Hasan Öztürk: Suriye ile yeni dönem

Hasan Öztürk: Suriye ile yeni dönem

15 Ekim’de bu köşede yazdığımız yazının başlığı “Türkiye’nin gü

Turkish Treasury awarded for successful debt management
46 Syrian National troops martyred in Turkey’s anti-terror op
الدفاع التركية: ضبط منصات صاروخية ومتفجرات في رأس العين السورية

15 Ekim’de bu köşede yazdığımız yazının başlığı “Türkiye’nin güneyinde yine Suriye ile sınır komşusu olacağız” şeklindeydi.

Ve o yazıda 13 Ekim’deCumhurbaşkanı Erdoğan’ın Dolmabahçe Ofisi’nde benim de aralarında bulunduğum gazetecilere yaptığı açıklamayı madde madde hatırlattıktan sonra,

“(o buluşmada) Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik vurgunun yanısıra (Erdoğan’ın) Adana Mutabakatı’na atıf yapması Suriye rejimi ile alt düzeyde sürdürülen ilişkinin ürünü diye düşünüyorum. Hatırlayacaksınız Sırbistan dönüşü uçakta bize (…) ‘Suriye ile rejimle ilişkilerimizi Rusya üzerinden sürdürüyoruz. Suriye’nin hak ve menfaatleri için adımlar atıyoruz. Suriye halkı için atıyoruz. Atılan adımların hepsi buna yöneliktir’ demişti” diye yazmıştık. Ve “(…) yakın gelecekte Türkiye’nin güneyinde yine Suriye ile sınır komşusu olacağız” demiştik.

SURİYE İLE YENİDEN SINIR KOMSUŞU OLMAK

15 Ekim’den bu yana köprünün altından çok sular aktı. Amerika ile varılan mutabakatın ardından Rusya ile Soçi’de imzalanan mutabakat tam manasıyla Türkiye’nin askerleriyle sahada elde ettiği başarıyı diplomasiyle taçlandırması oldu.

Rusya ile varılan mutabakatın önemli bir yönü ise hiç kuşkusuz rejimin tam manasıyla mutabakatı destekliyor olmasıydı.

6 saat 20 dakika süren tarihi toplantıda fiziken olmasa da Esad’ın ruhu Soçi’deydi. Gözü kulağı oradaydı.

Rusya dönüşü Cumhurbaşkanı’nın Suriye rejimi ile ilgili kurduğu şu cümle ise yeni dönemin işareti gibiydi.

Dünkü Hürriyet gazetesin manşetinden bire bir aktarıyorum:

Üst başlık: Şam sorusuna Erdoğan’ın yanıtı

Başlık: “İsabetli ve kolay yol”

Alt başlık: Erdoğan, Suriye rejimi ile ilişki modeli sorusuna, “Başta Rusya- Suriye münasebetlerinden hareketle kendimiz için bunu daha isabetli yol olarak görüyoruz. Görüşmelerde de bunun süreci daha kolay kılacağını gördü” yanıtını verdi.

Spot: “Temennimiz odur ki bundan sonraki süreçte de biz bu münasebetleri kolaylaştıracak adımları Dışişleri Bakanlığı olsun, Savunma Bakanlığı olsun, istihbarat olsun, bunları devreye sokarak Rusya tarafından bu işi sürekli gündeme aldık ve gündemde de… Bundan sonraki süreçte de biz bunları tabii yine kullanacağız, bundan istifade de edeceğiz.” (24.10.2019 Hürriyet)

Suriye’de denklem Barış Pınarı Harekatı ile değişti. Terör koridoru tarih oldu. Amerika sınır bölgelerimizden çekildi. Amerika’nın beslemesi PYD/YPG “Sokak ortasında bırakıldı.” Rusya ve rejim ile flört etmeye başladı. Tek taraflı olarak rejime taahhütlerde bulundu ama o taahhütlere rağmen rejim Birleşmiş Milletler’e gönderdiği “YPG ayrılıkçı terör örgütüdür” mektubunu geri çekmedi.

Rusya ise elinde bir koz olarak YPG/PKK’yı tutmak istese de “Çekilmezlerse Türkiye ezer” dedi.

Bu aşamadan sonra güney sınırımızda Suriye rejimi ve Rusya’nın güçlerini göreceğiz. Yani yeniden komşu olacağız. Ama şunu unutmayalım YPG/PKK’nın “Rojava” dediği ve tarih olan bölgenin yegane ikmal yolu olan M-4 kara yolunun en önemli bölümü artık Türkiye’nin kontrolünde.

CUMHURİYET BAYRAMI’NDA ÇİFTE BAYRAM YAPACAĞIZ İNŞALLAH

Türkiye gelecek hafta 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacak. Bu bayram da bana göre çifte bayram olacak.

Çünkü o gün saatler 18’i gösterdiğinde Soçi mutabakatında YPG/PKK’nın 30 km güneye çekilmesi için verilen 150 saatlik sürenin sonuna gelinecek ve Türkiye o saatten itibaren Suriye’nin kuzeyinde Afrin’den Irak sınırına kadar olan bölgede devriye atmaya başlayacak.

Bu muazzam bir başarıdır. Zaferdir.

Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere en üstten en alttaki emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Şehitlerimize (Suriye Milli Ordusu’ndakiler dahil) rahmet diliyorum.

Siyasal görüşünüz ne olursa olsun. Meşrebiniz ne olursa olsun. Vatan ve millet sevginiz varsa. Cümleniz bu zafer ile gurur duyun.

Yanılıyor muyum?