Nasıl bir şehirli olduğun ürettiğin çöpten bellidir

Nasıl bir şehirli olduğun ürettiğin çöpten bellidir

Tasarım harikası doğada bizim çöp dediğimiz her şey geri dönüşümle tekrar tüketildiğ

YPG tünellerinin maliyeti 200 milyon dolar
Teröristler Resulayn'da elektrik panosunda patlayıcı tuzaklamış
الجيش التركي يرد على هجوم “بي كا كا” الإرهابي جنوبي تل أبيض

Tasarım harikası doğada bizim çöp dediğimiz her şey geri dönüşümle tekrar tüketildiği için çöp sorunu yoktur.

Kırsal bölgelerde yaşayanların da çöp sorunu olduğu söylenemez.

Çöpler şehirlerle doğan bir sorundur.

Daha doğrusu yanlış şehirleşme ile dünyanın en büyük sorunu haline dönüşmüştür.

**

Ekonomisi tarıma dayalı küçük yerleşim yerlerinde evcil hayvanların atıkları gübre olur.

İnsanların yemek artıkları ineğin koyunun, meyve kabukları kuzuların tavuk ve ördeklerin yemi olur.

Bazı meyvelerin sert kabukları sobalara çıra olur.

Her atık bir şekilde yeniden kullanılarak faydalı hale dönüştürülür.

Atığının pis kabul edildiği tek canlı insandır.

**

Vahşi denilen hayvanların helal rızıkları da leşlerdir, onları yiyerek hem tabiat dediğimiz doğada temizliği sağlarlar hem de yaşamlarını devam ettirecek gıdayı almış olurlar.

Avrupalılar, vahşi diye isimlendirdikleri yaşamla ilgili belgesellerinde hep aslan, kaplan, kurt, sırtlan, timsah ve yırtıcı kuşların canlı hayvanlarla beslendiğini seyrettirerek bizlere bu vahşetin doğanın kanunu olduğunu yutturmaya çalışırlar.

Öyle değildir.

**

Doğayı ve içindekileri tasarlayan ki biz ona Allah diyoruz; O, hiçbir canlıyı vahşi hayvanlar canlı canlı yakalayıp parçalasın ve canlı canlı yesin diye yaratmamıştır.

Biz onun adil olduğuna inanıyorsak ki öyledir.

Aslan ormanlar kralıyım diyerek her acıktığında geyik ya da sığır sürüsüne saldıramaz öyle bir hakkı yoktur.

Saldırıyorsa, bedelini aynı şekilde öder ama sen onu göremezsin çünkü belgeselciler onu çekmezler.

Belgeselcilerin arka plandaki amacı zaten dünyaya güçlünün güçlüyü ezebileceğini kabul ettirmektir.

Yani vahşi kapitalizmi meşrulaştırmaknormalleştirmek amacından başka amaçları yoktur.

**

İnsandan vahşi hiç bir canlı yoktur.

Aslan bile karnı acıktığında canlı av ararken, insan temel ihtiyacı için değil, biriktirmek için saldırır.

Vahşi olan doğa değil, kapitalizmdir ve onu ayakta tutmaya çalışanlardır.

**

Tarımdan ve doğadan uzaklaştıkça insanlıktan da uzaklaştık.

Şehirlerde yaşamaya başladık ama medenileşemedik.

Çöpü ayrıştırmayı bilmeyen, çöp üretmeyi şehirlilik sanan kuru kalabalıklar arasında yalnız yaşamaya alıştık.

Tek tek insan olarak kalmak yerine yığın olmayı tercih ettik

**

Çöpüne Sahip Çık Vakfı’nın Türkiye genelinde gerçekleştirdiği Türkiye Atık Farkındalık ve Algı Araştırması’nın sonuçları geniş katılımlı bir çalıştayda değerlendirilmiş.

Çalıştay’ın amacı araştırma sonuçlarından yola çıkarak çözümler önermek.

**

Vakfın Genel Müdürü Emrah Bilge diyor ki: “Ürettiğimiz çöpü azaltmak ve çöpü doğru yere atmak bizim elimizde.

Belediyenin çöpü toplaması sorunumuzu çözmüyor, sadece problemi gözümüzün önünden kaldırıyor.

Asıl önemli olan daha az çöp üretilmesi; ortaya çıkan çöplerin ise en iyi şekilde ayrıştırılarak doğru yere atılması”.

**

Çalıştayın çöp sorununu çözmeye yönelik önerileri arasında şunlar yer aldı;

* Tüketim alışkanlıklarımızı değiştirmeden kalıcı çözümlere ulaşmak zor.

* O yüzden çöpün doğru yere atılmasından önce tek kullanımlık ürünlerin tüketimine dayanan “kullan at” odaklı tüketim alışkanlıklarından uzaklaşmamız gerekiyor.

* Geri dönüşümü teşvik etmek amacıyla ödül ve ceza sistemlerine başvurulabilir.

* Çözümlerin sürdürülebilir olması için çocukluktan itibaren eğitim ve farkındalık çalışmalarına ağırlık verilebilir.

**

Araştırma ve Çalıştayda öne çıkan sonuçlar da çarpıcı;

Türkiye’de çöp denildiğinde insanların yalnızca yüzde 11,6’sının aklına geri dönüşüm geliyor.

Geri kalanlar çöpü bir an önce uzaklaştırılması gereken bir yığın olarak görüyor.

Toplumun yüzde 60’ı “Sıfır Atık” kavramından habersiz.

**

Problemin çözümü için iki görüş başa baş durumda.

Katılımcıların yüzde 55,2’si çöpü ayrıştıranların ödüllendirilmesini önermiş.

Yüzde 44,8’i ise ödül yerine cezanın etkili olacağını söyemiş.

Araştırmaya katılanların yüzde 61,5’i de çözümü devletten bekliyormuş.

Devletin bizi adam etmesini bekliyorsak yolumuz epey uzun demektir.