Çıkmaz Sokak! -Numara kaç?

Çıkmaz Sokak! -Numara kaç?

Bay Kemal’i kuyunun dibinden çıkarma gayretleri sürüyor. Ne ki, bu çabalar beyhudedir. “Çabalama kapta

Disapproval rate for Chile’s president rises to 84%
İade için ABD’ye özel kurye
Pelosi asks lawmakers to proceed with Trump impeachment

Bay Kemal’i kuyunun dibinden çıkarma gayretleri sürüyor. Ne ki, bu çabalar beyhudedir. “Çabalama kaptan, ben gelemem” limanındayız!

Kılıçdaroğlu’nun, Fox TV’deki sözleriyle “olayı üstlendiği” gerçeğini yok etmeleri mümkün değildir.

*

Püf noktasını teşkil eden sahneyi bir kere daha oynatalım:

İsmail’in “Siz bu yazıyı okuduğunuzda doğrudur dediniz mi?” sorusuna Bay Kemal “Evet” cevabını vermiştir.

“İsim tahmin ettiniz mi, aklınızdan geçiyor mu, birileri? Yani, Erdoğan şunu çağırmıştır, bununla görüşmüştür, diye?” şeklindeki suale “karşılığı” da şöyledir:

“Özel bir tahminde bulunmak istemiyorum…

İsim vermek istemem. Ama doğrudur, yani…”

*

“Öyle demedi de, aslında şöyle demişti!” yahut “Çarpıttılar” gibilerinden “savunma” laflarının alayı çöptür…

-Buradan çıkışları yok!

O YAZI, UZAY GAZETESİNDE Mİ ÇIKTI?

Rahmi Turan’ın başyazarlığını yaptığı Sözcü’nün vaziyeti, ayrıca bir felaket…

Dün ilk sayfadan pabuç kadar puntolarla şöyle feveran ediyorlardı:

“Türkiye’de yoksulluk yok; pahalılık yok; işsizlik yok; dış sorun yok; terör sorunu yok; adaletsizlik yok:

-Varsa yoksa CHP içindeki kavga var!”

*

Oysa…

Sözcü’nün, CHP’ye odaklanmış gündemin uzayıp gitmesinden şikâyet etmeye zerrece hakkı yok…

Bu kıyasıya tartışma, bu hadise; Sözcü gazetesi başyazarının yazısıyla başladı, yahu!

Logosunda “Sözcü susarsa, Türkiye susar” diye yazan…

Yavru gazetesinin adı “Korkusuz” olan Sözcü; dünkü manşetiyle “CHP’deki kavgayı konuşmayı, bırakın; yeter artık susun!” demeye getiriyor…

Türkiye’de başka sorunların olması; CHP’deki hadisenin konuşulmasına veya tartışılmasına engel teşkil etmez!

*

Üstelik bu mevzu Sözcü sütunlarında patladı…

Şimdi, manşetten ağlıyorlar: “Yetti, artık” diye…

“Kendim ettim, kendim buldum; gül gibi sararıp soldum” türküsünü söyleyecekleri yerde…

“Türkiye, artık bu konuyu konuşmasın, sussun” istiyorlar!

*

Bir hafta evvelinde “Saray CHP’yi dizayn ediyor” illüzyonuyla başlayan malum olay; bumerang misali döndü, Bay Kemal ile partisini vurdu…

Muharrem İnce’nin “Bu tezgâh, bu komplo CHP Genel Merkezi’nde kurulmuştur” dediği olay; aynen “ikna edici açıklamalar yapamayan” Kılıçdaroğlu ve CHP Yönetimi gibi Sözcü’yü de kuyuya indirdi!

Feveran etmeleri bundan dolayıdır. Bir yandan kendi vaziyetlerini “izah edemiyorlar” diğer yandan da CHP’yi “kurtarmaya” çabalıyorlar: ki, nafiledir.

*

İsmi, şu ana kadar açığa çıkmayan CHP içindeki “kaynağın” Kılıçdaroğlu tarafından bilindiği bellidir.

Muharrem İnce’nin “Bu kumpasçılar, CHP içinde bir prangadır. CHP bu pisliği temizlemelidir” diyerek sözünü ettiği Parti İçi Odağın üzerine gitmek yerine; bu Odak himaye ediliyor, hadiseden uzak tutulmaya çalışılıyor!

Bay Kemal mi; “yapması gerekeni yapmadığına göre” komplodan haberdardır. Dahası, söz konusu odağı himaye eden de kendisidir.

Vaktiyle onu genel başkanlığa getirenlerin, şu son komploda Kılıçdaroğlu’na “başrolü verdikleri” aşikârdır…

Ne var ki, bu başrol bir Kötü Adam başrolüdür!

İnce’nin, Yalova’da “Bugün Muharrem İnce’ye, yarın Kılıçdaroğlu’na bu komplo kurulur” dediğini de unutmayalım!

CHP’yi “bir sonraki hamlede; istasyonda” neler bekliyor, acaba?

2010’da Bay Kemal’i bir kaset operasyonuyla genel başkan yapanların, 2019’dan itibaren gözdesi Ekrem İmamoğlu’dur!

Bay Müdafa’nın, CHP’deki kavgada -halen daha adı geçmiyor!

FİKRİ TAKİP: AH,BİR KONUŞABİLSEYDİ

Sarı Kovboy Trump, “Bağdadi Operasyonu’nda kullanılan ve yaralanan ‘Conan’ adlı köpeğe Beyaz Saray’ın bahçesinde plaket ve madalya vermiş!”

“Şu anda dünyanın en ünlü köpeği!” diye anons ettiği “Conan” için bakınız ne demiş:

“O, Bağdadi operasyonu esnasında neler olup bittiğini biliyordu!”

*

Trump, “Conan, Bağdadi’nin öldürüldüğü gördü” demeye getiriyor!

Şu “anlı şanlı!” Amerikan Medyası, özellikle sormuyor, sorgulamıyor…

Amma velakin:

“Conan” bile “Halen Bağdadi’nin öldürüldüğüne dair herhangi bir görüntü veya cesedine ait bir tek kare fotoğraf bile yok, neden ki?” diye sorabilirdi!

-Ah, bir konuşabilseydi!