Tamer Korkmaz: Asıl mesleği nedir?

Tamer Korkmaz: Asıl mesleği nedir?

“Profesör Doktor” unvanlı Celal Şengör denilen şahıs, Azerbaycan’da bir grup öğrenciyle sohb

Tel Abyad sil baştan
Safitürk’ün katilini evinde saklamış
A course of one's own: Star athlete braces for European contest

“Profesör Doktor” unvanlı Celal Şengör denilen şahıs, Azerbaycan’da bir grup öğrenciyle sohbet ederken şöyle demiş:

En cahil Türkler, Müslüman Türklerdir…

Osmanlı Devleti, kanaatimce, Türk tarihinin en alt noktasıdır…

*

“Bilim Adamı!” geçinen, Laikçi Jeolog Mister Şengör’ün “adı konulmamış” mesleği ise “İslam düşmanlığıdır!”

MADEM ÖYLE, GEL BÖYLE

“Laikçi Jeolog” kontenjanından bir “Deprem Uzmanı” ya; birkaç ay evvel şöyle demişti:

2019 yılı bütçesinde, 9 Fen lisesine karşılık 162 adet İmam Hatip Lisesi planlanıyor. Bunu yapan bir millet, deprem tarafından ezilmeye müstahaktır…

*

Şayet, “deprem ile İmam Hatipler arasında” Laikçi Şengör’ün dediği gibi bir bağlantı olsaydı:

-17 Ağustos 1999 depreminde bir tek kişi dahi hayatını kaybetmezdi!

1999’da, 28 Şubat süreci devam ediyordu:

Laikçi Cunta’nın malum generalleri, 28 Şubat 1997’den itibaren başlattıkları “İmam Hatip Lisesi Avını” heyecanla ve gururla sürdürüyorlardı!

Refahyol’un devrilmesinin ardından kurulan 28 Şubatçı Hükümetin başbakanı Mesut Yılmaz İmam Hatiplilere “Yarasalar” demişti!

BİLİM’İN BÜYÜK TALİHSİZLİĞİ

“Bilim Palyaçosu” Celal Şengör’den devam edelim…

Osmanlı tarihine küfretmeyi çok seven Mister Şengör, Mart 2018’de “Piri Reis’in hayatındaki en büyük talihsizliği, Kanuni Sultan Süleyman gibi bir salağın döneminde doğmuş olmasıdır” diye konuşmuştu!

Gördüğü büyük tepki üzerine “O kelimeyi sosyal deney için bilhassa seçmiştim” diye çark edip densizliğine “tüy diken” de kendisiydi!

HALTİNGEN ŞITRASSE

Zıvanadan çıkmanın zirvesine ulaştığı sahne ise “Kendi dışkımı yedim; tadı acıydı” cümlesidir!

*

Herhalde, şimdiye dek yediği muhtelif haltlar kırkı aşmıştır…

Bu minvaldeki örneklerden biri de, Şengör’ün darbe seviciliği sırasında sarf ettiği sözlerdir.

Bir söyleşide “Evren’in 12 Eylül döneminde yaptığı her şeyi istisnasız onaylıyorum” demişti…

Karşısındakinin “Şaka yapıyor olmalısınız! Örneğin, 12 Eylül rejiminin işkenceleri arasında insanlara dışkılarını yedirmek bile vardı! Bunu da mı onaylıyorsunuz?” diye itiraz etmesi üzerine…

Darbe Sever Prof. Şengör aynen şu karşılığı vermişti:

“Hayır, hayır bir dakika; insanlara dışkılarını yedirmek işkence değildir!”

HABERTÜRK, ONU ÇOK SEVİYOR

“Amansız Kenan Evren Hastası” Profesör Doktor Şengör, geçen sene kapanan Kâğıttan Habertürk’ün yazarları arasındaydı.

*

“Kendi dışkısını yediğini” itiraf eden, dahası yediği bu haltı “övünerek” anlatan…

Darbeci & Laikçi “Bilim Adamı!” son yıllarda özellikle Habertürk ekranlarında boy gösteriyor.

Medyamızın Jean Reno’su Mister Altaylı, bu şahsı Habertürk’teki programında sıkça misafir ediyor.

“Leon” filminin başrol oyuncusu Jean Reno ile fiziki benzerliği malum F.Altaylı, o filmin gösterime girdiği dönemde “çok hızlı” tetik çekiyordu!

Haliyle, Leon’daki karakterle de örtüşüyordu.

Bu arada…

Bir dönemin Ultra Laikçisi Coşkun Kırca’nın, Mister Altaylı’nın “akıl hocası” olduğu, neredeyse hiç bilinmez!

NASIL OKUNUR?

Abdullah Gül’ün kanatları altında “yeni parti kurma” hazırlıkları içinde olan Ali Babacan…

İşbu müstakbel sıfatıyla ilk ekran deneyimini iki hafta evvel Fatih Altaylı’nın Habertürk TV’deki programında yaşadı.

-Avrupa Birliği “Komiseri” gibiydi!

Mister Babacan, AK Parti hükümetlerindeki bakanlık yıllarında Bilderberg toplantılarını adeta “suyolu” yapmıştı!

*

Şimdilerde…

AK Parti’ye karşı tasarlanan “Uluslararası Siyasi Mühendislik Projesinde” Ali Babacan’a “başrol” verildi.

Mister Babacan’ı “en iyi anlatan” repliklerin başında ise “Ali Babacan diye yazılır, Abdullah Gül diye okunur” cümlesi geliyor.

*

Abdullah Gül ile alakalı ibretlik bir sahneyi…

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın Başbakanlık dönemindeki danışmanı Mete Gündoğan’ın pek çarpıcı “Narkoz” adlı kitabından okuyoruz:

Fazilet Partisi’nin ilk kongresinde Abdullah Gül’ün aday olacağı söylentileri yoğunlaşmıştı.

Bir akşam kendisini evime davet etmiştim…

İki arkadaşı daha çağırdım. Niyetimiz onu ve yapmak istediklerini tam olarak anlamaktı…

Çok uzun bir görüşmemiz oldu. Erbakan ile hiçbir sorununun olmadığını ifade ediyordu. Aday olacaksa, Erbakan’ın izni ile aday olacağının da altını defalarca çizdi…

O akşamki görüşmede, geleneksel olarak bildiklerimizin dışında; Gül’ün ifade ettiği üç şeydikkatimizi çekmişti…

Bunlar; Milli Görüş argümanlarında olmayan hususlardı:

1.ABD’ye karşı olarak bu coğrafyada hiçbir şey yapılmaz!

2.Her taşın altında Yahudi parmağı aramak yanlıştır!

3.IMF’siz ekonominizi düzeltemezsiniz!”

(Sayfa:105-106/Destek Yayınları/13. Baskı; Ocak 2019)