Trump’ı durdurmanın yolunu arıyorlar…

Trump’ı durdurmanın yolunu arıyorlar…

Kafasının arkasında tam olarak ne var bilemem ama, göründüğü kadarıyla Trump ABD askerlerinin tüm&uu

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Selçuk'tan istihdam müjdesi
Another $7 billion of Qatari investments to flow into Turkey
ABD'de sahte öz geçmiş sayesinde bakan yardımcılığına kadar yükselen…

Kafasının arkasında tam olarak ne var bilemem ama, göründüğü kadarıyla Trump ABD askerlerinin tümüyle Suriye’den çekilmesini istiyor. Trump ABD askerlerinin Suriye’de bulunmasına gerekçe olarak, “IŞİD”i gösteriyordu. “IŞİD”in yüzde yüz yenilgiye uğratıldığını savunan Trump, ABD’nin Suriye’deki askerî misyonunun son bulduğunu bir süredir söylüyor.

“Askeri bürokrasi” ile “The Blob” olarak nitelendirilen yerleşik iki partili dış politika elitleri Trump gibi düşünmüyorlar. ABD Kongresi’ndeki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar bu konuda müşterekler. 2020 seçimlerine hazırlanan ve bu arada “azîl soruşturması”yla yüz yüze gelen Trump’ın biribiriyle çelişen tweet’lerinden nasıl bir cendere içerisinde sıkıştırıldığı anlaşılıyor.

Trump’ın avantajı, sıradan Amerikan seçmenlerinin ABD’nin sonsuz savaşlarından bıkıp usanmış olmaları. Trump, 2016’daki seçimlerde bu avantajı kullanarak Başkan seçilebilmişti. Trump çokça söylediği halde, ABD askerlerini Ortadoğu’da trilyonlarca dolara mal olan aptalca savaşlardan bir türlü geri çekememesini “The Blob”tan gelen azamî baskıya bağlıyor.

“The Blob”un görüşlerini ABD Kongresi’nde Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Lindsey Graham seslendiriyor. Graham, ABD askerlerinin Suriye’den çekilmesi yönündeki kararın ulusun güvenliğini ve Trump’ın Başkanlığını tehlikeye attığını savunuyor. Bu mesajlar Trump için tehdit içeriyor. Trump ise “Sanırım Lindsey Suriye’de 200 yıl daha durmak istiyor. Ama ben hemfikir değilim” diyor. ” Sonsuz Savaşlar”ı sonlandırmaya çalıştığını belirten Trump, bazı çevrelerin bölgeye onbinlerce asker göndererek savaş başlatmak istedikleri söylüyor.

ABD askerlerinin Suriye’deki bulunmaları için bir Kongre kararı yok. Kongre yabancı ülkelerde asker bulundurma yetkisini geçici olarak ABD Başkanlarına devretmişti. Kongre kurnazca yol izleyerek savaş ilânının siyasi bedelini Başkanlara ödetmek istiyor. Bu yüzden Trump, “Bizi, yanılgıya düşerek Ortadoğu savaşlarına sürükleyenler hâlâ savaşma baskısı yapıyor. Ne kadar kötü karar verdikleri hakkında bir fikirleri yok. Neden savaş ilânı istemiyorlar?” diyor.

ABD’nin Suriye’de kalmasından en fazla İsrail faydalanıyor. ‘PYD-PKK’ da, ‘IŞİD’ de birer paravan. “The Blob”, “Askeri Endüstriyel Kompleksi”, “Neoconlar”, “Hıristiyan-Siyonistler” ve “İsrail” koalisyon halindeler. Ana akım medya, koalisyonun yancısı. Hep birlikte Trump’ın asker çekmekten vazgeçmesi ve Türkiye’ye ağır yaptırımlar getirmesi için tazyik ediyorlar.

Trump öteden beri “Neoconlar”ı şiddetle eleştiriyor ve Irak’ın işgalinin büyük hata olduğunu savunuyor. Ama ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence bir kere bile Irak’ın işgalini eleştirmedi. Müdahale karşıtı muhafazâkâr yorumcular, Pence’in Trump’ın bir süre önce kovduğu Ulusal Güvenlik Danışmanı “Neocon” savaşçı John Bolton’dan pek farklı olmadığını vurguluyorlar.

Senatör Graham ile temsil ettiği güçler için Trump’ın ve sıradan Amerikalıların ne istedikleri önemli değil. Trump’ın ikinci kez Başkan seçilmesini umursamıyorlar. Trump yola gelmezse Pence ile yola devam edeceklerini düşünüyorlar. Suriye’den çekilme kararına tepki gösteren Cumhuriyetçi senatörler Mitt Romney, Ted Cruz, Marco Rubio ile BM eski Büyükelçisi Nikki Haley ise ellerini ovuşturarak bekliyorlar. Trump bunun farkında ve bu yüzden zik zak çiziyor.

Demokratlar ve muhafazâkâr Cumhuriyetçiler arasında Trump’ın asker çekme girişimini destekleyenler de var elbette. Bu çevrelere göre ABD’nin Suriye’de bulunmasının ‘ulusal çıkarlar’ açısından hiçbir ciddi gerekçesi yok. Asker çekmeye itirazların arka fonundaysa İsrail ulusal marşı çalıyor, “The Blob” ve yandaşlarıysa bu müziğe ayak uydurmak için yarışıyorlar.

Trump 2016’da “The Blob”a ve “Derin Devlet”e rağmen ABD Başkanı seçilmişti. Trump, “The Blob”u sıradan Amerikan vergi mükelleflerini boğan bir bataklığa benzetmişti. Trump şimdi bir ikilemle yüz yüze. Ya iddialarından vazgeçerek bu bataklığa sürüklenecek, ya da sıradan Amerikan seçmenlerine sırtını dayamak suretiyle bataklıkla savaşarak yola devam edecek.