Yaşar Süngü: Canımızı acıtan rakamlar

Dünyanın en zengin ve en fakir insanları, dünyanın en zengin ve bereketli bölgesinde bir arada yaşıyorlar ama

Yarını kodlayanlar 81 ile yayılıyor
Two wanted PKK terrorists surrender in eastern Turkey
International arrest warrants issued for FETÖ-linked judges

Dünyanın en zengin ve en fakir insanları, dünyanın en zengin ve bereketli bölgesinde bir arada yaşıyorlar ama birbirlerine faydası yok.

Kardeşiz diyorlar ama nimetleri paylaşmıyorlar.

Aynı dili konuşuyor, aynı coğrafyada yaşıyor, ismi barış olarak bilinen aynı dinden olduklarını söylüyorlar ama birbirlerini de aynı din adına öldürüyorlar.

Bugünkü İslam coğrafyasının fotoğrafı bu.

Neden bu hale düştük?

Çünkü okumayı, öğrenmeyi bıraktık.

Ne kitap okuyoruz, ne de evrende yer alan canlı cansız bütün varlıkları.

Okumayı bırakınca merak etmemeye başladık.

Oysa merak ilmin hocasıydı.

Kaderin gayrete aşık olduğunu da unuttuk ve onu da bıraktık.

Çalışmayı bırakınca temel ihtiyaçlarımızı karşılayamayacak hale düştük:.

Kendi elimizinemeğinin ve alın terimizin karşılığının ne kadar tatlı olduğunu unuttuk.

Kendi elimizi kullanmayınca başkasının eline muhtaç kaldık.

Oysa insanın kanadı gayretiydi.

Değirmenci uykusundan uyanana kadar yapacak bir şey yok, bu kumaştan bugün ancak bu kadar elbise çıkıyor.

Bugünkü sefaletimizin, canımızı yakan durumun kısaca özeti böyle.

**

Afrika’nın madenlerini ve gazını, Ortadoğu’nun da petrolünü çalmak için İkinci dünya savaşından sonra böl parça yönet politikası uygulayan sömürgeci Avrupalı, parçalayarak kuklalarla yönettiği ülke halklarında uyanma başlayınca politika değiştirdi.

Bugünkü çalma çırpma ve sömürü şekli İç kargaşa çıkararak meşgul etme.

**

Canımızı acıtan rakamlar, İHH İnsani Yardım Vakfı’na bağlı İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) tarafından hazırlanan “İslam Dünyasında İnsani Durum” raporu adıyla yayınlandı.

Rakamlara bakın ve ağlayın:

*Dünyadaki çatışmaların yüzde 60’ı İslam dünyasında yaşanıyor.

*2010 yılından itibaren savaşlarda ölenlerin yüzde 80’i Müslüman ülke vatandaşları.

*1,5 milyarlık İslam dünyasında 216 milyon kişi yetersiz besleniyor.

*Kişi başı gelirde dünya ortalaması 17 bin 225 dolar iken, İslam ülkeleri kişi başı gelir ortalaması 11 bin 137 dolar gibi bir düzeyde.

*İşsizlik oranında da İslam ülkeleri, dünya ortalamasının (yüzde 5,5) oldukça üzerinde, yüzde 7,5 gibi bir orana sahip.

*Bu olumsuz tablonun oluşumunda rol oynayan en önemli problemlerden biri dış borç meselesi olarak gösterilmiş.

*Rapora göre, bugün İslam ülkelerinin 1,6 trilyon dolarlık borcu var ve 21 İslam ülkesi “Ağır Borçlu Yoksul Ülke” kategorisinde sayılıyor.

**

*İslam dünyasındaki sağlık harcamaları küresel sağlık harcamalarının sadece yüzde 4’ünü oluşturuyor. (Dünya nüfusunun yüzde 25’ini oluşturmasına karşın)

*İslam ülkelerinde kişi başına düşen sağlık harcaması, 202 dolar iken dünya ortalaması ise bunun 5 katından fazla olan Bin114 dolar.

*Dünyada her 10 bin kişiye ortalama 15 doktor düşerken, İslam dünyasında bunun yarısı kadar (8) doktor düşüyor.

*Dünyada Ortalama yaşam beklentisi 72, İslam ülkelerinde ise sadece 67.

*İslam dünyasının genelinde 19,5 milyon çocuk ilkokula gidemiyor.

*İslam dünyasında her 5 kız çocuğundan biri okula gidemiyor.

*Okuryazarlıkta dünya ortalaması: yüzde 82,5 İslam ülkelerinde yüzde 70,3.

*Dünyada kadınlarda okuryazarlık ortalaması yüzde 79, İslam ülkelerinde yüzde 64.

*Dünyadaki kadın nüfusunun yüzde 25’ini oluşturmasına rağmen, anne ölümlerinin yüzde 49’u İslam ülkelerinde.

*Dünyadaki çocuk nüfusunun yüzde 30’unu İslam ülkelerindeki çocuklar oluştursa da, 5 yaş altı ölümlerin yüzde 47’si İslam dünyasında.

**

Coğrafi olarak her biri farklı bir bölgede bulunan İslam ülkeleri için, çözüm konusunda toptancı tek bir formül bulunmuyor ama tüm insani sorunlar için ortak tedbirler 4 noktada düğümleniyor:

1- İstikrarlı siyasi kurumlar oluşturmak.

2- Fiziki altyapıyı güçlendirmek.

3- Sosyal adaleti sağlamak.

4- Eğitim kalitesini yükseltmek.

Bu konularda İslam ülkeleri arasında, gerek ekonomik ve gerekse beşeri potansiyel olarak oldukça avantajlı ülkeler bulunduğu ve iyi planlanmış işbirlikleri ile bunların çözümlenebileceği belirtiliyor.

**

Ne zamana kadar böyle?

Ya da bu tablo nasıl değişir?

Zekat vermenin zekat almaktan, çalışmanın tembellikten, okumanın cahillikten daha kıymetli olduğunu idrak ettiğimizde tablo değişmeye başlar.

‘Durun siz kardeşsiniz’ diyenler arttıkça bu oyun bozulur.

‘Kardeşiz ama…’ diyenler artıkça da canımızı acıtan rakamlar artmaya devam eder.