Devlet Personel Başkanlığı kapandı ama 54 yıldır yönetmelik hâlâ…

Devlet Personel Başkanlığı kapandı ama 54 yıldır yönetmelik hâlâ…

Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı ile birlikte hazırlanacak temsil giderlerinin yapılmas

الداخلية التركية تعلن ترحيل إرهابي إيرلندي إلى بلاده
Çavuşoğlu, Pompeo discuss extradition of terrorist ringleader Mazloum…
Yangın faciası

Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı ile birlikte hazırlanacak temsil giderlerinin yapılmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik yaklaşık 54 yıldır yürürlüğe konulamadı ya da konulmadı. Bu arada DPB kapandı ama böyle bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı hala belirsiz. Üzücü ama gerçek böyle.

Temsil giderlerini düzenleyen yönetmelik 54 yıldır çıkarılamadı

Temsil ve tanıtım işi hoşumuza gidiyor ama iş kurala gelince maalesef kuralı pek sevmiyoruz. Daha çok da kuralları kendimiz oluşturunca iş daha da hoşumuza gidiyor.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun Temsil Giderleri ve Yönetmeliği başlıklı 179’uncu maddesinde; “Hangi kurumlarda hangi sınıf ve kadrolardaki devlet memurlarının görevler icabı temsili mahiyette masraf yapabilecekleri ve bu masrafların sarfı ile ilgili usul ve şartlar ve bunların sarf alanları ilgili kurumların görüşleri alınarak Maliye Bakanlığı ve Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığı ile birlikte hazırlanacak bir yönetmelikle belirtilir” hükmüne yer verilmiştir.

Madde metni 1965 yılında yürürlüğe girmiş olmasına rağmen hala kanunun emrettiği yönetmeliğin çıkarılmaması anlaşılır bir durum değildir. Şayet bu yönetmelik ihmal edilmeyerek hazırlanmış olsaydı bu alandaki boşluk ortadan kalkmış olacaktı. Kaldı ki bu yönetmeliğin çıkarılması takdire dayalı bir durumda da değildir ve emredici bir durumdur. Demek ki kanunun emredici hükmü istenildiği takdirde görülmezden gelinebiliyor. Aksi takdirde 54 yıldır birilerinden bu yönetmeliği niçin kırmadıkları sorulurdu. Kimsenin bu yönetmeliği çıkarmaya niyeti olmadığına göre bari kanun değiştirilerek sorun kökten çözülse de bizde ikide bir bu konuyu yazmak zorunda kalmasak.

Temsil, ağırlama ve görev harcamaları nasıl yapılıyor?

Belirli makamlarda bulunan kamu görevlilerinin temsil ve ağırlama harcaması yapması kaçınılmazdır. Zaten makul ölçülerde yapılan bu harcamalara kimsenin bir şey dediği de yoktur.

Ancak, öyle kamu kurumları var ki bunların kullandığı temsil ve harcama giderleri dudak uçuklatabilmektedir. İşte sıkıntı bu tür kurumlarda ortaya çıkmaktadır. Şayet bir kamu kurumundaki temsil ve ağırlama harcaması bakanların kullanmış olduğu temsil ve ağırlama harcamasından fazlaysa bu konuya el atılması kaçınılmazdır.

Bu bağlamda kamu kurumlarındaki en belirsiz konulardan birisi temsil ve ağırlama harcamalarıdır. Bu konuda kamu kurumlarının çıkardıkları yönetmeliklerde bazı ifadelere rastlıyoruz. Bu ifadelere örnek verecek olursak; kurul başkanı ve üyelerinin temsil ve ağırlama harcamalarıyla, görevlerinin ifası sırasında yaptıkları harcamalardan hangilerinin kurum bütçesinden karşılanabileceği hususunda Kurulun yetkili olduğu belirtilmiştir.

Sadece bu şekilde hükümlere yer verilmektedir. Halbuki bu konuda detaylı bir düzenlemeye ihtiyaç olduğu bilinen bir gerçektir. Dolayısıyla belediyeler dışında kamu kurum ve kuruluşlarının temsil ve ağırlama giderlerini düzenleyen bir mevzuata rastlayamıyoruz. Yani Devlet Personel Başkanlığı ile Maliye Bakanlığı yaklaşık 54 yıldır çıkması gereken bir yönetmeliği çıkarmıyor. Bu arada Devlet Personel Başkanlığı kapandığı için bir anlamda sorumluluktan da kurtulmuş oldu.

