Aslında gecikmiş bir yazı çünkü “Dünya Barış Günü” her yıl 1 Eylül günü olarak çeşitli etkinliklerle kutlanır. 1 Eylül denilince herkesin aklına ilk o
Aslında gecikmiş bir yazı çünkü “Dünya Barış Günü” her yıl 1 Eylül günü olarak çeşitli
etkinliklerle kutlanır. 1 Eylül denilince herkesin aklına ilk olarak 11 eylül tarihi gelir.
İnsan bune tesadüf demeden de kendini alamıyor artık. Çünkü Barış gününde Dünyanın süper gücü,ultra hegamonyası A.B.D. ye büyük bir terör saldırısı gerçekleştiriliyor.
A.B. D’nin en önemli güç sembollerinden olan Pentagon ve İkiz Kulelere terör saldırısı gerçekleştiriliyor ve3 bin civarı insan ölüyor. Barışın, sevginin, hoşgörünün tüm dünyanın birinci gündemi olduğubir ayda A.B.D büyük bir terör saldırısına uğruyor ve tüm dünya mazlum, mağdur, tüm ferdi ve sosyal haklarına tecavüz edilmiş bir ülkeyi canlı yayında bizzat izliyor.
Ve tüm insanlıktarihin terör eylemine biaynihi(görerek) şahit oluyor. Tüm dünya tarihin en büyük insanhakları, insanın yaşam hakkı ihlalini görüyor. Tüm insanlık bu büyük insanlık suçundan
dolayı da saldırının üzerinden 6 yıl geçmiş olmasına rağmen hala net olmayan ama o gün
hemen açıklanan faillerine lanet okuyor.
Ne büyük kompozisyon “Barış” huzur gününde savaş ve terör. Böyle bir şeye doğal olarak herkes lanet okur ve iyi ki demokrasi “War”, iyi ki insan hakları “War”, İyi ki “Barış Günü” “War”, diyecektir. Ve iyi ki bu durumlarda herkesi hepimizi koruyup, kollayan evrensel süper güç Amerika “War” diyecektir.
İyi kiküreselleşmişiz ve dünya küçük bir köy olmuş biz de onun bir parçasıyız diyecektir. Bir an
olsun kendisini büyük bir güven ve huzur içerisinde hissedecektir. Barış üzerine yüzlerce belki binlerce kitap yazılmıştır.
Bir o kadar da şiir yazılmıştır. Barış kelimesi savaş kelimesinin zıttıdır. Barış, savaşın, kavganın, kargaşanın olmadığı huzur ve sükunetin hakimolduğu haldir. Barış huzurun hakim olduğu süreçlerin tümüdür.
Barış kavramı günümüzün en popüler kavramlarından birisidir. Hoşgörü, barış, diyalog kavramları en çok konuşulan ve yazılan konulardan birisidir. Gelişmiş ve modern ülkeler en çok barış kelimesi üzerine bir şeyler yazıp-çizerler.
Makalemizde çok sık kullandığımız “War” kelimesi İngilizce “savaş” anlamına gelir biz bunu “Dünyada evrensel Barış”ın gerekliliğini vurgulamak için mecazi anlamda kullanıyoruz. Tüm dünya gibi biz de savaş değil barış, kavga değil huzur, kin ve öfke değil sevgi ve kardeşliğin hakim olmasını istiyoruz.
Sulh Kelimesi Arapça barış anlamındadır. M. Kemal Atatürk’ün meşhur “yurtta sulh, cihanda sulh” sözü en çok telaffuz edilen deyimhaline gelmiştir. Bu söz keşke şu an dünyada geçerli olsa diye düşünüyor insan. Dünyanınultra –süper gücü A.B.D’nin 11 Eylül saldırılarından sonra izlediği strateji sayesinde Ortadoğu da savaş olmayan ülke hemen hemen kalmadı gibi gözüküyor.
Filistin, Afganistan,Irak, Pakistan gibi ülkelerde iç kavgalar tükenmek bilmiyor. Hatta Irak’ta hemen her gün 100–150 civarında insan ölüyor. Fakat ne acı ki bir balinayı kurtarmak için tüm dünyayı seferber eden modern ve çağdaş dünya kılını kıpırdatmıyor.
İnsan haklarına saygılı ultra modern dünya her gün yüzlerce insanın kan revan içerisinde kalarak ölümünü adeta birHollywood filmi izler gibi izliyor. Acaba bu evrensel insan hakları yasasında “insanın entemel hakkı yaşama hakkıdır” maddesi sihirli bir madde mi diye düşünmeden edemiyor insan.
Yani bazı göler gördüğü halde bazı gözler görmez mi oluyor bu maddeyi acaba diyorum.Yoksa bu yaşama hakkı maddesi sadece dünyanın bir kısmın da (Batı-A.B.D)de de yaşayanlar için mi geçerli diye düşünüyor insan.
Ya da Ortadoğu da yaşayan ve her gün anne, baba ya da çocuğundan birini kaybetmenin acısını ta yüreklerinin en dip noktasında keskince hisseden insanlar için bu maddeler geçerli değil mi? Ortadoğu bölgesi ve orada yaşayan kahir
ekseriyeti Müslüman olan bu coğrafya “Dünya Barış Günü”nü ne zaman kutlayabilecek?
Barış kelimesini radyolarda, televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde ve kitaplarda değil de sosyal hayatlarında ne zaman duyabilecekler? Ya da bu insanların kendilerini emniyette hissettikleri bir güne uyanamayacaklar mı acaba?
Barış herkes için sevecen bir kelimedir. Barış kelimesini duyunca içinde güller açmayan, güzel şeyler düşünmeyen hiç kimse yoktur.
Barış tüm insanlığın ortak ümidi ve arzusudur. Fakat bu arzu gerçek barış arzusudur yoksa barış kılıfı giydirilmiş savaş değildir. Demokrasi kılıfı giydirilmiş kin ve kavga değildir.
Dünyada hiçbir insan vitrine bakınca çiçekçi fakat içeri girince kasap dükkânı ile karşılaşmak
istemez. Tüm insanlığın arzusu tam demokrasi ve kamil manada bir barıştır.
COMMENTS