İbrahim Karagül: * 96 yıllık devlet zannettiler. * Selçuklu Osmanlı…

İbrahim Karagül: * 96 yıllık devlet zannettiler. * Selçuklu Osmanlı…

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. yılını, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın yıldönümünü d&uum

YPG/PKK, tahrip ettiği hastane önüne teröristbaşı posteri asmış
Turkey's private sector external debt down in August
Batılı teröristleri ülkelerine nasıl gönderelim?

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. yılını, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın yıldönümünü dün, “yeni bir zafer ekleyerek”, Barış Pınarı Harekâtı’nın sevinciyle kutladık.

Kutladığımız sadece Cumhuriyet değildi, sadece 96 yıl değildi. Çünkü yüzyıllardan gelip yüzyıllara yöneldiğimiz bugünlerde her sembol, yeni bir anlam ifade ediyordu. Çünkü yeni bir yükseliş çağının kapılarını araladığımız günlerdeydik.

YÜZ YIL SONRABİR DİL, BİR RÜZGÂR, BİR UMUT..

Çünkü; yüz yıl önce coğrafyanın her köşesinde mücadele veren, ağıtlar yakan, yok olmakla yüz yüze bırakılan milletimiz, bugün coğrafyanın her köşesinde merhametiyle, gücüyle, öncülüğüyle derin izler bırakıyor, gelecek vadediyor.

Bir söz, bir dil, bir rüzgâr, bir umut inşa ediyor. Devletler değişiyor, rejimler değişiyor, siyasi anlayış ve kimlikler değişiyor ama bu milletin kaderi, siyasi genetiği, tarih inşa edici ve coğrafya biçimlendirici misyonu değişmiyordu.

SELÇUKLU OSMANLI OLUYOR,OSMANLI CUMHURİYET..VE DEVAM EDİYORDUK..

Selçuklu Osmanlı oluyor, Osmanlı Cumhuriyet oluyor ve biz yolumuza devam ediyorduk.

Alparslan oluyor, Kılıçarslan oluyor, Yavuz oluyor, Kanuni oluyor, Abdülhamit oluyor, Atatürk oluyor, Erdoğan oluyor ve biz yolumuza devam ediyorduk.

Sadece bu coğrafyada bin yıldır vardık ama Türk Silahlı Kuvvetleri 2 bin 200 yaşındaydı!Devletlerin sürekliliğine inanıyorduk ve bu devam ediyordu.

Devletlerin de, milletlerin de, ülkelerin de kaderi vardı ve bu kader bizi yüzyıllardır dik tutuyor, güçlü tutuyor, ayakta tutuyordu. Yok olduğumuzu sandığımız en dip noktada yeniden ayağa kaldırıyordu.

DERİN GEÇMİŞİN HAFIZASI,GÜÇLÜ GELECEĞİN HABERCİSİ

Barış Pınarı Harekâtı ile, Fırat’ın Doğu’sunda oluşturulmak istenen “terör koridoru”na, “harita planlarına” karşı başlattığımız askeri müdahale, hemen ardından ABD ve Rusya ile masada yürüttüğümüz pazarlıklar, işte böyle bir gücün yeniden hatırlatılmasıydı.

Bu Türkiye bir Selçuklu’ydu, Osmanlı’ydı, Cumhuriyet’ti, şimdilerde başlattığımız yeni yükseliş dönemiydi. Yirminci yüzyılın dondurulmuş tarihinin sona ermesinin, vesayet döneminin defterinin dürülmesinin, 21. yüzyılın yıldızlaşan ülkesinin ilânıydı. Coğrafyamızda yüzlerce yıllık siyasi genetikti, derin geçmişin hafızası, güçlü geleceğin habercisiydi.

96 YILLIK DEVLET SANDILAR.ÜÇ YILDA ÜÇ TERÖR ÖRGÜTÜ: ELLERİNDEKİ ÜÇ SİLAH ALINDI.

15 Temmuz 2016’da, Türkiye’yi iç savaşa sürükleyip parçalamaya ayarlı “çokuluslu müdahale”yi plânlayıp uygulayanlar bu ülkeyi 96 yıllık devlet zannettiler.15 Temmuz’da FETÖ ve arkasındaki güçler yenildi. Türkiye’yi içeriden vurmaya, Suriyeleştirmeye çalışanlar yenildi.

