Annem ile babam emekli olunca motosikletle Avrupa turuna çıktı (2)

Annem ile babam emekli olunca motosikletle Avrupa turuna çıktı (2)

Biraz sonra okuyacağınız mektubu Nuray Catic bana Hakikat İncinmesin romanının tefrikasının ilk aylarında

Powerful quake kills 21 in Albania as buildings bury residents
Why Syria safe zones?
إيران: شغلنا 1044 جهاز طرد مركزي في مفاعل فوردو‎

Biraz sonra okuyacağınız mektubu Nuray Catic bana Hakikat İncinmesin romanının tefrikasının ilk aylarında gönderdi. Niagara’da tanıştığı 97 yaşındaki Dr. Ahmet Fuat Şahin’den bahseden satırlarını heyecanla okudum. Ve derhal kendisi ile bir nehir röportaj yapılması gerektiğini yazdım. Ne ki nasip olmadı. Dr. Ahmet Fuat Şahin 4 Kasım günü emanetini teslim etmiş.

İçinde yaşadığımız çağ her şeyi hızla veri haline getiriyor. Dataizm çağına karşı tek dayanak noktamız verilere karşı hayatların kaydını tutmak. Lütfen henüz imkansız olmadan etrafınızdaki hayatları kaydını tutalım. Yaşananları, kelimelerin gövdesine yüklemekte rikkatli ve dikkatli olalım, bu konuda birbirimizi gayrete getirelim.

Geçen hafta bir bölümünü yayınladığım mektuba devam ediyoruz. Buyurun:

Burada tanıştığım çok değerli yaşlılar arasında Niagara Falls’taki gururumuz Fuad Amcamız var. Dr. Ahmet Fuad Şahin. 97 yaşında. Üroloji uzmanı başarılı bir tıp doktoru olarak görev yapmış. Kendisi bu bölgedeki Müslüman cemaatin kurucularından. Arkadaşlarıyla birlikte ilk camiyi kuruyor ve beyzbol sopası ile tahtada ilk Kur’an derslerini veriyor. Aynı zamanda uzun yıllar kurulan bu ilk caminin imamlığını yapıyor ve başlattığı hayır işleri ile tanınıyor. Kurduğu ya ve yardımcı olduğu kurumlarda verilen hizmetler dolayısıyla kendisine çok az kişiye layık görülen ve Kanada hükümetinin verdiği en üst nişanlardan birisi olan “Kanada şeref madalyası” takdim edildi. Bu ödülü alan ilk Türk. Her hafta Cuma namazına geldiğinde cemaatle hasbihalleşiyor. En son evine ziyarete gittiğimizde hayat hikayesini dinleme firsatım olmuştu. Osmanlı zamanında Libya’da görevli bir askerin oğlu. 40 günlükken deve üzerinde uzun sürecek bir yolculukla başlıyor hayatı. Yaşamı derslerle dolu. Çok az kişiyle başlattığı hizmetler bugün dünya çapında birçok insanın duasını almasına vesile oluyor. Her bayram sabahı evlerinde çayın yanında kahvaltılıklar ikram ediyorlar. Evleri sanki Türkiye’den koparılıp da buraya öylece yerleştirilmiş gibi. Her köşesinde Türkiye kokusu var. Fuad amca yaşlanmasına rağmen bir dertle ıslanmış kimsenin sahip olduğu enerjiyi içinde taşıyor. Kendisi yaşlı ama onunla sohbet ettiğinizde gençleşiyor, motive oluyorsunuz. Allah sevgisi onun bütün işlerinin amacı ve enerjisi.

Yaşlılar Kanada’da çoğunlukla hayatın içinde. Ya çalışıyorlar ya gönüllü işlerle uğraşıyorlar. Hastanelerde gönüllü çalışanların çoğu yaşlılar. Çalışmasalar da yürüyüşte, kütüphanede, alışveriş merkezlerinde, her yerde yaşlıları yoğun olarak görmek mümkün. İlk geldiğimde çok dikkatimi çekmişti. Bizde 80-90 yaşındaki yaşlıların o kadar aktif bir hayatları olduğunu düşünmüyorum. Eskiden belki tarlalarda vs aktif bir yasam sürüyorlardı ama modern hayatla, dışarıda bir uğraşı olmayan yaşlılar genelde eve bağlı daha durağan bir yaşam sürüyorlar (bu gözlemlerim benim aile çevremde ve ilçemizdeki yaşlılara dair). Niagara Falls’taki bir spor merkezinde tenis hocası bayan 90 yaşının üzerinde. Bunlar ilk geldiğimde şaşırdığım şeylerdi. Aile ilişkileri burada maalesef bizimki ile kıyas edilemez. Çoğu yaşlı çocuklarının yollarına bakıyor. Ya bakım evlerinde ya da yalnız yaşıyor.

Bir de kapımıza gelen Yehova Şahitleri var. Bildiğiniz gibi burada çok yaygın. Ahmed onları geri çevirmiyor ve bazen sohbet ediyoruz (Çok çayımızı içtiler). Ziyarete gelenler arasında İngiliz bir çift var. 80lerinde. Kendilerini dinlerine adamışlar. Kapı kapı gezerek broşür dağıtıyor, dinlerine davet ediyorlar. Yaşlılıkla ilgili değil ama kızlarına dair hikayeleri beni çok etkilemişti. Belki bilirsiniz. Yehova Şahitleri’nde kan nakli kesinlikle yasak. Jennifer (görüştüğümüz Yehova Şahidi hanım) bir gün eve geldiğinde telefon çalıyor. Hastanede yatan kızı için kan nakli gerektiğini, kızının bilincinin yerinde olmadığını söylüyorlar. Kan nakli için izin istiyorlar. Kızı da aynı dinden olduğu için Jennifer “hayır” diyor. Ve kızı o gün vefat ediyor. Jennifer bunu gözyaşları ile anlattı. Kızının kendisinden o kararı vermesini isteyeceğini bildiğini ama yine de bu olayın onu çok üzdüğünü… Jennifer ve eşi bizi torunlarıyla birlikte ziyarete geliyor. Kızı vefat ettikten sonra torunlarına onlar bakıyor. Teknolojinin aile bağlarını zayıflattığını düşünüyorlar ve telefon vb teknoloji aygıtlarını çok minimum bir şekilde kullanmaya çalışıyorlar (Yine başka bir Yehova Şahidi kapımıza bastonla gelmişti. 89 yaşındaymış).

Bu arada tefrika romanın ilk bölümü gerçekten çok heyecanlı bir yerde bitmiş. İnşallah Ocak ayında devamını iple çekiyorum.”

Meraklısı için not: Nuray Catic’in Yehova Şahitleri’nin kan nakli yasağına dair anlattıkları, İngiliz yazar Ian McEvwan’ın Çocuk Yasası romanında çok çarpıcı bir şekilde ele alınıyor. Romanı özellikle ilahiyat ve hukuk eğitimi alanlara hararetle tavsiye ederim.