BM gelecek için eğitim diyor

BM gelecek için eğitim diyor

Dün Cenevre’de BM genel merkezinde “Sürdürülebilir kalkınmada eğitimin rolü” başlıkl

Tires found in Istanbul pond to be recycled
AK Parti Sözcüsü Çelik'ten Macron'un skandal açıklamalarına yanıt…
كبادوكيا التركية.. ألوان الخريف من السماء

Dün Cenevre’de BM genel merkezinde “Sürdürülebilir kalkınmada eğitimin rolü” başlıklı bir çalıştay vardı. Çalıştay dünyanın geleceği için tek şansımız eğitim diyen BM Unitar organizasyonuydu. Bu çalıştay yapanlar dünyanın geleceği için Türkiye’den bir eğitimciyi Enver Yücel’i dinlediler. Enver Yücel konuşmasında bakın neleri dillendirdi, kısa başlıklar yazayım; “Silahlanmaya yapılan harcamanın azaltılması eğitimsizliğin çözümüdür. Bu da yoksulluk ve açlığı bitirebilir” “Sürdürülebilir bir dünyanın tek çaresi kaliteli eğitimdir” “yeni nesliller için sürdürülebilir bir gezegen bırakmamız şarttır.” “Önceliğimiz endüstri 4.0 için eğitimli kadın oranını ve çalışabilirliğini arttırmaktır olmalıdır.” “Dünyanın geleceği ve sürdürülebilirliği için kaliteli eğitim ve birlikte yaşam kültürü şarttır” dedi. Enver Yücel son iki yıldır BM tarafından çok dikkatle dinlenip görüşlerine büyük önem veriliyor. Kendisinin; BM UNİTAR Türkiye başkanlığı, BM UNİTAR yönetim kurulu üyeliği ve BM CİFAL İstanbul başkanlığı görevleri bulunuyor. Dünya bir arayışta geleceğini ve sürdürülebilir kalkınma çarelerini arıyor. Bunu yaparken bizim burnumuzun ucunda duran değerleri baş tacı yapıyor.

Peki biz; eğitim denince sınav, değişim denince sınav, başarı denince sınav anlıyoruz. Peki bu durum ne kadar sağlıklı. Biz sınav konuşurken dünyanın gelişmiş ülkeleri kalkınmanın ve refahın anahtarını bulmuş durumda, gelişmiş ülkeler iki anahtar kelime üzerine tüm ekonomilerini oturtuyor. Bunlardan birincisi “eğitim” ikincisi ise “inovasyon”. Bu mantık üzerine kurulan ülkeler son yıllarda yıldızı hızla parlayan ülkeler haline geldi. İşte bu ülkelerden en fazla konuşulanı ve bu anlamda en başarılı olanı kuşkusuz Finlandiya. Finlandiya, adeta bütün dünya ülkelerine ders verircesine eğitimde tüm düzeni başından sonuna değiştiriyor. İnsan haklarından adalet ve eşitlik konularına kadar her alanda dünya ortalamasının çok çok üstünde olan İskandinav ülkelerinden Finlandiya, hali hazırda dünyanın en iyi eğitimini veren ülkelerden de biri. Ancak, değişen dünya ve dijital öğrenci nesli Finlandiya’nın dikkatini çekti ve Finler eğitimin sistemini yeterli bulmayarak yeniden düzenlemeye karar vermişler. Bu ülke, eğitim konusunda adeta bir devrim olacak yenilikler üzerinde çalışıp hayata geçirmeye başlıyor. Söz konusu yenilik, klasik müfredat düzeninin tamamen eğitim alanından kaldırılması ile gerçekleşecek.

Bu değişilik şu anlama geliyor; artık Finlandiya’da öğrenciler klasik fizik, kimya, matematik ya da tarih gibi dersleri görmeyecek. Bunun aksine söz konusu derslerin bilgileri, öğrencilere çok daha farklı bir biçimde aktarılacak. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Helsinki Eğitim Bakanı Marjo Kyllonen şu ifadeleri kullanmış: ‘’Pek çok okul 1900’lü yılların başından kalma eski tarzda eğitim vermeye devam ediyorlar. Fakat bize gerekenler ve ihtiyaçlarımız o dönemlerden farklı. Artık bize 21 yüzyıla uyumlu bir şeyler lazım.’’ İşin daha da güzel tarafı Finler değişime önce öğretmenlerden başlamış durumdalar. Helsinki’de öğretmenlerin %70’i yeni eğitim sistemi konusunda çalışamalara başlamış durumda.

Şimdi olacağı ben size anlatayım. Biz memlekette sınavları bir mi yapsak, iki mi yapsak diye tartışırkan, kaynak kitap kullanıp kullanmayacağımız konuşa dururken atı alan yine Üsküdar’ı geçiyor. Geçen yıl bu satırlarda “sanayi devrimini, bilgi çağını kaçırdık. Lütfen şu Endüstri 4.0 devrimini yakalayalım bunun için tek yöntem STEM’dir” demiştim. Korkarım bunu da kaçırıyoruz. Çünkü halen gündemimizde “kalite”,” müfredat”, “içerik”, “uygulama “yok. Biz yine kaçırıyoruz. Çünkü biz sadece skor odaklı eğitime odaklandık. Bu yüzden skor odaklı değerlendirme yapıyoruz, skor odaklı okul seçiyoruz. Bu da çocuklarımızın farklılıklarını yok ediyor. Çocuklarımız bir tornadan çıkan malzeme gibi birbirine benzer üretemeyen, farklı düşünemeyen bireyler oluyor. Biz, YKS’yi, LGS’yi konuştuğumuz kadar çocuklarımızın farklılıklarını nasıl geliştiririz demiyoruz. Tek umudum gençler çünkü onların gündemi yavaş yavaş bizden farklı olmaya başladı. Onlar dünyayı keşfetmeye, yeni dünyanın kavramları üzerine düşünmeye başladı. Önlerinde tek engel var o da bizleriz. Sizlerden ricam onların sınav skorlarından değil ürünlerinden mutlu olun, sınav skoru yüksek olanı değil bir şey üreteni farklı olanı kutlayın önemseyin. O zaman göreceksiniz her şey değişmeye başlayacak.