Fırat Kalkanı ve Afrin operasyonundan sonra, Barış Pınarı Harekâtı ile de; PKK ve DEAŞ üzerinden çevrelemeye, dışarıdan kuşatmaya, savaşı Anadolu içlerine taşımaya çalışanlar yenildi.

Bütün terör örgütleri de arkasındaki patronları da yenildi. Onlar bize vurdukça biz daha güçlendik, onlar Anadolu içlerine girmeye çalıştıkça biz daha dışarı yöneldik. Onlar bizi avlamaya çalışırken biz onları avladık. Türkiye’ye karşı ellerindeki üç büyük silah da ellerinden alınıyor, alınacak.

BİZİ ‘DOSTLUK’LA VURDULAR, İŞTE BUNA BİR “DUR” DEDİK.

Türkiye’yi sadece Anadolu, bu devleti sadece Cumhuriyet dönemi sandılar. Cephe ülkesi gibi, şamar oğlanı gibi kullanacak, sonra da istedikleri gibi kırpıp biçeceklerdi.

Tıpkı bugün PKK’yı, DEAŞ’ı kullandıkları, sonra da tasfiye ettikleri gibi, Türkiye’yi de yeni coğrafya tasarımlarında kullanıp sonra da küçültecekler, “tehlike” olmaktan çıkaracaklardı.

Ama artık Soğuk Savaş döneminin “cephe ülke”si yoktu. Batı bizi düşmanlıkla değil, “dostlukla” yeniyor, parçalamaya çalışıyordu. İşte biz buna “dur” dedik.

‘GERİLEME DÖNEMİ’ BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI İLE BİTMİŞTİR.

Milletimiz için gerileme dönemi Birinci Dünya Savaşı ile bitmişti. Dünya Savaşı’ndan bu yana geçen yüz yıl, Cumhuriyet’in ilanından sonra geçen 96 yıl, sadece bir duraklama, toparlanma dönemiydi.

Kendimizi koruduk, bugüne sakladık ve hep çok sabrettik. Yüz yıllık vesayetin de, o can yakıcı sabrın da sonuna geldik. Cumhuriyet’in 100. Yılında bu defter tamamen kapanacaktır.

Ama o tarih şimdiden sona erdi. 15 Temmuz son denemeleriydi. Güneyden çevreleme son denemeleriydi. Türkiye’yi kontrol altında tutma, durdurma, Anadolu’ya sıkıştırma, orada da rahat bırakmayıp küçültme planlarının son girişimleriydi.

PKK TASFİYE OLUYOR, OLACAK..

Bundan sonra istedikleri kadar çabalasınlar, elleri o kadar güçlü olmayacak, olamayacak. Artık Soğuk Savaş sonrasının palavradan icat edilmiş terörle mücadeleye göre stratejik değeri tanımlanmış ülke yok, kendi değerini kendisinin tanımladığı bir ülke var.

Artık tarihi de, coğrafyayı da, kendi varlığını da, tehditleri de, öncelikleri de kendisi tanımlayan bir Türkiye var. 2016’da FETÖ tasfiye oldu. Şimdi DEAŞ ve PKK tasfiye oluyor, olacak.

ABD NEDEN ÇEKİLDİ? NEDEN BAĞDADİ’Yİ ORTADAN KALDIRDI? HANİ FETÖ İSTANBUL’DA BİR ‘VATİKAN’ KURACAKTI?

ABD Suriye’de neden geri adım attı? Neden Türkiye sınırlarından çekildi? Neden PKK’yı ilan ettiğimiz güvenlik kuşağının dışına taşıdı? Neden DEAŞ lideri Bağdadi’yi ortadan kaldırdı?

15 Temmuz başarılı olsaydı böyle bir Türkiye olacak mıydı? ABD askeri ile birlikte PKK ve DEAŞ geri çekilecek miydi? Yoksa Anadolu içlerinde devletler mi ilan edecekti?

