlk gösterge ise, finansal piyasalarımızda başlayan normalleşmedir.
TCMB Başkanı’nın değişimi ile faiz ve enflasyon politikasında daha agresif bir yola girildi. Son beş ayda 10 puanlık bir faiz indirimine gidilmesinin yanı sıra enflasyon hedefinde de aşağı yönlü revizyona gidilmesi piyasayı ciddi şekilde motive etti.
Faizler düşürülürse kur fırlar, enflasyon patlar diyenler yanıldı. Faizler %24’lerden %14’lere düşerken, hem kurlar fırlamadı hem de enflasyon düşmeye devam ediyor.
Bilindiği üzere YEP’in diğer programlardan en önemli farkı; ithalata ve iç tüketime dayalı bir ekonomi modelinden, ihracat ve katma değerli ürün üretimini önceleyen bir modele geçilmeye çalışılmasıdır. Bu değişimin sonuçları piyasalara yansımaya başlamıştır. Son aylarda ekonomideki gelişmelere baktığımızda, MB’nin faiz indirimleri ve enflasyonla mücadele programının da etkileriyle bunu rahatlıkla görebiliyoruz. Bu gelişmeleri sıralayacak olursak;
-TCMB, 2019 yıl sonu enflasyon tahminini %13,9’dan %12’ye güncelledi. TCMB Başkanı Uysal’ın indirimin dezenflasyon süreciyle uyumlu olduğunu ifade etmesi, Aralık ayında da faiz indirimi ihtimalini güçlendirdi. Buna paralel olarak spekülatif kur atakları sonrası %25,2 seviyesine yükselen enflasyon, Ekim ayında tek haneli rakamlara inerek %8,25 olarak gerçekleşti.
-Bu düşüşle beraber kamu bankaları, 1 Kasım itibariyle reyting oranlarına göre %13 ile %15,50 aralığında uyguladıkları kurumsal kredi faiz oranlarını, 200 baz puan indirerek %11,00 ile %13,50 arasında uygulayacaklar. Böylece, 2014 yılı Nisan ayından bu yana uygulanan en düşük ticari kredi faiz oranına ulaşılmış olacak.
-Cari açıkla mücadele kararlı adımlarla sürüyor. 2019 Ağustos ayında ulaştığımız 5,1 milyar dolarlık yıllık cari işlemler fazlası, Cumhuriyet döneminin tarihi rekoru olarak kayıtlara geçti.
-Ekonomik güven endeksi Eylül ayında 86 iken, Ekim ayında %4,5 oranında artarak 89,8 oldu. Endeksi oluşturan sektörel endekslerin tümü (tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü) bir önceki aya göre yükseliş kaydetti.
-2019 Ekim ayında reel kesim güven endeksi, bir önceki aya göre 2,1 puan artarak 98,8 seviyesinden 100,9 seviyesinde gerçekleşti. Böylece endeks tekrar iyimserlik sınırı olan 100,0 seviyesinin üstüne yükselmiş oldu.
-Sanayi üretimi Haziran-Ağustos döneminde bir önceki çeyreğe göre %0,9 oranında büyüme kaydetti.
-Üçüncü çeyrekte imalat sanayi kapasite kullanım oranı, ikinci çeyreğe göre daha yüksek seviyede gerçekleşti. İmalat sanayi geneli kapasite kullanım oranı ise, 2019 Ekim ayında bir önceki aya göre 0,1 puan artarak %76,4 seviyesine yükseldi.
-Önceki aylarda önemli daralma kaydeden otomobil ve beyaz eşya satışları, Eylül ayında sırasıyla %100,7 ve %7,2 oranında artış kaydetti.
-Ekonomik aktiviteye ilişkin önemli göstergelerin başında gelen Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI), Eylül ayında 17 ay aradan sonra 50 eşik değerine ulaştı. PMI, Nisan 2018’den beri eşik değerin altında devam ediyordu.
-Uluslararası kuruluşlar ve kredi derecelendirme kuruluşlarının hepsi, büyüme tahminlerini pozitif görünüm yönünde revize etmek durumunda kaldı. Zaten beklentide, 2019 yılında %0,5-%1 arası bir büyüme. Bu arada Fitch, 7 yıl aradan sonra Türkiye ekonomisi ile ilgili ilk defa olumlu bir adım attı ve ekonomik görünümü “negatif”ten “durağan”a revize etti.
-Türkiye’nin 5 yıl vadeli risk primi CDS’ler 320 puana gerileyerek bu yılın en düşük seviyesine ulaştı. 2 yıllık tahvil faizi %13’ün altına geriledi.
-Eylül ayı itibariyle Türkiye’deki ihracatçı firma sayısı da ithalatçı firma sayısını geçti.
Enflasyondaki düşüş ve finansal koşullardaki iyileşmeyle beraber bu gelişmeler önümüzdeki dönemde artacak ve ekonomideki toparlanma sürecektir.