Tamer Korkmaz: Acaba?

Tamer Korkmaz: Acaba?

Trump, “IŞİD’in elebaşı Bağdadi’nin İdlib’de ABD operasyonuyla öldürüldü

İzmir haberleri: Gürültü yapıyorsunuz dedi pompalı tüfekle ateş açtı 3…
Fransa'da asgari ücrete 15 avro zam yapıldı
Son adımı atacağız

Trump, “IŞİD’in elebaşı Bağdadi’nin İdlib’de ABD operasyonuyla öldürüldüğünü” açıkladı: Sarışın Kovboy’un beyanına göre “Saklandığı evin altındaki tünelde kıstırılan Bağdadi intihar yeleğini patlatıp kendisini ve üç çocuğunu öldürdü!”

Eğer, Trump’ın anlattıkları doğruysa: “ABD, “son kullanma tarihi dolan” veya “misyonu biten” kullanışlı elemanının fişini çekmiş” demektir!

Nitekim: İran Haberleşme Bakanı Cahromi de, Trump’ın “Az önce çok büyük bir şey oldu” tweetini alıntılayıp “ Önemli bir şey değil, sadece yarattığın şeyi öldürdün!” diye yazdı!

Sarı Kovboy’un, “IŞİD’i Obama kurdu. Sahtekâr Hillary de ona yardım etti” yollu 2016’daki ifşaatını (itirafını) tam da burada hatırlatalım!

KUŞKULAR

Rusya ve de İran; ABD’nin Bağdadi’nin ölü ele geçirildiğine dair beyanına şüpheyle yaklaştıklarını duyurdular!

Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsü Konaşenkov, “Güvenilir bilgilere sahip değiliz. Bağdadi’nin El Kaide’nin kontrolü altındaki bölgede bulunduğuna dair doğrudan kanıt görmek istiyoruz” dedi…

İgor Konaşenkov’un, DEAŞ’ın, 2018’in başında Rusya Hava Kuvvetlerinin desteğiyle yenilgisinden bu yana; Bağdadi’nin ‘bir defa daha’ölmesinin, Suriye’deki durum ya da İdlib’te kalan teröristlerin eylemleri üzerinde hiçbir operasyonel önemi yok şeklindeki sözleri de pek manidardır!

*

Şu ana dek yahut “bu satırların yazıldığı sırada” Washington, Bağdadi’nin öldürüldüğünü kanıtlayan “herhangi bir delil” sunabilmiş değildir…

“Cesede iki kez DNA testi yapıldı ve cesedin Bağdadi’ye ait olduğu kesinlik kazandı” şeklindeki Beyaz Saray açıklaması da; şu DNA testinin belgesi dünya kamuoyuyla paylaşılamadığı müddetçe ikna edici olamayacaktır.

*

ABD, 1963’te “kendi başkanını katletmiş” bir devlettir.

“İslam’ı, Müslümanları kötülemek” gayesiyle kurduğu Kontra Terör Örgütü’nün elebaşını “derin vazifesi” bittiğinde operasyonla ortadan kaldırması da; öyle zor bir iş değildir…

Bu tarafı tamam da; ama ya ciddi kuşkular?

Bir defa, operasyonun Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtını yaptığı döneme denk getirilmesi dikkat çekiyor. Ayrıca, “başka kuşkulu hususlar” da vardır.

Rusya Sözcü Konaşenkov’un açıklamasında da atıfta bulunulduğu üzere “daha evvel, birkaç kez Psikolojik Harekât kapsamında öldürülmüş olan!” bir DEAŞ elebaşından bahsediyoruz!

*

Gazetecilik mesleğinin temel ilkelerinden biri de “kuşku” duymaktır: Gelen haberlere şüpheyle yaklaşabilmektir. “Acaba?” diye sorabilmektir!

Buradan hareketle…

ABD’nin Bağdadi’nin “İdlib’te bir operasyon sonucu öldürüldüğü” iddiasına dair “muhakkak delil sunması gerektiğini” ısrarla işaretlemek, bunu beklemek…

Gerçeği arayan gazetecilerin işidir; dahası haklı talebidir.

Aksi halde: Amerika Birleşik Kuyruklu Yalanlar Devleti’nin dolmuşuna binmek kaçınılmaz olur!

“Gazeteci” görünümlü Etki Ajanları (mesela, Ertuğrulgiller familyası) Washington’dakilerin veya Beyaz Saray’ın açıklamalarından asla zerre miskal kuşku duymazlar!

Bu gibilerin özel görevi; Haydut Devlet ABD’nin 11 Eylül’deki yalanlarından, “Saddam’ın Kitle İmha Silahı” zırvalarına kadar birçok hadisede –kitleleri, ısrarla ve itina ile yanıltmaktır!

BİN LADEN YALANINI UNUTMUYORUZ

ABD’nin başta Bin Laden Operasyonu olmak üzere, benzeri olaylarda İyi Hal Kâğıdı bulunmadığı bir gerçektir!

Bu sütunda defalarca değinildiği gibi; dönemin ABD Başkanı Obama’nın 2 Mayıs 2011’de “Laden’in Pakistan’daki bir özel askeri operasyon sonucunda öldürüldüğü” yolundaki malum açıklaması devasa bir yalandan ibarettir.

Bu hakikati; başta ABD olmak üzere hiç kimse değiştiremez!

“Böbrek yetmezliğinden” dolayı 20 Şubat 2007 tarihinde öldüğü KESİN olan Bin Laden’in dört sene sonra (2 Mayıs 2011’de) ABD’nin operasyonunda “öldürülmesi” elbette mümkün değildir! Ancak, bu büyük yalan tüm dünyaya yedirilmiştir!

Aradan 8 yıldan fazla bir zaman geçtiği halde; ABD, Bin Laden’in “öldürüldüğünü” kanıtlayan tek bir delil dahi sunamadı; tek bir fotoğraf karesi ya da görüntü sunamadı! Neden? Çünkü hepsi yalandı!

Ne var ki; yalan ne kadar büyük olursa, peşine takılan da o kadar çok oluyor…

Mesela; Hürriyet’in bir devşirme yazarı, dünkü köşesinde “ABD, Bin Laden’in ayağına taş bağlayıp okyanusun dibine yollamıştı” palavrasını “zevkle” tekrarlıyordu!

Sekiz yıl önce; Sahtekâr Obama ve Düzenbaz Hillary ile adamları Beyaz Saray’da -güya- Laden’in “öldürülmesi” operasyonunu dikkatle izlerken poz vermişlerdi!

“Bin Yalan Donald” ile kadrosunu, “Bağdadi Operasyonunu izlerken” gösteren fotoğraf da; aynı kuşkuları beraberinde getiriyor…

Trump da “Film izler gibi izledik. Mükemmeldi” dedi, ya!