ABD-Türkiye ilişkileri için yenilenen vizyon

Amerika Birleşik Devletleri ve Türkiye son yıllarda karmaşık bir ilişki içinde. Yine de, son birkaç aydaki olaylar, her iki ülkenin de bağlarının stratejik önemini anlamalarını ve ilişkiyi güçlendirmek için yenilenmiş bir odaklanma gerekliliğini ortaya koyuyor. ABD ile Türkiye arasındaki ticari ilişkiler, ortak çıkarlara dayanan dayanak noktalarından birini temsil eder ve ilişkideki çekişi yeniden kazanmak için bir yol sunar.

ABD ile Türkiye hükümetleri arasındaki etkin olmayan resmi ticari diyaloglara rağmen, özel sektör ilişkileri devam etmektedir. Neyse ki, ABD ve Türk liderlerin üst düzey açıklamaları, ticari ilişkiyi ikili diyaloga dahil etme planları olduğunu öne sürüyor. ABD Başkanı Donald Trump ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD ile Türkiye arasında gelecekteki bir Serbest Ticaret Anlaşması’ndan bahsettiği bildirildi. Ocak ayındaki Ankara gezisi sırasında, Senatör Lindsey Graham (R-S.C.), Böyle bir anlaşmanın olasılığını ve toplam 75 milyar dolarlık gelecekteki ticaret hacimleri için bir hedefi de görüştü.

ABD Ticaret Odası, ABD yönetimini, bu olumlu ivmeyi, her iki ülkeye de ekonomik büyüme getirecek olan Türkiye ile yeni bir ticari diyalog başlatmak için kullanmaya teşvik etmektedir. Yüksek seviyeli görüşmeler, F-35 Ortak Grev Avcı Uçağı ve Vatansever Füze Savunma Sistemi gibi ABD savunma ihracatına odaklanırken, Türkiye’de genişleme için olgunlaşmış birkaç ABD endüstrisi var – bunun tersi de geçerlidir.

ABD ticaret topluluğunun Türkiye ile genişletilmiş ticari ilişkilere olan ilgisini ve bağlılığını göstermek için, ABD Odası kısa bir süre önce ABD şirket yöneticileri ve CEO’larının Türkiye’ye bir delegasyonuna öncülük etti.

Böyle bir delegasyon 2014’ten beri Türkiye’ye seyahat etmedi ve ABD’ye ve Türkiye’ye ikili ticari ortaklığa yeniden danışmak için eşsiz bir fırsat sundu. Heyet, Türkiye’de mevcut olan geniş fırsatları araştırdı ve ABD’nin neden kilit bir ekonomik ortak olarak kaldığı konusunda dava açtı.

Aslında, ABD Odası’nın ABD-Türkiye İş Konseyi, önümüzdeki birkaç yıl içinde ABD’ye gelecekteki ABD ihracatında yaklaşık 40 milyar dolarlık bir boru hattı belirledi. ABD’deki şirketler Türkiye’de güçlü bir ayak izi var.

Türkiye’de yaklaşık 1.700 Amerikan işletmesi, dijital ekonomi, sağlık bakımı, tarım, enerji, seyahat ve turizm, finans, ileri imalat ve hizmetler dahil olmak üzere bir dizi sektörde faaliyet göstermektedir.

Bu şirketler, Türkiye’yi küresel tedarik zincirleri için değer yaratan çeşitlendirilmiş bir sanayi tabanına ve girişimci özel sektöre sahip dinamik bir gelişmekte olan pazar olarak görüyorlar. Türkiye’nin ekonomik faaliyeti Amerika’da burada işler yaratırken, ABD şirketleri rekabetçi bir 21. yüzyıl büyüme modelini kolaylaştırmak için benzersiz uzmanlık ve ileri teknolojiler getiriyor.

Önemli zorluklar hala mevcuttur ve ABD-Türkiye ticari ilişkilerinin tam potansiyeline ulaşmasını engellemektedir. Türkiye, G20’de dünyanın en büyük 17. ekonomisi olarak yer tutuyor, ancak ABD ile Türkiye arasındaki ticaret hacmindeki 20 milyar dolar, Belçika, Kolombiya ve Filipinler gibi daha küçük ekonomilerle ABD ticaretinden daha düşük. Atlantik’in her iki tarafındaki yüksek tarifeler ve pazara giriş engelleri, mal ve hizmetlerin serbest akışını sınırlamaktadır.

Düzenleyici yükler ve karmaşık yasal engeller katma değerli yatırım projelerini kısıtlar. Gümrükler ve ticaretin kolaylaştırılması reformları, ticaret hacmini artırmak için her ülkenin yararlanabileceği uygun fırsatlar sunmaktadır.

Türkiye, Batı ile olan güçlü ticari ilişkilerini AB-Türkiye Gümrük Birliği ile sürdürmektedir. ABD şirketleri, AB yan kuruluşları aracılığıyla ihracat yaparken Türkiye pazarına gümrüksüz erişim elde ediyor.

Bununla birlikte, bu faydalar ABD merkezli üretim veya tarım için mevcut değildir.

Bu yıl başlaması planlanan ABD-AB ticaret müzakereleri ile ABD’nin Türkiye ile ticari görüşmelere başlaması için zamanlama ve kapsam uyumlu hale getirildi. Bu, özellikle Türkiye’nin AB’yle olan Gümrük Birliği’nin, ülkenin ABD’ye gelecekteki bir ABD-AB ticaret anlaşmasında tek taraflı olarak ulaştığı herhangi bir anlaşmayla aynı şartları vermesini gerektirdiği için geçerlidir.

ABD ile Türkiye hükümetleri arasında üst düzey bir ekonomik ve ticari diyalog başlatmak, her iki ülkenin de kilit bir siyasi ve güvenlik ortaklığı olanı desteklemeye devam etmesini sağlayacaktır. Diplomatik ve güvenlik müzakereleri yoğunlaşırken, ticaret ve ticaretteki ikili ilişkiyi sağlamlaştırmak, bu kalıcı ortak çıkarların önemli bir hatırlatıcısı olarak hizmet edecektir.