Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi

Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi

Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde, 14 Kasım’a kadar açık olan Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergis

Mirasta kadına haksızlık ediyoruz, doğru ama
Over 600 Daesh affiliates surrendered in Afghanistan
Citizenship bill clears parliament’s lower house in India

Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi’nde, 14 Kasım’a kadar açık olan Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi’nden söz etmeden önce, galeriyle ilgili kısa bir bilgi vermeliyim ki, zaten halka açık olan Kemerburgaz Kent Ormanı’nın yeniden açılmasındaki gibi, o da

bir skandala malzeme olmasın.

Taksim Cumhuriyet Sanat Galerisi, Taksim Maksemi olarak bilinen, I. Mahmud döneminde inşa edilmiş tarihi Su Deposu’ndadır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi burayı restore ederek, 2008 yılında, zikrettiğimiz adla hizmete açmıştır.

Gezi Eşkıya Kalkışması’nda, elli kişilik bir çete tarafından, güvenlik kameraları kırılmış; idari bürodaki bilgisayarları parçalanmış; Amerikalı, Alman, Mısırlı ve Çinli isimlerin de aralarında yer aldığı kırk bir sanatçının eserleri tahrip edilmiş, Rana el Şami’nin barışı simgeleyen ‘Beyaz Kuşlar’ı asılı bulunduğu yerden sökülerek tekmelerle parçalanmış, 7 Vadi 60 Kanat Gölgesi konseptiyle hazırlanan ve 2. Uluslararası İstanbul Trienali’nde sergilenen sanat eserleri de yağmalanmıştı.

Neyse ki, eşkıyanın gücü taşlara sökmediği için binası sağlam kalmış, kalkışmanın kolluk gücüyle bastırılmasını izleyen günlerde galeri eski haline getirilmişti.

Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi işte burada yer alıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Merkezine bağlı (ki, bu Merkez de Ekrem’den önce kurulmuştur) okullarda görev yapan 20 öğretmenin proje koordinatörlüğünde gerçekleştirilen serginin küratörlüğünü, yine aynı merkezde çalışan ressam Engin Beyaz yapmış.

Küratör Beyaz’dan aldığım bilgiye göre, sergi 17-35 yaş arası otistik, down sendromlu, mental 800 öğrencinin ferdi veya müşterek çalışmalarından oluşuyor.

Şimdi sergiye dönüşen projeyle, zihinsel engelli bir bireyin el-göz koordinasyonuna, kas gelişimine, daha genel bir söyleyişle engelli ferdin fiziksel gelişimine katkı sağlamayı amaçladıklarını belirten Beyaz, bunu engellilerin ferdî gelişimi ve grup çalışmalarına uyumu şeklinde ikili bir çabayla gerçekleştirmeye çalıştıklarını ve bu sayede, öğrenciler arasından gerçekten farklı bakışa, tasavvura, tahayyüle, dile ve çizime sahip olanları da keşfetmeyi hedeflediklerini söyledi.

Sergilenen tüm çalışmaları birebir görmeye gayret ederek gezebilmiş olmanın verdiği cesaretle söyleyebilirim ki, sergi şu iki övgüyü hak ediyor:

1- Zihinsel engellilerin, hangi nedenle olursa olsun, toplum dışına itilmelerinin büyük bir hata olacağına dair yapılan vurgu ile, özel eğitim, yönlendirme, özendirme yoluyla mevcut toplumsal hayata katabilecekleri yeni renklere aracılık edilmesi,

2- Özel eğitim, yönlendirme ve özendirmenin sanatla birleştirilmesi halinde, zihinsel engellilerin şahsında yeniden üretilebilecek olan hayat sevgisinin, verilecek ilgili eserler yoluyla pekiştirilmesi ve dolayısıyla onların gündelik hayatın tam ortasına yerleştirilmelerinin mümkün olduğunun gösterilmesi.

Zihinsel Engelliler Çağdaş Sanat Sergisi’ne bu iki hak edişten baktığımızda, çağdaş ve sanat nitelemelerinin isabetli olup olmadıklarını tartışmak, kendiliğinden abes olacaktır.

Zira buradaki çağdaş’ın, şimdiki zaman idrakine; sanatın da maharete, marifete veya hünere nispetle söylendiği aşikardır. Dolayısıyla şimdi zamanın müdriki olarak çağdaşlığı, kendi zamanını hoşluk, mutluluk içinde yaşama; en geniş anlamıyla zanaattan sanata uzanan marifeti de (zihin ve el becerisinin düzeyi ne olursa olsun) her insana verilmiş ortak nimet olarak görme şeklinde anladığımızda, sergiyi doğuran amaç ve uygulama çabası da hedefine ulaşmış olacaktır.

Bu manada, Degas’ın şu sözünü nakletmemin tam yeridir:

Sanat sizin gördüğünüz değil, başkalarının görmesini sağladığınız şeydir.

Meselenin bu sözdeki isabeti aşan önemli bir yanı daha var. Şöyle ki, dünyanın en ünlü sanatçıları şu iki şeyi özellikle talep ederler: 1-Aydınlık (ışık), 2-Sadelik. Bu iki esas, sanat yapma kaygısından sıyrılarak sanat yapabilmenin koşulu olmakla daima el üstünde tutulmuş, sanat yapma kaygısının aynı zamanda sanatsal üretim açısından bir şartlanmaya (kendi kurgusunun esaretine girmeye) neden olması ve bu cihetle sanatçının önünde kalın bir sis perdesi oluşturması yönünden üstesinden gelinmesi çok zor bir problematik olarak algılanmıştır.

Her şey bir yana, zihinsel engellilerin eserlerinden söz konusu problematiğin aşılabilirliğine dair çok önemli kanıtlar devşirmemiz mümkündür.

Küratör Engin Beyaz’a, sayılarının fazlalığı nedeniyle isimlerini zikredemediğim proje koordinatörlerine ve sergiye emek veren herkese teşekkür ediyorum.