Son Cheescake

Son Cheescake

    Birbirinden farklı 4 kadın olarak başladığınız bu yolu keşke yine 4 kadın olarak bitirebilseydiniz.Siz oynamadınız yaşadınız.Hikayeniz bugün biti

“Gökyüzündeki gözler” düşmana korku veriyor
İran, Temmuz’dan bu yana ABD Donanması gazisini elinde tuttu.
Annelik Duygusu Köpekten Nasıl Oluyor?

    Birbirinden farklı 4 kadın olarak başladığınız bu yolu keşke yine 4 kadın olarak bitirebilseydiniz.Siz oynamadınız yaşadınız.Hikayeniz bugün bitiyor ama ben domestic Arzu’yu,can sister Pelo’yu,jinekolog Oya’yı ve queen Merve’yi unutmayacam.Elveda sarmaşık kadınları

     Küçük suçlar “ufak tefek cinayetler”, Ekim 2017’de yayınlanan bir Türk dizisi, hikayenin ve karakterlerin içeriğinde çok küçük bir fark olan bir dizi büyük yalanın Türkçe versiyonu. Dizi, yarışma başlangıcında birçok ödül kazandı ve yüksek bir görüntüleme oranına ulaştı.

UFAK TEFEK CİNAYETLER’DE NE BULDUK?

     ‘Her yaralı ruhun metruk arka bahçesinde, işlenir her gün böyle ufak tefek cinayetler’ diyen Fırat Ağacık’ın parçasıyla özünü dışa vuran ‘Ufak Tefek Cinayetler’, en sinsi silahların mutfakta piştiğini vurgulayarak kadınların iç dünyalarındaki ölümcül kötülük ve kıskançlıklara odaklanan bir başlangıçla çıktı karşımıza.

     Herkesin imrendiği evdeki partide yaşanan ölümle açılışını yapıp polis soruşturmasıyla karakterlerini ve atmosferini tanıtmaya geçen dizi, iyiden-adaletten yana olan Oya’nın kızlarını okutmayıp evlendirmeye niyetli babalara mesaj mahiyetindeki intihar girişimini önlemesini izlettikten ve ikinci kattan atlamayla ölünmeyeceği bilgisini verdikten sonra geçmişte sıkı arkadaş olan dörtlüyü yeniden bir araya getirme sürecine geçti. Oya’nın okulun canavar müdürünün cenazesine gitmesiyle başlayan süreçte, bir yandan görgü tanıklarının anlatımı, bir yandan da sözde arkadaşlık tabloları sunuldu izleyiciye. Devamına değinmeye gerek yok. Zaten izleyenler biliyor. Diziye yönelik eleştirileri de şimdilik bir yana bırakıyorum. Zira kopya-çalıntı vs gibi ithamları, detaylı yazımda bilahare ele alacağım. Şu an üstünde durduğum şey, dizinin bende yarattığı ilk izlenim.

 

     Bu yaklaşımla söze devam edersek… ‘Ufak Tefek Cinayetler’ gerek karakterleri, gerek içerik dili, gerekse mekânlarıyla fark yaratan bir çalışma. Ekranda bilmem kaç kez yer almış aşk üçgenlerinden ve yöresel şivelerin hâkimiyetindeki hikâyelerden soyutlanmış… Dahası varoşluktan eser olmayan ışıltılı ve Amerikanvari dünyasını Arctic Monkeys grubunun ‘Do I Wanna Know?’ parçasıyla taçlandırmış. Hal böyle olunca da, uzun zamandır ekranlarımızda özlemini çektiğim havayı soluttu bana! Tabii bu etkide kurgunun ve senaryo akışının dinamikliğinin, mekân seçimlerindeki incelikli özenin ve temelde birbirine çok denk düşen karakterlerdeki başarılı oyunculukların payı da büyük. Tebrikler.

     Bu övgülerin ardından AY Yapım imzasını taşıyan ve devamının nasıl getirileceğini merakla beklediğim dizinin yumuşak karnı gibi duran yönüne gelecek olursak… Oya karakterinin yıllar sonra arkadaşlarıyla yeniden sıkı fıkı olma durumu akılları kurcalayan soru. Yani 96’daki olaydan günümüze kurulan köprünün mantığı ne? İzleyici Oya’nın, onu intihara sürükleyecek derecede vahim iftira atan ve onun geleceğiyle oynayan arkadaşlarının arasına yeniden karışmasını sorgulayabilir. Haklıdır da. Zira normalde hiç kimse kendisine kara çalan, çocuk sahibi olma yeteneğini elinden alıp hayatını karartan ve tüm bunları gözünün içine baka baka yapanlarla, sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi tekrardan bir araya gelip öpüşüp koklaşamaz.

Ama sonuçta “ufak tefek cinayetler” dizisi muheşem olmadığının söylemeyiz üstelik en muhteşem diziydi.