Allah, Kendisine Güvenenlerin Güvenini Boşa Çıkarmaktan Hayâ Eder.

Furkan Gönüllüleri Alparslan Kuytul‘a Özgürlük İçin Adım Adım Yürüyor ! Bu davaya gönül vermiş sevenler olarak 8 aydır tecrit altında tutulan ve özgür

Kız Çocuklarımız Geleceğimiz
Suggestions on How to Write Your Essay Next Day
Madem Papaz Brunson Suçsuz Devlet Bu yöntemlerle Daha Kaç Masum İnsanı İçeride Tutuyor!!!

Furkan Gönüllüleri Alparslan Kuytul‘a Özgürlük İçin Adım Adım Yürüyor !
Bu davaya gönül vermiş sevenler olarak 8 aydır tecrit altında tutulan ve özgürlüğü elinden alınarak yalnızlıga mahkum edilen Alparslan Kuytul Hocaefendi için sessiz mücadelemize bir yenisini daha ekliyor, özgürlük yürüyüşleri vesilesiyle Türkiye’deki İslami Mücadeleyi yeniden, olması gereken noktaya taşıyoruz.

istanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen “Başbakana Hakaret” davasında Alparslan Kuytul Hocaefendi için beraat kararı verildi.

17 Haziran 2016 tarihinde Alparslan Kuytul Hocaefendi’ye sorulan bir soru üzerine Başbakan Binali Yıldırımın konuşmasını değerlendiren Hocaefendi’ye “Başbakana Hakaretten” soruşturma açılmıştı.

02.10.2018 (Bugün) tarihinde İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinde sabah saat 10.00’da ilk duruşma gerçekleştirildi. İlk duruşmada Eski başbakan Binali Yıldırım’ın avukatı ve Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin avukatları katıldılar. 236 Gündür Bolu F tipi cezaevinde tecritte bulunan Alparslan Kuytul Hocaefendi Duruşmaya Bolu’dan SEGBİS (Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi) ile katıldı.

Tarafların avukatlarını dinleyen İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Duruşma sonunda Hocaefendi hakkında “Başbakana Hakaret” suçlamasından beraat kararı verdi.

TEM, MİT VE EMNİYET tarafından hazırlanmış onlarca araştırma tutanaklarıyla tamamen aklanmasına rağmen yaklaşık 9 aydır Bolu F Tipi Cezaevi’nde haksız bir şekilde tutuklu yargılanan ve Tevhid davasının savunucusu olmasıyla tanınan Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin okuyana ümit veren 5 sözünü istifadenize sunuyoruz.

1- Allah, Kendisine güvenenlerin güvenini boşa çıkarmaktan hayâ eder.

2- Tek başınıza kalsanız bile ümitvar olacak, iğne ile kuyu kazacaksınız. Allah için değmez mi?

3- Ben bütün kardeşlerimin dik duracağına ve sonuna kadar gideceğine inanıyorum.

4- Ümit insanı harekete geçirir. Ümitsizler tembel ve korkak olurlar.

5- Kim Hakkı galip kılmak için çalışıyorsa onun yardımcısı “El Hak” olan Allah’tır.

Furkan Gönüllüleri Alparslan Kuytul‘a Özgürlük İçin Adım Adım Yürüyor !

Bu davaya gönül vermiş sevenler olarak yaklaşık 9 aydır tecrit altında tutulan ve özgürlüğü elinden alınarak yalnızlığa mahkum edilen Alparslan Kuytul Hocaefendi için sessiz mücadelemize bir yenisini daha ekliyor, özgürlük yürüyüşleri vesilesiyle haklı mücadelemizi tüm Türkiye’ye duyurmaya çalışıyoruz.

Her gün Adana Atatürk Caddesinde Gerçekleştirilen Özgürlük Yürüyüşleri 24. Gününde!

Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin sevenleri olarak haksız tutuklamalara karşı sessiz eylemlerimizi 13.09.2018 tarihinden itibaren Atatürk caddesi üzerinde sürdürmeye devam ediyoruz.

Bazı kimseler(!), Sözlü talimatlarla hocamızı yalnızlaştırmaya çalışırken biz sevenleri de Allah’ın (cc) bize mescit olarak tayin ettiği yeryüzünde binlere, milyonlara ulaşıyoruz.

