Kuala Lumpur Zirvesi’nin vadettikleri

Önceki hafta Malezya Cumhurbaşkanı Mahathir Muhammed’in girişimiyle Kuala Lumpur’da toplanan bir tür Mini İs

الداخلية التركية تعلن ترحيل إرهابي أسترالي إلى بلاده
Turkey's largest observatory to begin gazing at heavens in 2021
Paranızı çarçur ediyorsunuz, bir Kaddafi kadar bile olamadınız

Önceki hafta Malezya Cumhurbaşkanı Mahathir Muhammed’in girişimiyle Kuala Lumpur’da toplanan bir tür Mini İslam Zirvesinde Müslümanlar için hayati sorular ortaya konulmuştu. Bugünkü dünyada Müslümanların sahip oldukları onca imkana, zenginliğe, kültürel ve coğrafi avantaja rağmen nasıl bu kadar geri kalabildikleri sorusu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın formüle ettiği en can alıcı soruydu.

Toplantıda alınan kararlar bu soruyu artık geride bırakıp Müslümanların yaşadığımız dünyada ve bu dünyanın geleceğinde hak ettikleri yeri nasıl alacakları ve dünyada İslam’ın barış, adalet ve insanlık onurunu merkeze alan değerleriyle nasıl etkili olabileceğine dair ciddi çalışmaların koordine edilmesini önerdi.

Gerçekten İslam Dünyasının neden geri kalmış olduğu ve bugün neden bu halde olduğu bütün boyutlarıyla yeterince belli. Bu durumu toparlamak için gerekli olan da iyi niyetli ve samimi girişim ve birliktelikler oluşturmaktır. Elbette bu sorunu İslam dünyasının yöneticilerinin aynı şekilde hissettiklerini söylemek de mümkün değil.O yüzden hissedenlerin girişimi, hissetmeyenleri de zamanla harekete geçirip bir sancağın etrafında toplar.

Kuala Lumpur Zirvesi’nde tespit edilen bütün alanlarla ilgili katılımcı ülkeler arasında ortak çalışma grupları ve sorun takip sistemi oluşturulması kararlaştırıldı.

Zirve’nin başkanı Mahathir Muhammed’in toplantıların sonucunda kendi imzasıyla yayınladığı bir deklarasyon oldu. Bu deklarasyonun en dikkat çekici kısmı Zirve’nin İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) ve Merhum Necmettin Erbakan’ın daha önce başlatmış olduğu D8’e vurgu yaparak Zirveyi bu gibi İslam ülkeleri arasındaki mevcut ittifakların ekonomik işbirliğine yönelik çabaların alternatif değil onları tamamlamaya çalışan stratejik bir işbirliği olduğunu vurgulaması ve tüm Müslümanları, ülkeleri ve aktörleri bunlara katılmaya davet etmesiydi.

Deklarasyonun tam metni şöyle:

n İslam Ümmetini etkileyen felaketlerin sonuçlarını hafifletmek için mümkün olan tüm yolları açmak üzere uluslararası çok sektörlü bir diyalog platformu oluşturma amacıyla Mahathir Bin Mohammed’in başkanlığını yürüttüğü önceki Kuala Lumpur Zirvesi konferanslarını hatırlatırız.

Zirvenin birbiriyle ilişkili ve karşılıklı olarak birbirini destekleyen yedi esası vasıtasıyla ümmetin ilerlemesi için kolektif sorumluluğu üstlenmek. Bu yedi esas: sürdürülebilir kalkınma, bütünlük ve iyi yönetişim, kültür ve kimlik, barış, adalet ve özgürlük, egemenlik, güvenlik ve savunma, ticaret ve yatırım, teknoloji ve yönetişim.

İslam milletinin karşılaştığı sorunların üstesinden gelmek için ekonomik alanda güçlü işbirliğinin önemini ve teknolojinin en önemli alanlarda faydalarından yararlanmanın önemini vurgulamak.

Zirvenin, İİT ve D8 gibi İslam ülkeleri arasındaki mevcut ittifakların ekonomik işbirliğine yönelik çabalarını tamamlamaya çalışan stratejik bir işbirliği olduğunu vurgulayarak, tüm Müslümanları, ülkeleri ve aktörleri Kuala Lumpur Zirvesi’nin gelecekteki faaliyetlerine katılmaya davet ediyoruz ki, 2020’den itibaren Zirve, Medeniyetler Diyaloğu Perdana Kurumu ismini alacaktır.

Dolayısıyla

1. Ümmetin bugünkü durumunu iyileştirmek ve ekonomik kalkınma, bilim, teknoloji ve yenilikçiliğe gelecek nesiller için erişimi genişletmek amacıyla, milletlerin büyük takdirini toplayan İslam medeniyetini canlandırmak vizyonuyla Zirve tarafından onaylanan pratik çözümleri uygulamaya kararlıyız.

2. Gerçek anlamda bir özgürlük içinde, haysiyet ve refah çerçevesinde yaşayan, daha iyi sosyal ve ekonomik fırsatlar için en yüksek eğitim ve beceri düzeyine sahip, barış ve adaleti teşvik eden ve uluslararası toplumun hizmetine katkıda bulunan bir ümmet inşa etme taahhüdümüzü tekrar teyit ediyoruz.

3. Farklılıklara ve çeşitliliğe bakılmaksızın, ümmetin her bir üyesinin, İslam medeniyetini canlandırma amacını gerçekleştirmek ve ümmetin nihai çıkarı uğruna ortaya koyduğu rolü ve çabayı takdir ediyoruz.

4. Müslüman olarak aramızdaki dayanışmayı artırma ve İslam’ın itikadi temellerine dayalı olarak ve Kur’an’ı Kerim’in rehberliği altında ümmetin karşılaştığı sorunlara çözüm arayan yeni yaklaşımları yükseltmeye, modernleştirmeye ve yenilik yapmaya yönelik güç ve kaynaklarımızı bir araya getirme kararlılığımızı ifade ediyoruz.

5. İslam ülkelerinin kalkınma ihtiyaçlarını tespit etmenin, ekonomi, ticaret ve yatırım, sanayi, bilimsel araştırma ve İslami finans ürünleri alanlarında fırsatlar yaratmanın, çeşitli temel alanlarda teknolojik gelişmeleri yakalamanın, yolsuzlukla mücadele etmenin, iyi yönetişimin kurulmasının, kimlik krizinin ve İslamofobinin tehditlerinin ele alınmasının önemini vurguluyoruz.

6. Fikir alışverişi, konuşma, politika belirleme ve tavsiyeleri teşvik eden multi-disipliner bir yaklaşım sürdürmeyi taahhüt ediyoruz. Bu bağlamda, İslam dünyasındaki tüm aktörleri (Müslüman akademisyenler, hükümet kuruluşları, STK’lar, iş organları, kurumlar, kuruluşlar ve hayırsever alandaki bireyler, kalkınma ajansları, düşünce kuruluşları, üniversiteler, sivil toplumu genel çerçevesi itibariyle) zirveye katılmaya ve gelecekteki faaliyetlerine ve tartışmalarına katkıda bulunmaya davet ediyoruz.

7. Ümmetin şimdiki ve gelecekteki nesilleri için İslam medeniyetini canlandırmak üzere ortak bir kararla birleştirilen Kuala Lumpur Zirvesi’nin amaç ve hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmaya söz veriyoruz.