Rasim Özdenören: Şaşkınlık ve savruluş

Rasim Özdenören: Şaşkınlık ve savruluş

Kimileri bu yanlışı tekrarlamaktan usanmıyor. Ben de onları düzeltmekten usanmayacağım. Demiş ki örn

ترامب تعليقاً على عملية نبع السلام التركية: إنها ليست مشكلتنا
DEAŞ çocuklarını PKK’lı yapıyorlar
Leaked cables revealed by NYT expose how Iran interferes in Iraqi…

Kimileri bu yanlışı tekrarlamaktan usanmıyor.

Ben de onları düzeltmekten usanmayacağım.

Demiş ki örneğin:

“Cumhuriyetimizin bütün değerlerini yok etmek için uğraşan bu iktidar çok tehlikelidir. 17 yıl boyunca bu ülkeye yaşatılanlar başka bir dönemde yaşanmadı. AKP’nin ve Erdoğan’ın kurduğu tek bir İslami kurum yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat fakülteleri ve imam hatipler, Atatürk’ün kurduğu kurumlardır. Ama AKP, politikalarıyla bu kurumların içerisini boşalttı. Bana Tayyip Erdoğan’ın kurduğu bir tane İslami kurum söyleyin. Bunlara yine sahip çıkacak olan yegâne parti CHP’dir.” (Abdüllatif Şener, https://www.yenicaggazetesi.co…)

Tek tek ele alalım:

1. AKP’nin ve Erdoğan’ın kurduğu tek bir İslami kurum yoktur.

1. Bu ifadeden sanılır ki bu ülke İslam hükümleriyle yönetiliyor. Bu ülke 1923’ten bu yana seküler bir zihniyetle yönetiliyor. 1923 ve devamı yıllarda “devrim yasası” bağlamında çıkarılan temel yasalar Hristiyan Batı dünyasının yasalarının tercümesinden ve adaptasyonundan ibarettir.

1921 Anayasası’nda yer alan “Devletin dini İslam’dır” hükmü 1924 Anayasası’nda da yer almış, ancak bu hüküm 1928 yılında kaldırılmış, 1937 yılında yapılan Anayasa değişikliği ile de kaldırılan hükmün yerine “laiklik” esası konulmuştur.

Bu değişikliklerin ve iktibas edilen yasaların temel amacı ülkeyi din dışı hükümlerle yönetmekten ibarettir.

2. “Diyanet İşleri Başkanlığı, ilahiyat fakülteleri ve imam hatipler, Atatürk’ün kurduğu kurumlardır.” Demiş.

2. Bu kurum ve okullar, beyan sahibinin zannettiği gibi İslam’a hizmet zımnında açılmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı dini devletin denetimi altında tutmanın aygıtı olarak kurulmuştur. Halen de o istikamette hizmet vermektedir. Bahsi geçen okullar da aynı amaca matuf olarak kurulmuştur.

Beyan sahibi bunları İslami kurum sanıyor. Kaldı ki “İslami kurum” deyimi açıklamaya muhtaç. Ne demek İslami kurum? Yol, köprü, hastane, okul gibi hizmete tahsisli yatırımlar İslami mi, Hristiyani mi; yoksa Çin mamulü mü, Taocu mu? 200 civarındaki üniversitenin neredeyse hepsinde ilahiyat fakültesi mevcut; yakın zamanlarda 40’ın üzerinde İslami İlimler Fakültesi açıldı. Şimdi bunlara bakarak bu ülke İslam hükümleriyle mi yönetiliyor diyeceğiz?

Bu beyanlardaki yanlış bilinç her tarafından sırıtıyor.

Kişilerin Müslüman olması, İslami bir gayret üzere bulunması ile İslam’ın kurumsal olarak yürürlükte bulunması arasındaki karıştırmalar yaygın bir yanlış bilinç ve kavram kayması halinde devam edip gidiyor…