Zulüm ve baskılar bir taraftan artarken; bizim attığımız küçük adımlar her geçen gün daha da büyüyor, sessiz naralarımız çığlıklara dönüşüyor, mücadelemiz dalga dalga yayılarak ülkemizi baştan başa sarmaya devam ediyor.

Tertemiz Geçmişi ve Adaletiyle Bilinen Alparslan Hocam İçin Yürüyoruz…

Kadın, erkek, genç, yaşlı demeden 7’den 70’e onlarca kişiyle her gün yollara düşüyor, özgürlük yürüyüşçüleri ile ülkemizde gün geçtikçe kaybolan adaleti arıyoruz!

Adana’da başlayan ve Türkiye’nin çeşitli illerine dalga dalga yayılan özgürlük yürüyüşleri vesilesiyle bir taraftan halkımızla aramızdaki engelleri kaldırıyor, hakkımızda oluşturulmaya çalışılan olumsuz algıların önüne set çekiyor, diğer taraftan ise attığımız her bir adımla Müslümanların zulme karşı tepkisiz kalamayacağını da göstermiş oluyoruz.

Meydanlarda, fakültelerde, otobüslerde, metrolarda, ayağımızın değdiği her yerde muhterem hocamıza yapılan haksızlığı anlatıyor, zulmü kökünden söküp atacak adımlar atarak geleceğe umutla bakıyoruz…

Furkan Gönüllüleri Alparslan Kuytul‘a Özgürlük İçin Adım Adım Yürüyor !

Her geçen gün sesimizi biraz daha uzaklara ve yetkili(!) mercilere duyurmaya çalışan bizler, Sefa Merve tepesi arasında adeta mekik dokuyan Hacer misali, Allah’ın yardımını bekliyor, umut ve özlemle yolumuza devam ediyoruz.

IŞİD İftirasına Cevap | Alparslan Kuytul Hocaefendi IŞİD’li mi?

Alparslan Kuytul Hocaefendi hakkında başlatılan “Alparslan Kuytul IŞİD’i Destekliyor” iftirasına cevap!

Sadece IŞİD’e değil aynı zamanda silahlı cihada bakış açımız gibi konuları da ele alarak siz değerli okuyucularımızın bizi bizden tanımasını istedik.

Muhterem Alparslan Kuytul Hocaefendi’nin konuyla ilgili sorulan sorulara verdiği cevapları sizler için derledik:

Cihad kaç çeşittir? Bugün bizlerin yapması gereken cihad nasıl olmalıdır?
Yayın Tarihi: 30 Mayıs 2010

Cihadın çeşitleri çoktur. İslam’ın hâkimiyeti için bir şey yapılıyorsa o cihaddır. Cihad; malla, ilimle, Kur’an’ı tebliğ ile de olur. Sadece kılıçla olmaz. Şartları oluşur ve Müslümanlar o düzeye gelirlerse kâfirlerle silahlı cihad yapmaları da gerekebilir. Ama şu an için İslam coğrafyasının bir çok yerinde Müslümanların pozisyonu; cemaat, eğitim ve tebliğ çalışmaları yapmaktır. Silahla, bıçakla bir yere varılacağı yok. Filistin, Afganistan, Irak, Çeçenistan gibi ülkelerin durumu ayrı. Onlar yapması gerekeni yapsınlar. Çünkü buralarda işgalci kâfir güçlerle resmen savaş var. Fakat diğer bölgelerde yapılması gereken şey; tebliğ faaliyetleri, halkı Kur’an’la eğitmek, binlerce âlim yetiştirmektir.

Bazıları cemaatimiz hakkında “Bunlar silahlı örgütleri destekliyorlar” diyorlar. Bunlara nasıl cevap vermeliyiz?

Yayın Tarihi: 15 Şubat 2014

Hayatımız meydanda, çocukluğumuzdan beri ne yaptığımız biliniyor. Bugüne kadar kimseye bir tokat vurmadık. Eğer silahlı örgütleri destekliyor olsaydık şimdiye kadar bir delili olurdu. Biz baştan beri bu iş silahla olmaz diyoruz. Bırakın Türkiye’yi, Suriye’de bile böyle olmamalıydı diye iki buçuk yıldır anlatıyorum. Hala nasıl olur da bu iftirayı atarlar?