Yaşar Süngü: Enayilik teorisi

Yaşar Süngü: Enayilik teorisi

Her yıl milyonlarca tüketiciye dönüştürülen insanların Black Friday denilen bizim de efsane Cuma, muhteşe

تكريم الفائزين بجوائز “نوبل” في استوكهولم وسط اعتراضات دولية
Germany demands explanation for Khashoggi murder
Thailand, Turkey finalizing free trade agreement: Envoy

Her yıl milyonlarca tüketiciye dönüştürülen insanların Black Friday denilen bizim de efsane Cuma, muhteşem Cuma, mutlu Cuma, dediğimiz indirim günlerini beklemesinin sebebi pişmanlık teorisi ile izah ediliyor.

Markaların zamanla sınırlanmış kampanya ve indirimlerinin tüketiciye dönüştürülmüş olan insanlara etkisini “pişmanlık teorisi” ile izah eden uzmanlara göre tüketiciye dönüştürülen insanlar geri sayımlı bir kampanya gördüğünde, bu kampanyadan faydalanmazsa geri sayım bittiğinde ürünü almadığı için pişman olmaktan korkar.

Gelecekte yaşayacağı bu pişmanlığı önlemek için de ürünü satın almaya yönelir.

Kampanyanın bitmesine ne kadar az zaman kaldıysa, geleceğe dönük pişmanlık duygusu da o kadar artar.

Dolayısıyla bu pişmanlığı önlemek için kampanyadan yararlanmayı tercih ederek kendini rahatlatır.

**

Sistemin en büyük sorunlarından biri; Seçenek bolluğu.

Eskiden insanların ne kadar fazla seçeneği olursa o kadar mutlu olacaklarına inanılırdı.

Çünkü seçenek bolluğuna sahip olmak özgürlük demekti, özgür olmak da insanı mutlak mutluluğa götürüyordu.

Ancak Amerikalı psikiyatr Barry Schwartz’a göre bunun tam tersi geçerli. Önümüzde sonsuzluğa doğru uzanıp giden seçenekler bizi depresyona, mutsuzluğa, pişmanlığa ve kaygı bozukluklarına sürüklüyor.

**

Barry Schwartz’ın “The Paradox of Choice” (Bolluk Paradoksu) kitabında bunu şöyle anlatıyor;

Eskiden bu kadar fazla seçenek yoktu, bir ürünü satın aldığınızda ya da bir karar verdiğinizde sorumluluk tamamen sizin olmuyordu.

Bugün yanlış bir ürün aldığınızda veya vücudunuza tam oturan bir ürün bulamadığınızda bütün sorumluluk sizin omuzlarınızda olduğu için böyle bir durumda kendinizi suçluyor, kötü hissediyorsunuz.

Yani, günümüzde artan depresyon vakaları, genel tatminsizlik ve mutsuzluk oranlarının artmasında bu seçenek bolluğunun ciddi bir katkısı var.

Çünkü seçeneklerin fazlalığı aşırı yüksek standartlarımızın olmasına sebep oluyor, bu yüksek standartlara erişmek çoğunlukla mümkün olmadığı için bir türlü tam olarak tatmin olamıyoruz.

**

Bu dönemde instagram, facebook, twitter e posta gibi mecralardan saldıran markalar, reklamlarla algısı allak bullak olan tüketiciye dönüştürülmüş insanları zaman sınırlaması tuzağına kolayca düşürürler.

Bir algı operasyonu daha markaların zaferi ile tamamlanmıştır.

Tüketiciye dönüştürülmüş insanların üçüncü dördüncü belki de hiç ihtiyacı olmayan ürünler ekmek gibi acil ihtiyaca dönüştürülmüş ve cüzdanlardan paralar çekilmiştir.

Artık bir sonraki kredi kartı ekstresine kadar mutludur alışverişi yapan tüketiciye dönüştürülmüş insan.

Bir sonraki ayın kredi kartı ekstresine baktığında bu sefer başka bir pişmanlık duyulur;

Ben neden bu kadar gereksiz ve aptalca alışveriş yaptım.

Şimdi bunu nasıl ödeyeceğim.

Geç gelen bu pişmanlığın adını ne koyalım?

Enayilik.

Bu da enayilik teorisi olsun.

Buna en uygun isim bu!

**

Tüketiciye dönüştürülmüş insan oğlunun bu pişmanlığına ve çaresizliğine bir çözüm var mıdır?

Vardır tabi ki.

Sistem bunu da düşünmüştür.

Gereksiz alışverişlere sürüklenen insanoğlu için sistemde her türlü parasal çaresizliğe itina ile çözümler üretilmiştir.

Neden?

Çünkü sistemin devam etmesi gerekir.

Sistemin devamı için tüketiciye dönüştürülmüş insanların ölmemesi gerekiyor.

Neden.

Çünkü sistem süründürme üzerine kurulmuştur.

Süründürmek ama hissettirmeden süründürmek.

Çaresi kalan tüketiciye dönüştürülmüş insan oğlu için finans kurumları ve bankalar devreye girer.

Kredi kartının asgari ödemesini yap, bu ay kurtul, gelecek ay gelince bir şeyler düşünürüz der sana bankalar.

Kısa vadeli bu acil çözüm sana o ay yeter.

Hafızalar da balık hafızasına dönüştürüldüğü için önceki ay düştüğün tuzak unutturulur ve sana bir ‘acil ihtiyaç’ adı altında gereksiz bir eşya daha daha pazarlanır.

Ve bu kısır döngü her ay tekrarlanır.

Ne zamana kadar?

Sen artık tüketemez hale gelene kadar.

Yani çöp olana kadar senden yararlanır sistem.

Eğer geri dönüşüme uygunsan ne ala.

Bir şansın daha doğar bu sistemin zincirlerinden kurtulmak için.

Kullanabilirsen tabi ki.