Cengizhan Genç, 1992 yılında Sakarya’da dünyaya geldi. 2014 yılında Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakü
Cengizhan Genç, 1992 yılında Sakarya’da dünyaya geldi. 2014 yılında Gazi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. 2013 yılında Hece Dergisi’nde, 2016 yılında ise Dergâh Dergisi’nde şiirleri yayımlanmaya başladı. 2018 yılında “Üstelik Sarışın” adlı şiir kitabı Dergâh Yayınları’ndan çıktı.
İlk eseriniz yayınlandığında neler hissettiniz?
Lise son sınıfta şiir yazmaya başladım, 2009 senesiydi. 2009 ile 2011 arası şiir yayımlamak için dergilere yazdıklarımı göndermeye başladım. Ancak hiçbir dergiden -olumlu bir geri dönüşü bırakın geri dönüş bile almayı başaramadım. Bir yandan üzülüyor bir yandan da hırslanıyordum. İlk şiirimin adı “Açlık”tı. Ankara’da “Kalem” diye bir dergi çıkıyordu, büyük şehirlere de gönderiliyordu dergi. Oraya şiir göndermeye başladım. “Açlık” şiirini yayımlayacaklarına dair bana bir mail gönderdiler. Çok sevinmiştim. Sanki dünyanın en nadir nimetlerini bir tepsiye koyup bana sunmuşlar gibi hissetmiştim. Arada kimse olmadan, sadece yazdıklarımla bir dergide yer almanın sevinci paha biçilemezdi benim için.
Kitabınızı elinize alınca ilk olarak ne yaptınız?
Üstelik Sarışın Cengizhan Genç Dergâh Yayınları 2018 80 sayfa
Şiir kitabımın çıkmasını çok uzun bir süre bekledim. Her sene yayımlamış olduğum şiirleri derleyip aralarından seçme yapar ve şiir dosyası oluştururdum. İstisnasız 2010’dan itibaren her sene yaptım bunu. Kitap çıkıp da elime alınca bir oh dedim içimden. Ne olacağına dair o muallaklık benim için şimdilik bitmişti çünkü. Kitaplarımı üst üste koyup yatağımın baş ucuna yerleştirdim ve kitabımın artık baş ucumda olduğunu bilerek huzurlu bir uyku çektim.
İlk kitabınızı kime imzaladınız?
Kitabın çıktığı gün şair Hayriye Ünal İstanbul’a bir konferansta konuşmacı olmak için gelmişti. Birkaç hafta önceden sözleşmiştik görüşeceğiz diye. Onunla buluştuğum gün kitabımın da çıktığı ve bana ulaştığı gündü. İlk kitabımı Hayriye Ünal’a imzaladım. Zaten kitapta onunla ortak bir şiirimiz de var “Angelika, Karaağaç ve Şifasız Otlar” isminde.
İBRAHİM, GEÇMİŞİM, GELECEĞİM VE ŞİMDİM
Okur önce hangi şiirinizi okumalı?
Tek bir şiir ismi veremem. Birkaç şiir geliyor aklıma “Üstelik Sarışın”ı düşününce. Bana yaşattığı acı bir deneyim sonucu kaleme aldığım için “İnsanın İyi Yüzünü Parçalayan Şeyler” isimli şiirimi söyleyebilirim ilk başta. Zaten kitabın açılış şiiri de o. İkinci Olarak da “İbrahim” adlı şiirimi söyleyebilirim. Özellikle “İbrahim” şiirim salt benimle alakalı. O şiir geçmişimi geleceğim ve şimdim.
Gece mi yazarsınız, gündüz mü?
Yaşantımdan dolayı genelde gece yazıyorum. Gündüz çalıştığım için çok fazla şiir düşünmeye vaktim olmuyor. Aklıma bir şey gelirse zaten not alıyorum; ancak gece insanıyım. Gece gündüze göre mahremiyetin daha yoğun olduğu daha korunaklı bir zaman dilimi, bunun da çok etkisi var.
Defter mi, bilgisayar mı?
Kesinlikle bilgisayar. Deftere bir şeyler yazmak benim için zor. Bütün harfleri önümde gördüğümde aralamış olduğum kapıyı genişletmek hem daha kolay oluyor hem de zihnimdekileri bir bütün halinde unutmadan daha rahat aktarabiliyorum. Deftere bir şeyler yazmaya çalışınca ipin ucunu muhakkak kaçırıyorum. “İnsanın İyi Yüzünü Parçalayan Şeyler”, “E Harfi” ve “Kötü” adlı şiirlerimi askerdeyken yazmıştım, elimin altında bir bilgisayar yoktu. Mecburen deftere yazmıştım, oldukça zor bir süreçti. Üç şiir için tam bir defter harcadım.