Altın yatırım araçları içerisinde her dönem kendisinden söz ettiren bir varlık oldu. Birçok &o
Altın yatırım araçları içerisinde her dönem kendisinden söz ettiren bir varlık oldu. Birçok özelliği olan altın, uzun vadeli yatırım aracı olduğu gibi diğer araçlara kıyasla uzun vadede kendi değerini koruyan,rezerv olması nedeniyle uluslararası paralara alternatif olan ve likit bir varlık olması nedeniyle de istenildiği zaman paraya çevrilmesi kolay bir varlık.
ALTIN BELİRSİZLİĞİ SEVİYOR
ABD-Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, küresel ticarette yaşanan yavaşlamanın etkisiyle başlayan faiz indirimleri ve artan parasal genişleme altın talebini artırıyor. Bu belirsizlik, altının küresel talebini artırdığı gibi fiyatını da yükseltmektedir.
Bu nedenle, 2019 yılında yatırım araçları içerisindeki ağırlığını artıran ve hatta küresel fonlar içerisinde de payını artıran önemli bir yatırım aracı olarak öne çıkmaktadır.
Diğer yandan, AB ile İngiltere arasında devam eden Brexit süreci ile ilgili belirsizlikler, altına talebi arttıran diğer bir önemli faktör. Brexit sürecinin anlaşmasız sonuçlanması ya da bu sürecin uzaması halinde oluşacak belirsizlik dönemi, altının tekrar cazibesini artıran bir dönem olabilir.
Altın belirsizlikleri seven ve bu belirsizlik ortamında büyüyen önemli bir likit değer.
MERKEZ BANKALARI DA ALTIN REZERVİ TUTUYOR
Dünyada birçok merkez bankasının rezervinde yabancı paralar gibi altın rezervleri bulunmaktadır.
Dünyada en çok altın rezervi tutan ilk 10 ülkenin merkez bankalarına baktığımızda, FED dünyada ilk sırada yer almakta ve altın rezervlerinin toplam rezervlerinin içindeki payının yüzde 76 seviyesinde olduğu görülmektedir. Bu oranın çok yüksek olmasının nedeni de ABD’nin doları rezerv şeklinde tutmaya ihtiyacının olmaması ve kendi bastığı paranın rezerv para olmasıdır. Bu nedenle ABD, rezervlerinin büyük kısmını altın olarak tutmaktadır.
En çok altın rezervi tutan Merkez Bankaları sıralamasında ikinci sırada Almanya, üçüncü sırada İtalya ve dördüncü sırada Fransa merkez bankaları gelmektedir. Bu ülkelerde de altının toplam rezervler içindeki payı yüzde 60-70 arasındadır.
Bu ülkeleri Rusya, Çin, İsviçre, Japonya, Hindistan ve Hollanda takip etmektedir. Rusya son dönemlerde rezervler içerisindeki doları azaltıp, altının rezerv içindeki payını arttırmak istiyor. Ama halen altının toplam rezervler içindeki payı yüzde 25 seviyelerinde.
Bu ülkeler içerisinde Hollanda’nın altın rezervinin toplam rezervler içindeki payı yüzde 68 civarında iken Çin merkez bankasındaki altın rezervlerinin toplam rezerv içindeki payı yüzde 3 ve Hindistan’ın ise yüzde 7 seviyelerinde.
Bu açıdan AB ülkelerinin yüksek altın rezervi tuttukları görülmekte.
TCMB’nin ise rezervlerinin yaklaşık yüzde 25’i altın rezervi olarak tutuluyor. Halen yabancı paraların toplam rezervler içindeki ağırlığı yüksek seviyelerde.
ALTIN REZERVLERİNDE ARTIŞ, DOLARA TALEBİ AZALTIR MI?
Son yıllarda dolara alternatif rezerv para arayışının belki kısa dönemde gerçekleşmesi zor olur ama merkez bankalarının rezerv olarak altına yönelme ve altının rezervler içindeki payını arttırma konusunda farklı arayışları da var.
Rusya’nın altının toplam rezervler içindeki payını yüzde 5 seviyelerinde arttırması bu çabaların sonucu. Bu çabaların, dünya ekonomik güç dengesinin değişimi hızlandıkça daha da hızlanacağı bekleniyor.
Altının tekrar dünya finansal sisteminin önemli bir aracı haline gelmesini, 1970’li yıllarda çöken altın para sisteminin kendiliğinden geri dönüşümü olarak mı algılamak gerekiyor?