Ahmet Ulusoy: Elektrik fiyatları artışı

Ahmet Ulusoy: Elektrik fiyatları artışı

Elektrik enerjisi kullanımı zorunlu, toplumsal yapının vazgeçilmez bir öğesi, pozitif dışsallı

مسعف فرنسي: قنبلة بلاستيكية للشرطة أصابت عين مصور 'الأناضول'
Şu servet meselesi, yeniden
I'm not going to say how many children I have: UK PM Johnson

Elektrik enerjisi kullanımı zorunlu, toplumsal yapının vazgeçilmez bir öğesi, pozitif dışsallığı (kamu yararı) olan özel bir mal karakteri taşıması nedeniyle devleti üretim-tüketim sürecine mutlaka bir şekilde müdahil olmalı.

Elektrik enerjisi arzı yanında tüketiciye sunulan elektriğin fiyatı da bütün toplumu yakından ilgilendiriyor. Geçmiş verilere baktığımızda uzun süredir elektrik fiyatlarına zam yapılmadığını görmekteyiz (arka planda piyasa rekabeti, arz fazlalığı, halkın tepkisini çekme ve maliyet enflasyonuna neden olma kaygısı olabilir).

Ancak gelinen noktada; 1 Ağustos 2018 – 01 Ekim 2019 tarihleri arasında yaklaşık yüzde 57 oranında zam yapıldı. Oysa 2016 ve 2017 yılında hiç zam yapılmamış ve 2018 yılının 8. ayına kadar cüzi bir fiyat artışı gerçekleştirilmişti.

Aslında fiyat artışları kısa sürede yüksek düzeyde yapılması yerine tedricen yapılsaydı (uzun vadeye yayılsaydı) çok bir tepki olmaz, hem vatandaş hem de sanayici ek maliyet artışını daha kolay sindirebilirdi.

**

Öncelikle elektrik enerjisi fiyatları nasıl belirleniyor, ona bakalım.

Devlet elektriği üreticilerinden; yap işlet devret yahut yap işlet santralleri, rüzgar, güneş ve termik enerji santrallerinden taahhütlü alım (bu yıl yerli kömür ile üretim yapan santrallerin yüzde 50 üretimleri için alım taahhüdü yapıldı) gibi farklı yöntemlerle alabiliyor.

Ayrıca, toptan alımlar yapılabiliyor (kamudaki santrallerden elektrik alımının çoğu bu şekilde), yani bir enerji satış anlaşması imzalanıyor; şartlar, kurallar ve fiyat burada belirleniyor.

Son olarak ise enerji piyasasında, borsa gibi bir platformda yapılan alımlar var. Bu yöntemle enerji satmak isteyen üreticiler, bir sonraki gün içinde hangi saatte ne kadar ve hangi fiyattan enerji satmak istediklerini bir gün öncesinden sisteme giriyorlar. Sistemde arz güvenirliği (elektriğin kesintisiz, sürekli ve kaliteli olarak piyasaya sunulması) ilkesi kapsamında ucuzdan pahalıya doğru alımlar yapılıyor.

**

Olayın bir de nihai tüketiciye satış boyutu var.

Özellikle 2013 yılı sonrasında başlatılan Türkiye elektrik piyasasının serbestleştirilmesi sürecinde, tüketicileri ilgilendiren önemli bir uygulama serbest tüketici tanımlamasıdır. Tüketim limiti ile belirlenen (2018 yılı için bu limit yıllık 2000 kWh enerji tüketimi) serbest tüketiciler limiti geçmesi halinde elektrik satış şirketleri arasında seçim yaparak tedarikçi değişikliği imkânına sahip olabilmekteler.

Serbest tüketiciler tedarikçisini verdikleri fiyata göre tercih edebiliyor ve bu anlamda elektrik fiyatları serbest piyasada belirleniyor.

**

Tüketicilere uygulanacak ulusal tarife fiyatları ise, piyasada oluşan maliyetler dikkate alınarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından açıklanıyor. Bu tarifeler daha önce tedarikçi değiştirmemiş tüketicilere uygulanacak tavan fiyatlardır. Ancak bu tavan fiyat serbest piyasa fiyatlarını da etkilemektedir.

Daha önceleri perakende elektrik satış şirketleri olarak adlandırılan tedarikçi şirketler günümüzde görevli elektrik tedarik şirketleri olarak adlandırılmaktadır. Türkiye’de 21 adet görevli elektrik tedarikçisi bulunmaktadır.

Tedarikçi şirketler satış fiyatlarının belirlenmesi için enerji maliyetleri ve enerji tarifelerinin hesaplanmasına ilişkin detaylı veriyi üç ayda bir düzenleyici kuruma (EPDK) sunuyorlar. EPDK bu veriyi kendi ürettiği ya da diğer kurumlardan aldığı verilerle karşılaştırarak perakende satış fiyatlarını belirliyor. Görevli tedarik şirketleri tüketicilere elektriği işte bu fiyattan satıyorlar.

**

EPDK, ulusal tarife elektrik fiyatlarını yılda dört kere güncellemektedir (zaman zaman buna uymadığı, konjonktüre göre toplanıp fiyat ayarlaması yaptığı da görülmektedir). Bu tarifelerde EPDK aktif enerji birim bedeli ve dağıtım bedellerini belirlerken, bu bedeller haricindeki vergi ve fonların (elektrik faturasını 2 katına çıkartan eklemeler) belirlenmesinde yetkili değil.

Bu zamana kadar fiyatların düşük kalmasının nedenlerinden biri de son yıllardaki üretim tesislerinin (arz) artışıdır. Alım taahhütleri nedeniyle önemli kapasiteler oluştu ve bir kısmı atıl kalıyor.

Nihai tüketiciye yönelik elektrik fiyat artışını kaçınılmaz kılan etkenleri sonraki yazıya bırakalım.