Tipini bulamayan erkek şiddet üretir

Tipini bulamayan erkek şiddet üretir

Her toplum çeşitli dönemleri ve katmanlarıyla farklı erkek tiplerini ortaya çıkarır. Erkek, tip olduğ

مفوضية حقوقية: حصيلة ضحايا احتجاجات العراق 301 قتيلا و15 ألف مصاب
Turkish journalist injured by gas canister launched by French police amid pension protests
White House to not attend Judiciary Committee hearing

Her toplum çeşitli dönemleri ve katmanlarıyla farklı erkek tiplerini ortaya çıkarır. Erkek, tip olduğunda vardır. Kimliği olur. Erkek tiplerini en iyi yansıtan alanların başında filozof Diltey’in de belirttiği gibi tiyatrolar, tragedyalar ve oyunlardır. Filmler bunun en çarpıcı dili. Filmler kurmaca da olsa bir biçimde toplumun temsili. Bu açıdan Türkiye’de erkek tiplerini filmlerden giderek anlamak iyi bir yol. Tip yakalamak da, tip görmek de, tip yazmak da bir usta işi. Nihayetinde tip, toplumun kendini içinde hissedeceği ana temsiller ve anlatımlardır.

Türk filmlerinde uzun süre dört erkek tipi öne çıkıyor. Toplumda yaşayan ve meseleleri üzerinde taşıyan dört erkek modelidir bu. Cüneyt Arkın, Yılmaz Güney, Ayhan Işık ve Orhan Gencebay. Filmlerdeki erkek modelleri, toplumdaki gerçekliğe ayna tutuyor. O nedenle toplum onlarla aşık oldu ve onlarla nefret etti. Erkekler ve kadınlar bu erkek modeller üzerinden cinsiyet muhayyilelerini ürettiler ve inşa ettiler. Çünkü tipler burada erkeğin oluşumu ve kuruluşudur.

Cüneyt Arkın, cesur ve güçlü bir adam. Filmlerde mutlaka kavga ile öne çıkar. Kavga ile yine kavga ederek başa çıkan bir ideal erkek. Kentlidir çoğunlukla. Ama kırsal taraflarıyla da etkili. Köroğlu olur mesela. Kavganın bir anlamı var elbette. Fetihtir, namusu korumaktır, mafyayı dağıtmaktır. Arkın, çoğunlukla adalet duygusu etrafında yaşayan bir erkek. Birey olmayan bir erkek. Adeta bir alperen erkek arke tipi. Ya da Battal Gazi arkesi.

Yılmaz Güney, kırsal, kenar, alt sınıf ve yoksulluğun içinde mayalanan erkek. Yakışıklığı hiç öne çıkmaz. Zaten yakışıklı da değil. O da kavga eder. Ama kavgası daha öfkeli ve öç duygusu ile dopdolu. Kavgası ekonomi içindir. Bireysel arayışı yoktur. Birey değildir. Yoksulluğun yoksulluğunu, kan davalarının kanını, ağaların zulmünü gözümüze sokar. Bu erkek tipi romantik değil. Kurmacanın kurmacası. Erkekten öte o yoksul sınıfın insanı. Feodal ilişkilerin ürettiği eşitsizliğe meydan okuyan ve kavga ile dopdolu bir öfke. Kavganın estetiğinden eser yok.

Ayhan Işık bir şehir bey efendisi. Baştan başa İstanbul. Yakışıklı, romantik, ağır, özgüveni yerinde bir erkek. Birey erkek. Yeni doğan burjuvanın beyefendi erkek bireyi. Ancak üzerinde kent burjuvazisinin şımarıklığından eser yok. Ağa değil, bey efendidir. Dürüst ve namusludur. Modernliğin tepe yaptığı zamanların iyimser ve umut dolu erkek ütopyası. Para ile değil, aşk ve romantizmle dolu. Zengindir, ama zenginliği öne çıkmaz, insana batmaz.

Orhan Gencebay, meyhanelerde gezen ve kadere meydan okuyan erkek. Toplumsal dönüşümle gelen sarsıntıların yol açtığı bireysel kötülükleri protesto eden bir erkek. Derinliğinde kaderle hem hesaplaşan hem de anlaşan bir arke var. Alt ve orta sınıfla beraber yükselme hırsını taşır içinde. Yakışıklı, meydan okuyan, cesur bir erkek. Aşk için gözünü budaktan sakınmayan bir delikanlı. Ama namusa, yani kadına dokunan eli de mutlaka kıran bir erkek. Acı ve aşk ilişkisi sonunda trajedyaya dönüşür. Mutlaka öç alarak veya kinlenerek “namusa uzanan el” kırılır. Ciddi, ağır, protest bir erkek. Birey erkek değil. Toplumu ve normları için olan kader erkeği.

Bütün bu erkek modellerinde kadın sevilecek, korunacak, bakılacak, sahip çıkılacak bir namustur. Namus büyük bir değer. Kadının namusuna uzanan el kırılır. İntikam ve şiddet en fazla namus konusunda kendisini gösterir.

Şiddet, bu erkeklerde kan davasıyla, namusla, ağa baskısıyla, arkadaş kavgalarıyla, meyhane kavgalarıyla, alkolle, toprak ve mal paylaşımıyla kendisini gösterir. Erkek, bunlar için ve bu durumlarda şiddet üretir. Toplum da bunu onaylar, toplum bunları işlediği için bunlar da şiddeti işler. Kadın burada sevgilidir, metrestir, eştir. Mesafeler bellidir. Sevgili ile evlenilir. Metres, geçicidir. Mutlaka ya vazgeçilir ya da sevgiliye ve oradan da evliliğe dönüşür. Kadın, hala Leyla arke tipi. Erkekler de Mecnun arke tipi. Bu arke tipler, 1980lerin ortasında sona erdi.

Peki bugün filmlerimizde hangi belirgin tipler var? Bence böyle belirgin ve toplumun geniş kesimiyle bütünleşen erkek tipleri yok. Kimi hokkabaz, kimi paracı, kimi kabadayı, kimi adil, kimi kentli, kimi kuralsız. Bu anomik erkek kültüründen tip çıkmaz. Erkek tipi olmayan toplumda, film tipi de olmaz. Erkek, varlığını yeniden oluşturma ve kurma sürecinde. Erkek şiddetinin kökeni de bu bunalımlı erkek sosyolojisinde gizli.