İndirim marketi yoksulluktan zenginleşti Ekonomik kriz nedeniyle son aylarda çok sayıda irili ufaklı firma havlu attı. Kimi konkordato
İndirim marketi yoksulluktan zenginleşti
Ekonomik kriz nedeniyle son aylarda çok sayıda irili ufaklı firma havlu attı. Kimi konkordato ilan ederek kriz erteledi kimi de iflas bayrağını çekti.
Ancak kimi şirketler de krizi fırsata çevirmeyi başardı ve kazancına kazanç ekleyerek karını ve sermayesini büyüttü.
Onlardan biri de ‘ucuz gıda’ sloganıyla Türkiye’nin dört bir yanında açılan BİM marketler zinciri.
Söz konusu market zincirinin nasıl olup da büyüdüğünü anlattığı bir yazı kaleme alan T24 yazarı Barış Soydan, bir şampuan örneği üzerinden konuya giriş yapıyor ve krizde 20 liralık şampuan yerine adı duyulmamış 10 liralık bir şampuanın tercih edilir hale geldiğini, market zincirinin de avantajının markasız ürünleri daha uygun fiyatlarla tüketiciye sunmak olduğuna dikkat çekiyor.
İndirim marketlerle diğer marketler arasında kimi zaman ürün başına 5-10 liralık fark olduğunu ifade eden Soydan, yazısını şöyle sürdürüyor:
“2001 Krizi’nde de böyle olmuştu. Yine böyle olacağı belliydi. 15 Ağustos’ta yayınlanan “Kriz hayatımızı nasıl değiştirecek?” başlıklı yazımda şöyle demiştim: “Migros’tan BİM’e ve A101’e müşteri göçü yaşanacak. Ama en pahalı segmentteki ürünlerin marketi Makro’dan kaçış olamayacak çünkü krizler yüksek gelir grubunu değil orta sınıfı vurur.”
Öyle de oldu: BİM’in kârı üçüncü çeyrekte (Temmuz-Ağustos-Eylül) patladı. Şirket bu dönemde 364 milyon TL net kâr açıkladı. Bu rakam, yıllık bazda yüzde 60 kâr artışına karşılık geliyor.
Bu kadarını piyasa bile beklemiyordu. BİM’in kâr artışına dair piyasa beklentisi, gerçekleşen rakamın yüzde 17 altındaydı.”
İndirim marketinin cirosundaki, yani satış gelirlerindeki beklenmedik artışın Temmuz-Ağustos-Eylül döneminde yani krizin tavan yaptığı günlerde arttığına dikkat çeken Soydan, bu süre içinde şirketin cirosunun yıllık bazda yüzde 35 büyüyerek 8.46 milyar TL’ye dayandığını kaydediyor.
Şirketin yıl sonu satış beklentisini yüzde 20’den yüzde 30’a çıkardığını ifade eden Soydan, “Enflasyon sağolsun!” yorumunu yapıyor.
“Ama tabii bir noktadan sonra pahalı ürünlerden ucuz ürünlere dönmek de yoksullaşmayla baş etmeye yetmeyebilir. Vatandaşın bazı harcamalardan toptan vazgeçmesi de gündeme gelebilir. Nitekim 2001
Krizinde böyle olmuş, bazı tüketici harcamalarında reel düşüşler yaşanmıştı” diye yazan Soydan, yazısını şöyle noktalıyor:
“Piyasadan gelen veriler, şu anda durumun bu kadar vahim olmadığını gösteriyor. Araştırma şirketi Ipsos’un verilerinin, krizde tüketim harcamalarının azalmadığını ama şekil ve yön değiştirdiğini gösterdiği söyleniyor. Söyleniyor, diyorum çünkü bu bilgiyi Ipsos’dan değil üçüncü bir ağızdan duydum.
Keşke Ipsos ve bu arada tüketici davranışlarını izleyen diğer şirket olan Nielsen, tüketim harcamalarının nasıl yön değiştirdiğini açıklasalar da, krizin halk üzerindeki etkisini net biçimde görebilsek…
Unutmadan, son bir not: Bu, halkın krizle mücadele stratejilerine ilişkin bir yazıdır, yatırım tavsiyesi falan değildir.”