​ Putin Soçi’de Pentagon’un kumpasını bozacak mı? ​ ​

​ Putin Soçi’de Pentagon’un kumpasını bozacak mı? ​ ​

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik olarak başlattığı Barış Pınarı aske

UK learned more from 'Turks' magnificence' in Gallipoli
متابعة إعادة هيكلة موازين الشرق الأوسط من قلب ماردين
Apple 1 milyar dolarlık yeni kampus inşaatına başladı

Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik olarak başlattığı Barış Pınarı askeri harekatına ABD ile Türkiye arasında yapılan mutabakatla 120 saatlik ara verilmişti. ABD ile Türkiye arasında varılan Mutabakat metnine göre YPG/PKK terör örgütü 5 gün içinde Kuzey Suriye’de işgal ettiği bölgelerden çekilecekti. Bu köşe yazısının kaleme alındığı saate göre terör örgütünün çekilmesi için 22 saatten az bir süre kalmıştı. YPG/PKK terör örgütü belirlenen süre içinde ağır silahları bırakacak, tahkimatlar yok edilecekti. Çekilme sürecinde sorumluluk ABD’de olacaktı. Herhangi bir nedenle anlaşmaya uyulmazsa askeri harekat kaldığı yerden devam edecekti. Terör örgütü tam anlamıyla Türkiye’nin belirlediği güvenli bölgeden çekilirse harekat sona erecek, güvenli bölgenin kontrolü TSK’da olacaktı. Ancak çekilme 120 saatlik anlaşmanın 3’üncü gününde başlamıştı. İlk 2 gün Terör örgütü PKK-YPG/PYD’nin yaralı teröristler dışında, anlaşmada belirlenen bölgeden henüz çekilmediği anlaşılmıştı. Zira terör örgütünün, bu sürede Türkiye aleyhinde kara propagandayı sürdürme amacıyla beklediği istihbar edilmişti. Zira Kandil’de PKK’nın bazı elebaşlarının devreye girerek bölgeden çekilmesi beklenen teröristlere bölgeden çıkmayın talimatı verilmişti. Sonraki günlerde yetkililerden alınan bilgilerde YPG’nin işgal ettiği bölgelerden çekildiği açıklanıyordu. Eğer YPG/PKK terör örgütü 120 saatin sonunda tam anlamıyla çekilmeyi gerçekleştirirse dünyanın gözü kulağı Soçi’de olacak. Zira Rusya Devlet Başkanı Putin ile Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi’de Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyon ve güvenli bölge başta olmak üzere birçok kritik konu masaya yatırılacak.

Pazartesi günkü köşe yazımızda belirttiğimiz gibi Türkiye ve ABD arasında yapılan mutabakat gereği Türkiye 5 gün Barış Pınarı harekatına ara vermişti. ABD bu süre içinde YPG/PKK terör örgütü mensuplarını Türkiye’nin belirlediği güvenli bölge sınırları dışına çıkaracaktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile yapılan görüşmelerde güvenli bölgeyi Ayn El Arab’dan Irak sınırına kadar olan bölüm, 444 km uzunluğunda 32 km derinliğinde bir bölge olarak ifade etmişti. Ancak 17 Ekim’de Türkiye-ABD mutabakatından 4 gün önce gerçekleştirilen 13 Ekim’de başını YPG’nin çektiği SDG ile Şam arasında, Rusya’nın arabuluculuğu, hatta yönlendirmesiyle, ABD’nin örtülü desteğiyle bir uzlaşmaya varılmıştı. Bu uzlaşmaya göre “Tüm Suriye-Türkiye sınırının” Suriye ordusu tarafından kontrol edilmesi üzerinde anlaşılmıştı. Ve Suriye askerleri, bu bölgenin büyük bir kısmına girdi. ABD askerleri de eş zamanlı olarak buradaki üslerinden çekildi. Kumpas çok açık zira bazı ABD’li üst yetkililere göre Ankara’da varılan Barış Pınarı operasyonun durdurulmasına yönelik mutabakat, 13 Ekim’deki bu uzlaşma sağlanmadan önce yapılsaydı çok farklı sonuçları olabilecekti. Öyle bir durumda Ankara ve Washington, tüm sınır boyunu müzakere edebilirdi. Ancak şimdi tüm sınırla ilgili karara varılması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 22 Ekim’de Soçi’de Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le yapacağı görüşmenin beklenmesi gerekiyordu. Bu kumpas anlaşma bundan sonraki süreci ve Erdoğan-Putin görüşmesini nasıl etkileyecek? Putin Soçi’de Pentagon’un kumpasını bozacak mı yoksa uyacak mı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan Soçi’de Putin ile yapacağı görüşmelerde tek şartının “Rejimin bulunduğu tüm bölgelerin PKK/YPG terör örgütünden temizlenmesi” olduğunu açıklamıştı. Bu şart içinde PKK/YPG’den temizlenen bölgelerin rejimin kontrolüne girmesini de doğal karşılıyor. Bazı Rus uzmanlara göre ise Putin “Ortadoğu’ya barış getiren lider” imajını güçlendirerek çatışma ortamından uzak durmak istiyor. Bu nedenle hem rejimi hem de Türkiye’yi memnun edecek bir yaklaşım sergileyebileceği belirtiliyor. Putin ile Erdoğan arasındaki sıcak ilişkiler de çok önemli sanırım. Bugüne kadar iki lider önlerine konan güçlükleri birlikte aştılar. Ancak bu son durum biraz farklı görünüyor. Ortada ABD ile Rusya arasında Türkiye’nin Fırat’ın Doğusu’nda başlattığı operasyonların devam etmemesi yönünde örtülü veya zımni bir anlaşma olduğuna yönelik açık işaretler görülebiliyor. İnşallah yanılmışızdır. Zira Türkiye bekasını tehdit eden YPG/PKK terör örgütü kanalıyla kurulmak istenen terör koridorunu paramparça etmesine rağmen işi ciddi bir şekilde sağlama almak istiyor. Bu da diplomasi ile olmazsa askeri harekatın devamına yeşil ışık yakıyor.