Şeamet tellallarına bir kötü haber daha

Şeamet tellallarına bir kötü haber daha

Kadın cinayetlerini bazı müptezel muhaliflerin nasıl olup hükümet eleştirisine bağlayacaklarını mera

Turkish parliament removes 'filter item' in omnibus law
‘Turkey has no plans for demographic change in Syria’
البنتاغون: نعد استثناءًا كي لا تتأثر مبيعات الأسلحة لتركيا بسبب…

Kadın cinayetlerini bazı müptezel muhaliflerin nasıl olup hükümet eleştirisine bağlayacaklarını merakla bekliyordum.

Çok uzun beklemem gerekmedi…

Bilinen televizyon kanalının bilinen haber sunucusu ilişkiyi kuruverdi:

“FETÖ darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL ve çıkarılan KHK’larla kapalı cezaevlerinden açık cezaevine geçiş kolaylaştı, hızlandırıldı… Ağır hapis cezasına çarptırılan ve kapalı cezaevinde kalan biri, cezasının 10’da birini yatan biri açık cezaevine geçti… Ceren Özdemir’in katili de bu süreçlerden geçmiş, kolayca kaçabilmiş… O halde o KHK’yı çıkaranlar sorumludur…”

Böyle konuşan sadece muhalefetin resmi propagandisti gibi hareket eden o haber programı sunucusu mu?

Hayır.

Pek çok TV programı didişme müdavimi kalkıp “Ekonomik sorunlar nedeniyle intiharlar, cinayetler başladı” demezler mi?! Aklın sükût ettiği yer işte!

Şeamet tellalları Türkiye’de girişilen çeşitli melun saldırılara rağmen hükümetin ekonomik, sosyal ve bireysel koşulları ayakta tutma mücadelesi karşısında sürekli yeni düşünsel taciz konuları ortaya dökmede hayli becerikliler…

2013 yılından bu yana denenmedik yol kalmadı… Gezi olayları, 17-25 Aralık, MİT tırları, 15 Temmuz, 13 Ağustos 2018’de başlayan ve biri yerel seçimlerden hemen önce olmak üzere üç kez peş peşe düzenlenen finansal darbe girişimleri ve tüm bunların savuşturulması üzerine bu sefer sosyal darbe girişimi deneyleri…

Ne güçlü ülkeymişiz!

Bütün bunların arasında dengelenme, disiplin ve değişim şeklinde üç süreci tanımlayan hükümete karşı, dengelenme aşamasında doları 5.70 bantında tutabilme, enflasyonu düşürme, büyümeyi artırma, cari açığı küçültme konularında gösterdiği başarıyı üç ay beriden gelen rakamlara dayanarak “ama işsizlik yeterince düşmedi… ama bütün bu pozitif göstergeler çarşıya pazara yansımadı” diyerek tezviratı sürdürme çabası…

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından 2018 yılı verileri baz alınarak hazırlanan ve İnsani Gelişme Endeksi, Eşitsizliğe Uyarlanmış İnsani Gelişme Endeksi, Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi, Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi ile Çok Boyutlu Yoksulluk Endeksi’ni içeren “İnsani Gelişme Raporu 2019” yayınlandı.

Ülkemiz, bu raporda, 0,806’lık değere ulaşarak, 189 ülke arasında 59’uncu sıraya yükseldi. Bu sonuçla Türkiye ilk kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisine girmeyi başardı.

Bu endekse göre Türkiye’nin 1990 yılında 0,579 olarak hesaplanan endeks değeri, geçen yıl 0,806’ya çıkarak toplamda yüzde 39,4’lük artış göstermiş…

Bu 28 yıllık süreçte, yaşam süresi 13,2 yıl, ortalama öğrenim süresi 3,1 yıl ve beklenen öğrenim süresi 7,5 yıl arttı. Ülkede kişi başına brüt millî gelir aynı dönemde yaklaşık yüzde 122,1 yükseldi.

Bir de meşhur Pisa testi var… Bu testte çocuklarımız, okuma becerilerinde 50’den 40. sıraya, matematikte 50’den 42. sıraya, fende ise 54’ten 39. sıraya yükseldi. Matematik ve fen puanlarını en çok artıran 1., okuma puanını en çok artıran 2. ülke, Türkiye oldu.

El insaf!