Türkiye’de teknokentler vardı şimdi artık Sosyokentler de var. İsminden de anlaşılacağı üzere
Türkiye’de teknokentler vardı şimdi artık Sosyokentler de var. İsminden de anlaşılacağı üzere Sosyokent modeli hem sosyal alanda iyileşme sağlamayı hem de sosyal bilimlerin kentlerde kalkınmaya, yeni buluşlara ve bölge girişimciliğine yeni bir ivme katmasını hedeflemektedir.
PEKİ NEDİR BU SOSYOKENT?
Sosyokentlerde sosyal bilimler var, sosyal bilimler ve teknik bilimler arasında işbirliği var. Yani farklı alanlar arasında işbirlikleri var. Bu işbirliği inovasyondan girişimciliğe ve nihai olarak da ortaya çıkan ürünün ticarileşmesine kadarki süreci kapsamaktadır.
Sosyokent, ülke meselelerinin çözümünde, ekonomik kalkınmada ve diğer hususlarda yalnızca teknik bilimlerin değil sosyal bilimlerin de katkısını sağlamak ve sosyal bilimlerde çalışan akademisyenlerin de ellerini taşın altına koyması için önemli bir işbirliği modelidir.
Sosyokent, kamu, özel, STK ve üniversitelerin hem kalkınma sürecine katkı sağlamasının hem de girişimcilik ve inovasyon gibi farklı alanlarda beraber çalışarak ortak bir sinerji oluşturmanın somut göstergesidir.
Hep dile getirdiğimiz ama bir türlü somut hale getiremediğimiz üniversite-sanayi, üniversite-kalkınma, üniversite–girişimcilik ve inovasyon alanlarında hayata geçirilecek işbirliğinin yeni adresidir Sosyokent.
Sosyokentler, girişimcilik, iş fikrinin planlanması, geliştirilmesi, ticarileştirilmesi ve sürdürülebilirliği süreçlerini daha profesyonel bir şekilde yönetecek mekanlar olacaktır.
Aslında Sosyokent, girişimciler için yeni bir girişimcilik ekosistemini sağlıyor.
İLK MODEL, ASBÜ SOSYOKENT MODELİ
Bu kapsamda Cumhurbaşkanı Kararıyla Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi öncülüğünde ODTÜ, STM A.Ş., Güven Hastanesi, ODTÜ Teknokent ve Altındağ Belediyesi ortaklığıyla ASBÜ Sosyokent kuruldu.
Bu Sosyokent modeli ile hem bir ilk gerçekleştiriliyor hem de yeni Sosyokent kuracak üniversitelere de yol gösterici bir örnek ortaya çıkarılmış oluyor.
Bu açıdan;
ASBÜ sosyal inovasyonve girişimcilik alanında ilk model olma özelliğine sahiptir.
ASBÜ sosyal inovasyon ve girişimcilik teknoloji geliştirme bölgesi modeli, kâr amacı güden girişimcilere altyapı imkânı sunan bir teknoloji geliştirme bölgesi modellemesi olarak ilk defa uygulanacaktır.
ASBÜ sosyal inovasyon ve girişimcilik teknoloji geliştirme bölgesi modeli, çok farklı alanlarda ihtisaslaşma olanağı sağlaması nedeniyle de multidisiplin özellikli bir Sosyokent modeli olarak öne çıkmakta. Hedeflenen alanlar da önemli ve stratejik alanlar.
Örneğin; kamu hizmetlerinde dijitalleşme, e-sağlık uygulamaları & medikal ve biyoteknoloji, teknoloji tabanlı sosyal politika uygulamaları, eğitim ve öğrenme teknolojileri, çevre ve akıllı kent teknolojileri ve bilişim teknolojileri gibi alanlar.
Bu model ile kamu, özel sektör, akademi ve STK’lar arasında iş birliği geliştirilerek bu işbirliği sayesinde ülke meselelerinin tespitinde ve bu sorunlara çözüm üretmede teknoloji tabanlı çözüm ve ürünlerin geliştirilmesi sağlanacaktır.
En önemlisi de üniversitelerde sosyal bilimlerin piyasayla buluşması, akademisyenlerin eğitimin yanında inovasyon ve girişimcilik konularında da öne çıkacak olmaları son derece değerlidir.
ASBÜ Sosyokent Modeli’nin somut hale gelmesinde ASBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Barca’nın büyük çabalarını da hatırlatmakta fayda var.
ÜNİVERSİTELER YALNIZCA EĞİTİM YAPAN KURUMLAR OLMAMALI
Üniversiteler artık farklılaşıyor. Üçüncü jenerasyon üniversite olarak tanımlanan girişimci üniversitelerin bugün bilgi üretimi ve eğitim faaliyetlerinin yanı sıra ürettikleri bilgi ve sundukları hizmet ile ülkeye katkı yapmalarının zamanı geldi.
Dolayısıyla üniversitelerde kurulan araştırma merkezleri ile üniversiteler artık düşünce kuruluşları gibi yeni fikirler için kuluçka merkezleri olmalıdır. Sosyokentler ise ortaya çıkacak fikirlerin girişimciler aracılığıyla ticarileşmesi ve üretime dönüştürüleceği alanlardır.
Bu açıdan girişimciliği, yeni buluşları ve ortaya çıkan ürünlerin ticarileşmesini öne çıkaracak olan Sosyokent modelleri, ekonomik kalkınmaya önemli bir ivme kazandıracaktır.
Bizim de sorunumuz bu değil mi?