Osman Akkuşak: açık oturum rezaletleri

televizyon kanallarındaki açık oturumlar; sağcılarla solcuların, birbirine muhalif partilerin usul ve edep dışı yarışması ve kapışması haline gelmiştir..

açık oturumların gayesi, ilim, sanat, felsefe, siyaset vadilerinden seçilmiş tek bir konuyu veya sıra ile birkaç konuyu o husustaki uzmanları konuşturmak suretiyle incelemek, tahlil etmek ve aydınlatmaktan ibarettir..

hem fakülte ve okullarda, konferans salonlarında, kültür merkezlerinde, hem de televizyon kanallarında yapılagelmektedir..

mükemmel bir açık oturumun usul ve erkânı hakkındaki şartları şöyle sıralayabiliriz:

1. açık oturumu idare eden şahsiyetin konunun yabancısı olmaması gerekir..

2. mevzuun açık seçik net bir şekilde tarif edilmiş bulunması gerekir..

3. moderatör denilen idarecinin konunun parçalarını sıra ile münakaşaya açması, disiplinli bir şekilde müzakereye getirmesi konuşmacılara sıra ile söz vermesi icap etmektedir..

4. konunun ana fikirlerinden birinin gündeme getirildiği zaman moderatör, bu ana fikri veya ana parçayı açık seçik vazetmeli, ifade etmeli, konuşmacıların dikkatine sunmalıdır..

5. konunun kendisi veya ana fikirlerinden birinin sunulmasından sonra sıra ile iştirakçilere söz verme işlemine başlamalıdır..

6. ilk sözü alan kişi fikirlerini beyan ettikten sonra, moderatör diğer konuşmacılara ilk sözü söyleyenin fikirleri hakkında ne düşündüklerini sormalı, herkesin, sıra ile evvela tasdik edenlerin sonra da tenkit edenlerin kanaatlerini serdetmelerini temin etmelidir..

7. ortaya atılan her kanaati tenkit edenleri sıra ile düzenli bir şekilde konuşturmalıdır.

8. bu esnada dikkat edilecek en önemli nokta, moderatörlerden izin almadan hiç kimse konuşmamalıdır.. moderatör, otoriter hareket etmeli, izinsiz konuşmaya kalkışanların sözünü kesip konuşmalarına fırsat vermemelidir..

televizyon kanallarındaki açık oturumlarda dinleyenleri rahatsız eden en çirkin nokta; iki kişinin moderatörden izin almadan karşılıklı konuşması hatta ikisinin de aynı anda konuşarak birbirlerinin ne dediğini dinlemek zahmetine katlanmamalarıdır.. medeni bir şekilde dinlemesini bilmeyen bir kişinin hangi önemli ve doğru bir fikri savunabileceği hususu hiç hatıra getirilmemektedir.. iki taraf, aynı anda konuşmaya devam ederek adeta birbirlerini cebri bir şekilde susturmaya ve bastırmaya çalışmaktadırlar..

vicdanlı, adaletli, kültürlü bir seyirci veya dinleyici böyle bir seviyesiz adeta kavga eder gibi sahnelenen bir münakaşadan hayırlı bir sonuç çıkabileceğini ve kendisinin bundan istifade edebileceğini asla düşünemeyecektir..

birbirlerinin konuşma hakkına saygı göstermeyenleri konuşmaya çağıran televizyon sahiplerinin, kanal idarecilerinin de bekledikleri itibar ve takdire ulaşamayacakları ortadadır..

televizyon kanalları medeni bir insan gibi konuşmasını, bunun usul ve erkânını bilmeyen kişileri davet ederek halka eziyet etmekten kaçınmayı akıl etmezlerse kanallarını kapatmaya mecbur kalacakları bir gün, muhakkak gelecektir..