11 Şubat'ta Lüksemburg’un istatistik ofisi Eurostat’ın yayımladığı rakamlara göre, Türk kadınlarının bilim, teknoloji, mühendislik, sağlık ve araştırm
11 Şubat’ta Lüksemburg’un istatistik ofisi Eurostat’ın yayımladığı rakamlara göre, Türk kadınlarının bilim, teknoloji, mühendislik, sağlık ve araştırma ve geliştirme alanlarındaki erkeklerin oranı, Avrupa Birliği’nin oranını aştı. .
Türk kadınlarının bu bölgelerdeki yüzdesi 2017 yılında yüzde 44,86 iken, AB ortalaması için yüzde 40,54 olarak kaydedilmiştir.
2017 yılında Türkiye’de yaklaşık 951.000 bilim insanı ve mühendis, yüzde 55’i erkek, yüzde 45’i kadındı. Türk kadınları, bu sektörlerde sırasıyla yüzde 33,43 ve 2008 ve 2016’da temsil edildiklerinde, son 10 yılda bilim ve teknoloji ile ilgili alanlardaki toplumsal cinsiyet farkını kapatmaya doğru yaklaşmıştır.
2017 yılında, Avrupa Birliği’ndeki yaklaşık 18 milyon bilim insanı ve mühendisinden, yüzde 59’u erkek, yüzde 41’i kadındı. Altı AB ülkesinde, bilim insanlarının ve mühendislerin çoğunluğu kadındı: Litvanya (yüzde 56,54 kadın), Norveç (yüzde 53,84), Bulgaristan (yüzde 53,40), Letonya (yüzde 53,08), Portekiz (yüzde 51,35) ve Danimarka (yüzde 50,43) .
Türkiye listedeki 33 Avrupa ülkesi arasında 15. sıradayken, sıralamanın altında Macaristan ve Lüksemburg (her ikisi de yüzde 25,48), Finlandiya (yüzde 28,67), İsviçre (yüzde 32,72) ve Almanya (yüzde 32,87) yer aldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nin ilk kadın rektörü ve Avrupa Kadın Rektörleri Derneği’nin şu anki başkanı olan Gülsün Sağlamer, Hürriyet gazetesine verdiği demeçte, Türkiye’nin bilim ve mühendislikle ilgili sektörlerdeki kadın sayısı açısından AB’nin önünde “önde” olduğunu söyledi Ancak AB bu konuda “büyük teşviklerle açığını kapatmaya çalışıyordu”.
“Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğu günden bu yana kadınların teknik ve mühendislik alanlarında yer almasına yol açıyor. Bu şekilde, biz Avrupa’nın çok ötesindeyiz. Yalnızca Türkiye’de değil, ABD gibi dünyadaki birçok üniversitede, Türkiye’den birçok kadın öğrenciyi görebilirsiniz. Ancak Avrupa bu boşluğun farkında ve boşluğu büyük teşviklerle kapatmaya çalışıyor ”dedi.
Sağlamer’e göre, kadın bilim insanı ve mühendis sayısındaki nispeten iyi duruma rağmen, Türkiye bu oranı daha da artırmak için hala çok çalışmalı. “Avrupa ülkeleri büyük adımlar atırken, olduğumuz yerde kalmamalıyız. Türkiye’de özellikle karar alma pozisyonlarındaki kadın sayısı çok düşük. İsveç’te her iki rektörden biri kadın iken, Türkiye’de bu rakam sadece yüzde 8’dir. Bu alanda kadınların temsilini arttırmaya yönelik tedbirler de alınmalı ”dedi.
İstanbul merkezli Özyeğin Üniversitesi Rektörü Esra Gençtürk, Hürriyet’e Türkiye’deki kadın akademisyenlerin yüzdesinin 30 yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 50 artarak yüzde 45’te olduğunu söyledi.
“Özellikle [Türk kadın] yardımcı doçent ve araştırma görevlisi sayısı, diğer [akademik] pozisyonlara göre daha fazla. Bu artış [Türk kadın akademisyenlerinin yüzdesi], Avrupa ülkelerinin ortalamasının üzerindedir. Cumhuriyetin ilk başlarında ‘Baş Öğretmen olarak’ modern Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal’in Atatürk’ün, kadınları akademi ve sivil sektörlerde eşit haklar [erkekler olarak] ve ilk üniversitelerin çabalarını [ [Türkiye] ‘de kız öğrencilere katılmanın bugünlere kadar gelmemiz üzerinde önemli bir etkisi var ”dedi.
COMMENTS