Bu sözler Nazım Hikmet’e ait… Memleketimden İnsan Manzaraları içindeki Kuvayı Millîye Destanı,
Bu sözler Nazım Hikmet’e ait… Memleketimden İnsan Manzaraları içindeki Kuvayı Millîye Destanı, Karayılanın Hikâyesi… Ne kadar çok şey anlatıyor…
Bu dünya, bu gözler neler gördü neler!
Kara propagandanın, aldatmanın hasını…
1960’dan bu yana bütün darbeleri, bütün komploları, bütün dış müdahaleleri… Türkiye üzerine oynanan oyunlara alet olan hainleri… Her türden ateşi ve ihaneti… Ne milletmişiz ama! Hâlâ dimdik ayaktayız!
İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması mesela… Bugün, Dünya Barış Günü olarak kutlanan 1 Eylül’de… 1939 yılında olan oldu…
Almanya-Polonya sınırında, Polonyalı askerlerin Alman askerlerine ateş açmasıyla pek çok Alman askerinin öldürülmesi resmi kaynaklara savaşı tetikleyen neden olarak girdi… O zaman günlerce propagandası yapıldı… Ancak bunun bir kara propaganda olduğu sonradan anlaşıldı…
Alman askerlerine ateş edenler aslında, Polonya askerlerinin üniformalarını giymiş Nazi askerleriymiş…
Dünya tarihi de kişisel tarihimiz de böyle kara propagandalara çok şahit oldu. Ancak bu kadar beceriksizce yapılmasına belki de ilk kez tanık oluyoruz.
CHP’nin, uydurma “Saray ziyareti” haberi, beceriksizlik konusunda dünya literatürüne girecek cinsten…
Bu olay, İngiltere’de, Almanya’da olsa istifayla sonuçlanır… Japonya’da olsa seppuku… Ama bizde “öyle demek istemedim”, “demedim”, “yok aslında bunu diyecektim” gibi sözlerle top orta sahada çevrilir, üstüne yatılır, seçmen balık hafızalıdır diye düşünülür… ‘Geçiştir gitsin stratejisi’ devreye girer…
Kendi döneminde dokuz seçim kaybeden bir genel başkan, yerel seçimde HDP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin oylarıyla kazandığı zaferi kendi zaferi, CHP’nin zaferiymiş gibi satıp koltuğuna sımsıkı tutunabiliyorsa Rahmi Turan – Talat Atilla kullanılarak sahnelenen FETÖ tipi yeni komployu neden savuşturamasın ki?!
Ancak bir şey unutulmamalı… O da her zaman kamuoyunun önüne geçip ona yön veren kamu vicdanının muhakemesi… CHP’li delegelerin nezdinde, onların vicdanında bu kez Kemal Kılıçdaroğlu’nun, geçen Kongre’de olduğu gibi, Muharrem İnce’yi topladığı yüzlerce delege imzasına rağmen saf dışı bırakması öyle kolay olmayacak…