İyi hal indiriminde ihmaller zinciri var: Düzenleme yapılması şart

İyi hal indiriminde ihmaller zinciri var: Düzenleme yapılması şart

Ordu Üniversitesi'nde ikinci sınıf öğrencisi Ceren Özdemir'in katil zanlısı Özgür Arduç'un 14

World leaders divided over Bolivia crisis
انطلاق ملتقى التعاون الاقتصادي التركي العربي بمشاركة 1500 مستثمر
ارتفاع حصيلة ضحايا التصعيد الإسرائيي بغزة إلى 16

Ordu Üniversitesi’nde ikinci sınıf öğrencisi Ceren Özdemir’in katil zanlısı Özgür Arduç’un 14 yıl önce Ordu’da bir çocuğu öldürdüğü ve cezaevine konulduktan sonra 2017’de çıkan yasa ile gönderildiği açık cezaevinden firar ettiği ortaya çıktı.

Bir yıl sonra hırsızlık yaparken yakalanan ve tekrar konulduğu açık cezaevinden 1 Aralık’ta bir kez daha firar eden Özgür Arduç, 3 gün sonra Ceren’i canice öldürdü.

  • Türkiye’yi sarsan Ceren Özdemir cinayeti sonrası gözler bir kez daha ‘iyi hal indirimine’ çevrildi.

Peki, ‘İyi hal indirimi neden tamamen kalkmıyor? Cinayette iyi hal hakimin mutlaka uygulaması gereken bir şey mi?’

Avukat Beybin Somuk

Konuyla ilgili yenisafak.com’a bilgi veren Avukat Beybin Somuk, iyi hal indirimi konusunda verilen raporlar konusunda ihmaller yapıldığının altını çizerek, “2017 yılındaki 5275 sayılı cezaevi güvenlik tedbirleri hakkındaki kanunla birlikte yönetmelikte de değişiklikler oldu. Ceren Özdemir’in katil zanlısı 14 yıl önce ‘kasten adam öldürme’ olarak tanımlanan suçu işlediği için toplam cezasının 10’da 1’ini kapalı cezaevindeiyi halli‘ olarak geçirip koşullu salıverilmesine 7 yıl veya daha az kalması şartıyla açık cezaevine ayrılma hakkına sahip olmuş ve böylelikle de açık cezaevine geçebilmiştir. Burada hukuken katil zanlısının yarı açık cezaevine geçirilmesinde bir sıkıntı bulunmuyor. Ancak sorunlu olan kısım ise aranan ‘iyi hal’ meselesi. Cezaevi idare ve gözlem kurulları hemen herkese ‘iyi hal raporlarını‘ veriyorlar. Yeterince inceleme yapılıp yapılmadığı hususunda ihmallerin olduğunu düşünüyorum” dedi.

KATİL ZANLILARI AÇIK CEZAEVİNDE FİRAR EDİYOR

Katil zanlılarının açık cezaevine nakledildikten sonra firar etmesinin en büyük sorunlardan biri olduğuna dikkat çeken Beybin Somuk, şunları vurguladı:

  • “Bir ikinci sorun ise ‘firar’ meselesi. Katil zanlısı açık cezaevine çıkarıldıktan sonra ‘firar’ ediyor ve buna rağmen tekrar alınıp kapalı cezaevine gönderildikten sonra ‘iyi hal’ sebebiyle açık cezaevine alıyorlar. Yönetmeliğe firar olduğu durumda tekrardan açık cezaevine geçişi engelleyen bir hüküm koyulması gerekiyor. İyi halin ise aslında tamamen hukuk sistemimizden çıkarılması gerektiği kanaatindeyim. Dün bir diğer kadın cinayeti olan ve kamuoyu baskısıyla katillerin ağır cezalar alabildiği Şule Çet davasında da sanıklara ‘iyi hal’ indirimi uygulandı. İyi hal hakimlerin yada cezaevi idare ve gözlem kurullarının sanıklara ve mahkumlara ‘bakın bizim sizinle bir derdimiz yok size iyi hal indirimi uyguluyoruz‘ diyerek biraz da kendilerine kalkan oluşturma metodu. Ancak bu uygulama yüzünden 20 yaşında gencecik kızların öldürülmesine dahi kapı aralayan kanuni ancak vicdanen kabul edilebilir olmayan durumlar yaşanıyor. 2019 yılında tam 430 kadın cinayete kurban gitti.”

KADINA ŞİDDET KONUSUNDA TOPLUMUN BİLİNÇLENMESİ GEREKİYOR

Türkiye’de cinayete ve cinsel saldırılara maruz kalan kadınların sayısının her geçen gün arttığına dikkat çeken Beybin Somuk, şunları vurguladı:

“Bu konuda toplumun bilinçlendirilmesi şart. Kadınların şiddete maruz kaldıkları durumlarda başvurabilecekleri kanalları bilmeleri çok önemli. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımızın Alo 183 yardım hattı bu tarz her durumda aranabilir ve psikolojik, ekonomik, hukuki yardım alınabilir. Polis ve jandarma Karakolları, Aile Mahkemeleri, Cumhuriyet Başsavcılıkları, Şiddet Önleme ve izleme Merkezi (ŞÖNİM), Barolar ve belediyelerin Kadın Destek Birimleri kadınların başvurabileceği yerler. Türkiye Cumhuriyeti kamuoyunda istanbul Sözleşmesi olarak bilinen Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi İstanbul sözleşmesi’ni 2011 yılında imzalayan ilk devlet olarak sözleşme gereği tüm kadınlarımızı korumak zorunda. Aynı şekilde 6284 sayılı ailenin Korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesi kanunumuz kapsamında da kadınları koruyucu tedbirleri aile mahkemelerin alması gerekiyor. Ancak uygulamaya baktığımızda şiddete uğramış bir kadına şiddet uygulayan kişiye yalnızca 15 gün uzaklaştırma tedbirlerinin verildiği durumlarla karşılaşıyoruz. Ya da şiddet uygulayanın uzaklaştırma tedbirinin ihlal etmesine rağmen kanunda yazdığı gibi disiplin hapsi yaptırımına maruz bırakılmadığı durumlarla karşılaşıyoruz. Kanunların varlığı önemli ama kadın cinayetlerini ve kadına karşı şiddeti önlemenin yolu bunları efektif şekilde uygulamaktan geçiyor. Bu sebeple de herkesin bu konuda daha titiz davranması şart.”