2019-2021 Dönemi Bütçe Hazırlama Rehberi’nde bu konuyla ilgili neler yer alıyor?

2019-2021 Dönemi Bütçe Hazırlama Rehberi’nde Temsil, Ağırlama, Tören ve Fuar Organizasyon Giderleri’ne ilişkin olarak; “Temsil, ağırlama, tören, fuar, kongre ve benzeri faaliyet ve etkinlikler için katılım sayısı asgari seviyede tutulmak suretiyle ödenek talep edilecek ve mali yıl içinde bu alandaki uygulama tasarruf anlayışı içerisinde yürütülecektir” ifadesine yer verilmiştir. Bu ifadelerin oldukça yetersiz olduğunu belirtmek isteriz.

Kurumların temsil ve tanıtım giderlerinin milyonlarca TL olduğu dikkate alındığında bu kadar ciddi bir konuda niçin sıkı kuralların olmadığını anlamakta zorlanıyoruz.

Belediyelerin hazırladığı yönetmeliklerde detaylı bilgiler var

Bazı belediyelerin çıkarmış olduğu “Belediye Bütçesinden Yapılacak Temsil, Tören, Ağırlama ve Tanıtım Giderleri Yönetmelikleri”nde bu konuda çok fazla ayrıntıya yer verildiğini görüyoruz. Bu yönetmeliklere ilgi duyanların internetten ulaşmaları mümkündür. Belediyeler bu yönetmelikleri 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 18 (m), 38 (o) ve 60 (k) ile 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 24 (l) madde ve bentlerine dayanarak hazırlamaktadırlar.

Yapılması gerekenler nelerdir?

Belirli makamları işgal edenlerin temsil ve ağırlama harcaması yapması kaçınılmazdır ve bu konuda kimse suçlanamaz ve kınanamaz. Ancak, gözden kaçan husus ise her şeyin bir ölçüsünün olduğunun unutulmasıdır.

Bu çerçevede kamu kurumlarının bütçeleri içerisinde temsil ve tanıtım harcamaları önemli bir kalem tutmaya başlamıştır. Özellikle kendi bütçelerini kendileri yapan kurumların bütçelerinde bu harcamalar önemli bir yer tutmaya başlamış, temsil ve ağırlamanın yanına bir de tanıtım ilave edilerek harcamalar kamufle edilmeye çalışılmaktadır. Zaman zaman konuyla ilgili olarak Milletvekilleri tarafından yöneltilen soru önergelerine verilen cevaplara bakıldığında ölçünün nasıl kaçırıldığı açıkça görülmektedir. Basına da yansıyan soru önergelerine verilen cevaplar konunun üzerinde ciddiyetle durulması gerektiğini açıkça göstermektedir.

Mahalli idarelerin temsil ve harcama giderlerinde ise ipin ucu iyice kaçmıştır. Bazen küçük bir belediyenin dahi temsil ve tanıtım harcamaları dudak uçuklatır hale gelmiştir. Keşke Sayıştay Başkanlığı kamu kurumlarının temsil harcamalarına ilişkin bir karne çıkararak kamuoyuna açıklasa da kim ne yapmış vatandaşlar açık seçik görse. Belki bu vesileyle herkesin gözü gönlü açılır.

Sonuç olarak, mevzuatın amir hükmü olmasına rağmen ilgili kurumların görevini yerine getirmemesi neticesinde bu harcamaların nasıl yapılacağına ilişkin ciddi bir esas ve usul olmaması, olanlarında olabildiğince esnek olması bu konudaki başıboşluğu ortaya çıkarmaktadır. Bizim gibi ülkelerde ciddi bir yoksul kesim olduğu dikkate alındığında niçin bu konuyla ilgili ciddi bir mevzuat düzenlemesi yapılarak bu konudaki usulsüzlüklerin önüne geçilmediği de üzerinde durulması gereken önemli bir soru işaretidir. Ümit ederiz ki ne anlatmaya çalıştığımız anlaşılır da bizde iki de bir bu konuyu işlemekten kurtuluruz. Biz uyarı görevimizi yapalım da tarihte küçük bir nokta kadar da olsa yerini alsın.