FETÖ İstanbul’un Avrupa yakasında bir “Vatikan” kuracak, PKK Doğu ve Güneydoğu illerinde devlet kuracak, DEAŞ üzerinden Irak ve Suriye ile birlikte Türkiye’nin bir bölümünde sahtekârca bir “İngiliz hilâfeti” şekillenecek, Anadolu paramparça olacaktı.

Sadece üç buçuk yıl içinde neler değişti? Bütün terör örgütleri mevzi kaybederken patronları Türkiye’nin kararlı duruşuna direnemedi ve geri çekildi. İşte sözünü ettiğimiz Türkiye budur!

OTUZ YILLIK HESAPLARI ÇÖKTÜ

ABD Bağdadi’yi öldürmüşse Suriye meselesi bitmiş demektir. Geri çekiliyorlar, çekilecekler demektir. PKK’yı sınırlarımızdan Suriye’nin derinliklerine sürüyoruz. Orada Arapların kalbinde hiçbir şekilde barınamayacaklar. Artık PKK üzerinden de Suriye’yi biçimlendirme işi yatmıştır.

İşte bu, Türkiye’nin 15 Temmuz’dan beri yürüttüğü mücadelenin sonucudur. Suriye’de sekiz yıl, bütün bölgede otuz yıldır hazırlığı yapılan proje çökertilmiştir. Bu, Türkiye’nin gücüdür. Yukarıda anlatmaya çalıştığım şey budur.

ŞİMDİ YENİ BİR ÖRGÜT KURUP,YENİ CEPHELER AÇACAKLAR

DEAŞ’la yapacakları bir şey kalmamış, bütün kirli sırlarıyla birlikte temizleniyor şimdi. ABD, İsrail, Fransa, İngiltere, S. Arabistan, BAE şimdi savaş suçlarını temizliyorlar.

Evet bu, Trump’a ABD içindeki tartışmada büyük alan açacak, güç verecek. Ama asıl sonucunu coğrafyamızda gösterecek.

Şimdi yeni bir örgüt kuracaklar, yeni bir cephe açacaklar. Afganistan için El Kaide’yi, Suriye-Irak için DEAŞ’ı icat etmişlerdi. Kullandılar attılar.

Bin Ladin’i de Bağdadi’yi de aynı şekilde ortadan kaldırdılar! Şaşırtıcı ama iki operasyon da hemen hemen aynıydı. Kullanılan dil de, yöntem de, pazarlama biçimi de aynı.

ORTA ASYA- ÇİN SINIRINA DİKKAT!

Muhtemelen Orta Asya-Çin sınırında bir hareketlilik başlayacak. Eski El Kaideciler, eski DEAŞ’çılardan yeni bir örgüt inşa edecekler. Yine İslâm’ı, Müslümanları bir silah olarak kullanacaklar.

Özbekistan, Tacikistan, Doğu Türkistan, Afganistan, Pakistan, Keşmir bölgesinde çok ciddi hareketlilikler olacak. Şimdiden o bölge için kurulacak örgütün adını merak ediyorum. Bazıları “Horasan Grubu” demeye başladı bile.

YÜZ YIL ÖNCE ÇÖKÜŞ DÖNEMİYDİ. BUGÜN YÜKSELİŞ DÖNEMİNDEYİZ. HESAPLAR BUNA GÖRE YAPILACAK.

Türkiye elini çabuk tutmalı.ABD’ye verilen süre doldu. Rusya’ya verilen süre de dün akşam sona erdi. İki ülke de Türkiye’ye taahhütlerde bulundu.

Eğer uyulmazsa, eğer PKK/YPG onları dinlemezse, Halep-Musul hattının kuzeyindeki her terör hareketliliği Türkiye’nin hedefinde olmalı.

Cumhuriyet’in 96. yıldönümünü, coğrafyamızın Birinci Dünya Savaşı’nda yaşadığı sarsıntıları andıran büyük bir fırtına içinde kutluyoruz. Ülkeler işgal ediliyor, haritalar çiziliyor, terör örgütleri resmi ordular gibi kullanılıyor ve Türkiye bütün bu fırtınalara direniyor.

Yüz yıl önce çöküş dönemindeydik. Şimdi yükseliş dönemindeyiz. Herkes hesabını buna göre yapsa iyi olacak. Özellikle içeridekiler. Yoksa tarihi ıskalayacaklar.