Nedret Ersanel: Duvar ustaları…

Nedret Ersanel: Duvar ustaları…

II. Dünya Savaşı ertesi gelişen şartlar/ayrışmalarla kurulan Berlin Duvarı (1961), sadece ülkeyi ayı

Bakan Ersoy ve eşi Japonya İmparatoru’nun tahta çıkma törenine katıldı
Yener İnce'den Falcao açıklaması: Tedavisi devam edecek
Taha Kılınç: Sürpriz yok

II. Dünya Savaşı ertesi gelişen şartlar/ayrışmalarla kurulan Berlin Duvarı (1961), sadece ülkeyi ayırmakla kalmadı, geçmişle gelecek arasına da hat çekti. Kurulduğunda dünyanın bir daha eskisi gibi olmayacağı biliniyordu. Yıkıldığında da öyle oldu…

1989-2019. Berlin Duvarı’nın çöküşünün 30. yılını ‘idrak’ ediyoruz. 11 Eylül saldırılarına kadar, ‘yıkılarak’ dünyayı değiştiren tek yapıydı. İkiz Kulelerden sonra yine başka bir dünya kuruldu ve Berlin Duvarı yalnızlıktan kurtuldu. Metaforik bakarsak, Çin Seddi direnmeyi sürdürüyor…

‘Soğuk Savaş’ı özleyenlerin varlığı üzerine çok kalem oynatıldı. Ben de özlüyorum. Ama onlar “Soğuk Savaş“ın dönmesini temenni ediyor, hatta buna oynuyorlardı…

Putin: “SSCB’yi özlememek vicdansızlıktır. Gerçekten istemek ise aptallık“…

Ben ‘Soğuk Savaş kültürü’nün, zamane politikacılarının nadir ve klas bir havası olduğunu düşünürüm. Bir daha ‘o günlerin’, bu kadar incelikli politik ayarlar kuran uluslararası ekiplerin yerkürede aynı zamanda hayat bulması imkânsız gibi. Hele günümüz örneklerine bakınca.

*

James Bond da bir Soğuk Savaş kültüdür Vladimir Putin de!..

Terminoloji de öyledir. Berlin Duvarı, Demir Perde’nin fiziki izahıydı. Ya da tersine, dünyanın durumunu iki kelimeye indiren ‘Demir Perde’nin sembolü Berlin Duvarı’ydı. Winston Churchill 1946: “Baltık-Stettin’den Adriyatik’teki Trieste’ye kadar, kıta boyunca demir bir perde açıldı»…

***

“Soğuk Savaş“; istihbarat örgütleri, casuslar zamanıydı ama buna bakışı da değiştirmek lazım.. Konuya, “Soğuktan Gelen Casus” penceresinden baktığınızda eğlenceli/romantiktir ama kıran kırana casuslar savaşının bir başka okuması daha lazımdır…

30 yıldan fazla Doğu Almanya Dış İstihbarat Servisinin başında bulunan Markus Johannes Wolf, “Man without a face”de şöyle diyor; “Doğu ve Batı’nın istihbarat servisleri Avrupa’ya yarım yüzyıldan fazla süre barış getirdi. Bu kıtanın şu ana kadar barış içinde geçirdiği en uzun zamandır“…

İşin kült/kültür tarafı dediğim bu, Wolf’dan bahsederken -ki ‘Mişa’ da diyebilirsiniz- ‘Romeo’ operasyonunu bilmek lazımdır. Geçen sezon Türkiye’de gösterime giren “Kızıl Serçe”deki serçelerin erkek versiyonu üzerinedir! Keza, John le Carre’ın, “Tinker, Tailor, Soldier, Spy” kitabında da izlerini bulabilirsiniz Mişa’nın…

Hasılı, her Soğuk Savaş vakası ve karakteri ayrı/seri pencerelere açılır ve devam edip gider

Mesela, zamanın Mısır istihbaratı da Bond romanlarındaki kişi ve olayları gerçek sanıp, kendi servisini buna göre inşa etmişti!

***

Soğut Savaş söylevleri de zengindir…

Bugün dahi birçok atıf o cümlelere yapılır, ne kadar tekrarlansa tadı kaçmaz…

1988-Moskova, Reagan: “Stratejim şudur; biz kazanacağız, onlar kaybedecek”…

Amerika kazandı mı?..

İngiliz yazar Mick Herron, ‘Slow Horses’ kitabında şöyle yazıyor, “Soğuk Savaş’ın sona ermesiyle dünya daha güvenli bir yer gibi göründü. Şükür 10 dakika sürdü»…

Bitmediğini bugün daha iyi gözlemleyebiliyoruz. Form değiştirdi veya evrim geçirdi diyebiliriz ama yaşıyor. Ancak değişen konjonktür kimi ülkelerin oyundaki yerini değiştirdi. Bu ülkelerden birincisi Türkiye’dir…

***

Soğuk Savaş’ın Almanya ve Berlin Duvarı özelinde en iz bırakan konuşmalarından biri de Kennedy’ye ait…

Batı Berlin-1963, JFK: “Ich bin ein berliner”… Almanca dilbilgisi açısından sakatsa da, “Ben bir Berlinliyim” en sık gönderme yapılan cümlelerinden biri oldu. Gerisini bilene de ben rastlamadım.

Berlin Duvarı’nın tuğlaları tek tek böyle çekildi. Aslına bakarsanız Kennedy’nin ipi de öyle çekildi!

***

Soğuk Savaş 1989’da sona erdi. Sovyetler çöktü. Duvar yıkıldı.

Sonra?

Demir Leydi Margaret Thatcher; “Soğuk Savaş’ta birçok önemli/etkili insan neye karşı olduğumuzu ve bunun üstesinden nasıl geldiğimizi anlamadılar. Bu başarı unutuldu. Özgürleştirici kazanımlarınızı güvence altına almazsanız başaramazsınız“…

Demir Perde yırtıldığında bu yine gerçekleşmedi.

Neden?

Clinton: “Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’ni selamlıyoruz. Soğuk Savaş’ın Avrupa kıtasında yarattığı sınırı nihayet siliyorlar. 21. yüzyılda barışı ve güvenliği sağlayacak bir ittifakı (NATO) güçlendiriyorlar”…

Bush: “Bugün Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya, Slovenya’yı gururla selamlıyoruz. NATO saflarına hoş geldiniz.

Bush: “İnsanoğlunun bağımsızlık öyküsünde önemli bir an. Arnavutluk ve Hırvatistan’ın NATO’ya katılmasını destekliyoruz”.

Putin: “Almanya’nın birleşmesi kararı alınırken, Doğu Avrupa’da Sovyet askerleri çekilirken, ABD ve NATO yetkilileri, NATO doğu sınırının Almanya’yı geçmeyeceğini söylediler. Geçtiler“!.. (‘The Putin Interviews’, Oliver Stone, 2017.)

***

Bugün ortadan kalkan sadece Berlin Duvarı mı?

Artık “Batı” tartışılıyor. Zayıfladığı aşikâr. İngiltere AB’den kopuyorsa veya Türkiye gibi bir ülkenin NATO aidiyeti konuşuluyorsa -ki ne Ankara’nın böyle bir niyeti ne de NATO’nun açıklamalarında bu yönde işaret var- köklerde bir çürüme olduğu görülmeli.

İşi bu noktaya, çok daha fazlasına sürükleyen Batı’nın durdurulamayan hırsıdır…