Ali Saydam: Futbola destek binde 4

Ali Saydam: Futbola destek binde 4

Çok mu? Her zamanki gibi gerçeği çarpıtıp çok diyenler var… Önce olan biteni hatırlatal

Gaziantep FK-Galatasaray
Turkish stocks start week on high note
Ottomans' first printed books on display

Çok mu?

Her zamanki gibi gerçeği çarpıtıp çok diyenler var…

Önce olan biteni hatırlatalım… Ocak ayında, futbol takımlarının gider yönetimlerini doğru yapamadıkları için büyük borçlar altında kaldıkları gündeme gelmişti. Kulüpleriminiz UEFA engeline takılmaması için de Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) kolları sıvamıştı… Bu soruna çözüm bulmak için bir plan çerçevesinde çalışıyorlardı.

Sorun büyüktü: Sadece Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un toplam borcu, son dokuz yılda yüzde 985 artmış… TFF ve TBB, dört büyük kulübün toplam gelir ve maliyetler içerisindeki payını yüzde 70 olduğunu dile getirmişti.

TBB Başkanı Hüseyin Aydın, o zaman, bu planın “verilen kredilerin yeniden yapılandırılması” olarak açıklamıştı. Tabii ortalık inanmayanlardan, “yok kulüplerin borcu siliniyor”, “yok borçlar kamu bankalarına yıkılıyor” diyenlerden geçilmiyordu…

Neyse ki biz bu uydurup uydurup konuşanlara, yazanlara karşı bağışıklık kazandık da çok etkilenmiyoruz.

Sonuçta ne oldu?

Hüseyin Aydın Perşembe günü bir açıklama daha yaptı: 12 banka ve 15 faktoring şirketi tarafından futbol kulüplerinin borçlarının yapılandırıldığı söyledi.

Mevcut borcun yeniden yapılandırılması yetmeyeceği için de bir bölümüne ek kredi çıkarmaya karar vermişler… Böylece, tüm sorunlar birden çözülemese de iki-üç yıl içinde bir düzen sağlanabilecekmiş…

Şimdi de bu yapılandırılacak kısım için abartılı ifadeler kullananlar, bu desteği baltalamak için uğraşanlar var…

Açıklayalım, futbol kulüplerinin borçlarının yapılandırılması için ayrılan pay, tüm sektörlerin borçları için ayrılanın yalnızca binde 4’üymüş…

Hazine ve Maliye Bakanı’nın “önce dengelenme, ardından disiplin, en sonunda değişim” mottosuyla açıkladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) gördüğümüz kadarıyla tıkır tıkır işliyor. Futbol kulüpleri gibi diğer sektörlerde de dengelenme, disiplin ve değişim adımlarının sırasıyla gerçekleştiğini görmeye başladık.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) de bu arada ülkemiz ekonomisine ilişkin 2019 ve 2020 öngörülerini olumlu yönde güncelledi ve büyüme tahminini 2019 için yüzde eksi 0,3’ten yüzde 0,3’e; 2020 yılı için de yüzde 1,6’dan yüzde 3’e çıkardı.

Ülkemiz için iyi, şeamet tellalları için can sıkıcı bir haber… Ama üzülmesinler, ülkemiz kazanınca hepimiz kazanıyoruz…

Nereden baksanız tutarsızlık, nereden baksanız…

Haberdar olmuşsunuzdur… Medyada bolca yer alan bir iddia… Ve bu iddia karşısında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun tutumu…

CHP’li bir ismin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne giderek Cumhurbaşkanı’yla görüştüğü ve Sayın Erdoğan’ın bu kişiden “CHP Genel Başkanı olmasını istediği” iddiasıyla ilgili Kılıçdaroğlu, bir TV programında kim olduğunu“Ben biliyorum” dedi ama kim olduğunu açıklamadı.

İddia sahibi, Sözcü yazarı Rahmi Turan’dı. O da bu ismi açıklamamıştı…

Cumhurbaşkanlığı cephesinden açıklama geldi. İletişim Başkanı Prof. Dr.Fahrettin Altun, iddia edilen görüşme için “tamamen gerçek dışıdır, hayal ürünüdür” dedi. Altun’un şu sözleri de çok önemli: “Söz konusu haberleri gerçek kabul edip, bunun üzerine daha fazla gerçek dışı ifadelerle siyaset iklimini zehirlemeye çalışan kimi siyasetçilerin açıklamaların kaygıyla izliyor, siyasi hesaplarla yaptıkları bu iftira ve yalan siyasetinden vazgeçmelerini umuyoruz.”

Sayın Cumhurbaşkanı önce Tarım Orman Şûrası’nda yaptığı açıklamayla çizgiyi çekti: “Devlet yalan söylemez.” Sonra dünkü açıklamasıyla bu çizgiyi daha da kalınlaştırdı: “Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum, sen genel başkanlığını ortaya koyabiliyor musun?”

İddia akıl alır gibi değil… İhtimalleri birlikte değerlendirip neden akıl dışı olduğunu anlayalım:

1- Cumhurbaşkanlığı bu iddia için açıkça “yalan” dedi. Biri çıkıp da şu gitti, şu tarihte gitti dese, yalancı durumuna düşmezler mi? Doğru söylüyor olmasalar, sessiz kalmak yerine iddiayı reddederek bu riski neden alsınlar?!

2- Elinizi vicdanınıza koyun. Hangi siyasi rakip tek bir seçim kazanamamış, çokça hata yapan, dili sürçen Kılıçdaroğlu’nun yerine başka bir isim gelmesini ister?

3- İsmin açıklanmamasındaki ısrar da ayrı bir mesele… Eğer bu bir kara propaganda ve manipülasyon değilse hem iddia sahibi Rahmi Turan’ın hem de Kılıçdaroğlu’nun bu ismi açıklaması gerekmez mi?

4- Cumhurbaşkanı’nın desteklediği düşünülen bir kişinin CHP’nin başına geçme konusunda şansı olabileceğine inanan var mıdır?

Bunun çok kritik bir konu olduğunu kabul etmek gerekir… Bu iddianın sahipleri bahsi geçen ismi açıklamak durumundadır. Çünkü, devleti yalancılıkla suçlamanın, siyasi rekabette yeri olamaz. Bu suçlamayı yapanlara da büyük yük getirir…