Küreselleşme

Küreselleşme

Çok önemli olduğuna rağmen çok insanlar Küreselleşme ya globalizm bilmiyorlar . O zaman ne demek küreselleşme? küreselleşme:: Dünya insanlarının e

Vizyon tarihi belirsiz: Cem Yılmaz’ın yeni filminden ilk fragman
Kılıçdaroğlu’na Neden Şehitlerin Yakınları İtiraz Eder
Türkiye ve Rusya, Suriye Idlib’inde durumu istikrara kavuşturmak için önlemler almayı kabul etti

Çok önemli olduğuna rağmen çok insanlar Küreselleşme

ya globalizm bilmiyorlar .

O zaman ne demek küreselleşme?

küreselleşme:: Dünya insanlarının ekonomik, siyasi, iletişim ve sosyal açılardan birbirine yakınlaşması ve bir bütün olma yolunda ilerlemesidir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte, değişen ve gelişen dünya düzeninde birçok yenilikler meydana gelmiştir.

Nasıl küreselleşme dünya insanlarının ekonomik, siyasi, iletişim ve sosyal açılardan birbirine yakınlaşması dinler tam başkadır?

farklı toplum ve kültürlerin inanç ve beklentilerinin daha iyi tanınması, uluslararası ilişkilerinin yoğunlaşması gibi birbiriyle bağlantılı konuları içeren bir kavramdır. Küreselleşme çağı olarak adlandırılan yaşadığımız dönemde hemen her alanda çarpıcı değişiklikler görülmekte, karmaşık bir çevre içinde yaşama zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.

Günümüzde daha çok insan birbiriyle eski dönemlere oranla daha fazla bağlantı içindedir. Milyonlarca insan, farkına varmaksızın uzak mesafeler ötesinden hayatlarını değiştirmekte olan küresel ağlara takılmaktadır.

Küreselleşme başlangıcı ne zaman?
temel anlamda küreselleşme,kökenleri 1960’larda ortaya çıkan dönüşüm ve hızlı değişimlere dayalı, politik sonuçları beraberinde getiren ekonomik bir süreçtir. Küreselleşme, ulus aşırı şirketlerin uluslararası yatırım stratejilerinde, özellikle üretimin yerel olmaktan çıkarılıp farklı bölgelerde gerçekleştirilmesini içeren radikal bir yeniden konum belirleme çabası gerektirmektedir.

1970’lerdeki iktisadi krizler sonucunda ulus aşırı firmalar ulusal üretim hatalarını artık uluslararası hale getirmek zorunda kalmışlardır. Bu durum , üretimin uluslararasılaşması olarak anılmaktadır. İkinci Dünya Savaşı sonrasında ABD önderliğinde oluşturulan yeni ekonomik ve siyasi dünya düzeni , yani Pax Americana, uluslararası ekonomide karşılıklı değişim yaklaşımına dayanmaktadır.

Uluslararası mal, sermaye ve bilgi akışının kolaylaşması ve güvenli bir hale gelmesi ile Pax Americana uluslar arası ekonominin karşılıklı değişim yaklaşımından küresel üretime dönüşmesine yardımcı olmuştur.

Küreselleşme tehlikeleri var mı?

Tabbi ki var Küreselleşme olumluların yanında olumsuzlar var .

Küresel olan her şey, ya da tüm şirketler kötü değildir. Sorun kötünün artık herkesi etkilemesidir. Eski veba salgınlarını hatırlayalım. Bulaşıcı hastalıklar belli bir bölgedeki herkesi öldürüyor ancak günümüzdeki gibi yayılmıyordu. Bugün böyle bir hastalık olsa insanlığı kurtarmak elde değil. Her açıdan bütüncül ve iletişim halindeyiz. Hastalık olduğu kadar savaşlar da küresel oldu. 1. ve 2. dünya savaşları buna örnektir.

Artık topyekün savaşıyoruz. Örnekler saymakla bitmez. Bir örnek de kıtlıktır. Eskiden bir toplumun yeterli besini yoksa kendisi açlık çekiyordu. Ancak bugün tüm toplumlar yiyecekleri de dahil tüm kaynaklarını küresel pazarlardan elde ediyorlar. İspanya’daki bir kuraklıktan Rusya etkileniyor, Asya’daki bir selden bütün Dünya gıda fiyatları değişebiliyor.

Eğer bir küreselleşme varsa, bütün bu değişen ve gelişen yapılar karşısında ülkeler aynı gemide oldukların bilincinde olmalıdırlar ve politik kararlarını kendileri için değil, bütün dünya insanları için almalıdırlar.

Böyle bir yapı içinde Türkiye ne yapmalıdır? Türkiye önce kalkınmaya ve gelişmeye dayalı bir ekonomi kurmalı, parayla oynamamalı, ayrıca IMF’nin elinden kurtulmalıdır. En önemlisi ülke içinde yaşayan insanına güvenmesini bilmeli, onları potansiyel bir tehlike olarak görmemelidir ve vatandaşlarına demokratik haklarını vermelidir.

Bu yüzden küreselleşme emperyalizm mıdır?

Çağımız, kan emici emperyalizm çağı olduğuna göre, bundan böyle her şey rant üzerinde kuruludur.

Söz konusu çaba, küreselleşmeciliğin tezlerine teorik bir karşı duruşu gerçekleştirmek için mi, yoksa Marksizmin dünyayı açıklama-anlama ve dönüştürme şeklindeki bağlantılı dinamiğine işlerlik kazandırmak için mi gerekli? Kuşkusuz, ikinci gerekliğin başarısı, birinciyi mutlak koşulda belirleyecektir. Marksizmin, kapitalizmin gelişmesini izleme ve olası yeni biçimlerini ve dinamiklerini belirleme gibi bir yükümlülüğü olduğu vurgulanmalıdır.

Öncelikle belirtilmeli: küreselleşme ve küreselleşmecilik terimlerini savunmak, önsel olarak terimlerin işaret ettiği gerçeği savunmak anlamına gelmiyor; emperyalizm terimini savunmanın emperyalizmi savunmak anlamına gelmediği gibi. Bunu saptamak için sadece Lenin’in adını anmak bile yeterli.

Sadece sana düşen bilsin ki  senin düşmanların nasıl düşünüyor?

 

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: 0