AB, Türkiye’nin İran’a ve Suriye’ye yönelik çabalarına övgüde bulundu

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Büyükelçisi Christian Berger, Türkiye’nin hem İran hem de Rusya olmadan Suriye krizine çözüm bulma çabalarına övgüde bulunarak, Brüksel ve Ankara’nın savaşa ilişkin politikadaki temel ilkeler üzerinde hemfikir olduklarını ekledi. ülke.

Hürriyet gazetesine 30 Ocak’ta yaptığı röportajda, “Türkiye’nin Astana sürecinde ve birçok diğer süreçlerde yaptıklarını tam olarak takdir ediyoruz” dedi.

“Buradaki en önemli temel prensip Suriye’de siyasi bir çözüm görmek istiyoruz. Türkiye’nin Astana sürecinde ve birçok diğer süreçlerde yaptıklarını takdir ediyoruz. Türkiye, Rusya, İran ve ayrıca uluslararası toplumla çalışıyor ”dedi.

Berger, Mart ayı ortalarında Brüksel’de düzenlenen ve Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun da katılacağı bir Suriye konferansı olacağını söyledi.

“ABD’de ülkede siyasi bir çözüme ulaşmada nasıl yardımcı olacağına odaklanacağız. Bu önemlidir çünkü bu mülteci durumuyla bağlantılıdır. Ve orada, Türkiye ve AB kesinlikle aynı çizgide ”dedi.

Berger, 2019’un başlarında AB ile Türkiye arasında bir dizi toplantı yapılması gerektiğini söyledi. “Gelecek hafta, Türkiye ulaştırma bakanı Brüksel’de olacak, Asya ve Avrupa arasında mal nakliyesi için açığı kapatmaya ilişkin çok önemli tartışmalar olacak . İkinci toplantı havacılık anlaşması ile ilgili olacak. Şubat ayının sonunda, İstanbul’da yüksek düzeyde bir ekonomik diyaloga sahip olacağız ve Avrupa-Türk İş Forumu olacak ”dedi.

En üst düzeyde angajman

Berger, büyük olasılıkla Mart ayında Türkiye ile AB arasında Ortaklık Anlaşması (Ankara Anlaşması) için en önemli yönetim yapısı olan Ortaklık Konseyi’nin bir toplantı olacağını söyledi.

“Bu forumdaki tüm konuları tartışacağız. Bulgaristan Cumhurbaşkanlığı tarafından geçen yıl düzenlenen Varna’da liderler toplantısı yaptık. Benzer bir toplantı bu yıl gerçekleşebilir. Hem Türkiye hem de Avrupa yakasında en üst düzeyde katılımın yararlı ve gerekli olduğuna inanıyoruz ”dedi.

“Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’ın dediği gibi, demokratik, istikrarlı ve güvenli bir Türkiye görmek istiyoruz.

Türkiye bir aday ülkedir ve Türkiye’yi çok güçlü bir ortak olarak görmek istiyoruz. Türkiye’de ekonomik sorunların, güvenlik sorunlarının vs. görmeye ilgimiz yok çünkü bizi de etkileyecektir. İlişkimiz buna dayanıyor. Berger, Türkiye ile çok güçlü bir ilişki kurmaya büyük ilgi duyuyoruz ”dedi.

Türkiye ve AB arasındaki katılım süreci sorulduğunda Berger, AB ile Türkiye arasındaki katılım müzakerelerinin bir süre önce bir takım nedenlerden dolayı durduğunu söyledi. “Gördüğüm kadarıyla, 2019’da, ortaya çıkan bazı meselelerde önemli çalışmalar yapılacak. Türk hükümeti, Ağustos ve Aralık aylarında toplanan “Reform Eylem Grubu” nu yeniden oluşturdu. Şimdi yargının reformunu, insan hakları eylem planını ve daha birçok şeyi tartışıyorlar. Sonuçların ne olacağını görmemiz gerekiyor ”dedi.

Berger, 2019 takviminde gerçekleşecek değişiklik puanları olduğunu belirtti. “2019’da Türkiye’de yerel seçimlerimiz var ve Avrupa’da Avrupa Parlamentosu seçimlerimiz var ve Kasım ayında yeni bir Avrupa komisyonu olacak. Dolayısıyla, Avrupa Konseyi’nin yeni bir başkanı olacak, Avrupa Parlamentosu’nun yeni bir başkanı olacak, birçok kişi değişecek. Ancak diyaloga devam etmeliyiz ”dedi.

Vize serbestleştirilmesi konusunda Berger, biyometrik pasaport kriterinin Reform Eylem Grubu ile bir araya geldiğinde tamamlandığını açıkladığını söyledi.

“Tartışılması gereken bazı kriterler var. Teknik görüşmeler devam ediyor ”dedi.

Türkiye’deki Suriyeli çocuklar için 400 milyon Euro

Türkiye’deki Suriyeli çocukların durumu üzerine Berged, “Türkiye’nin mültecilerle durumu nasıl ele aldığını takdir ettiğimizi tekrarlamaktan mutluluk duyuyorum. Minnettarlığımız orada, aynı zamanda desteğimiz de orada. Bu rakam, 2016 ve 2017 yıllarında harcadığımız yaklaşık 3 milyar Euro’dur. Geçen yıl AB ile Türkiye arasındaki anlaşmaya dayanarak, 3 milyar daha olacak. Bunu yeni bitirdik, Başkan Yardımcısı Fuat Oktay’ın ofisi ile görüşerek. Bu para nasıl harcanacak, hangi alanlara odaklanmalı vb. Ve hepimiz, eğitimin burada yapabileceğimiz en önemli iş olduğu konusunda hemfikirdik… Çocukları sokaklardan uzak tutmanız, okulda tutmanız ve ihtiyaç duymanız gerekir onlara bir bakış açısı vermek için. Ve bakış açısı ancak uygun bir eğitim ile gelebilir. Dil eğitimi önceliklerden biridir. Bu nedenle, ikinci üç milyar avrolun şubesi altında, 400 milyon avroluk bir proje tam olarak dil eğitimi ve öğretmen eğitimine odaklanıyor. Buna ek olarak, okul inşası ve altyapı için 100 milyon euro daha sağlayacağız. Ayrıca sağlık sistemi üzerindeki yükü biliyoruz. Yakında biri Kilis diğeri Hatay olmak üzere iki hastane kuracağız. ”