"Türkiye Demek İnsanlık Demektir" Türkiye'nin dünyadaki mazlumların umudu haline geldiğini belirterek "Ülkeleri ellerinden alınan Filistinlilerin yan
“Türkiye Demek İnsanlık Demektir”
Türkiye’nin dünyadaki mazlumların umudu haline geldiğini belirterek “Ülkeleri ellerinden alınan Filistinlilerin yanında biz varız, memleketlerinden sürülen Suriyelilerin yanında biz varız, Iraklıların yanında biz varız. Biz herkesin yanında oluruz ama ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan FETÖ’cülerin, bölücülerin, PKK’nın, DEAŞ’ın korkulu rüyası oluruz.
türkiye’ye tr demek – ekşi sözlük
Türkiye Ne Demek?
Türkiye’nin yönetim yapısı idari (genel), askeri, adli ve akademik olmak üzere dört alan
üzerinde yükselmektedir. Bunlardan idari alan merkezi yönetim (başkent ve taşra örgütü) ile yerel yönetim parçalarından oluşur.
Bu çalışmanın amacı diğer üç alanı dışarıda tutarak Türkiye’deki idari sistemi ve örgütlenmeyi özellikle mevzuat üzerinden analiz etmeye çalışmaktır. Türkiye’de “devlet” örgütlenmesi denildiği zaman akla gelen özellikler; devletin ulus devlet biçiminde belirlenmesi, merkeziyetçiliğe dayanması, hukuk devleti olması, toplumsal iradenin mecliste olması ve laiklik ilkesi temelinde kurulmuş üniter bir devlet olmasıdır. Modern devletin temeli olan bu öğeler Türkiye’de Osmanlı Devleti’nin son dönemlerini de içine alan beş anayasal dönemde oluşmuştur.
Bunlar ilk anayasa olarak bilenen 1876 tarihli Kanuni Esasi, Kurtuluş Savaşı dönemine ait olan 1921 Anayasası, Cumhuriyet rejiminin “kuruluş anayasası” olan 1924 Anayasası, 1961 Anayasası ve bugün için yürürlükte olan 1982 Anayasasıdır (Güler, 2009: 112, 133). Ancak günümüzde 1982 Anayasasının değiştirilmesi gündemdedir. Bu amaçla Mecliste kurulmuş olan bir komisyon çalışmalarını sürdürmektedir. Türkiye’nin yönetim yapısının genel ilkesi 1982 Anayasasının 123. maddesinde belirlenmiştir.
Buna göre idare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri “merkezden yönetim” ve “yerinden yönetim” esaslarına dayanır. Anayasanın bu ilkesinden yola çıkarak aşağıda önce Türkiye’deki merkezi yönetim örgütü ve daha sonra yerel yönetimler açıklanmaya çalışılacaktır.
MERKEZİ YÖNETİM
Türkiye’de merkezi yönetim Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık-Bakanlar Kurulu makamları
üzerinden yükselir. Başbakanlık ve bakanlıklara bağlı kuruluşların merkez ve taşra teşkilatları da
merkezi yönetim kapsamında değerlendirilmektedir.
Merkezi yönetim başkent ve taşra olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Bununla birliktemerkezi yönetime danışmanlık yapan, görevlerini yerine getirmesinde yardımcı olan kurumlar bulunmaktadır.
‘Türkiye’nin anlamı – Özdemir İNCE – Hürriyet
I. BAŞKENT ÖRGÜTÜ
1982 Anayasasının 3. maddesine göre Türkiye’nin başkenti Ankara’dır. Aşağıda Ankara’da
örgütlenen merkez teşkilatı anlatılmaya çalışılacaktır.
A. Cumhurbaşkanı
Türkiye’de 2007 tarihinde halk oylamasıyla yapılan Anayasa değişikliğiyle birlikte Cumhurbaşkanı artık Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından değil, halk tarafından
seçilecektir. Cumhurbaşkanı kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış TBMM üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır ve bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilir.
Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer.
Cumhurbaşkanı devletin başıdır ve bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin
birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Cumhurbaşkanının 1982 Anayasasında düzenlenen yasama, yürütme ve yargıyla ilgili
görevleri bulunmaktadır. Konumuz idari sistem olduğundan Cumhurbaşkanının yürütme ile ilgili olan görevlerine değinmek gerekmektedir. Bunlar: Genelkurmay Başkanını atamak, Milli Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak ve Kurula başkanlık etmek, Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ve olağanüstü hal ilan etmek, kararnameleri imzalamak, sürekli hastalık, sakatlık, kocama sebebiyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ve kaldırmak, Devlet Denetleme Kurulu üyelerini ve başkanını atamak, bu kurula inceleme, araştırma, denetleme yaptırmak, Yüksek Öğretim Kurulu üyelerini seçmek ve üniversite rektörlerini seçmektir.
Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri 1982 Anayasasında önceki dönemlere göre daha güçlü bir şekilde düzenlenmiş ve 2007 yılındaki Anayasa değişikliğiyle de Cumhurbaşkanı siyasi sistemin temel bir unsuru ve aktörü haline gelmiştir (Eryılmaz, 2011: 116).
Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanının imzalarına
gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır. Bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Yani Cumhurbaşkanı yürütmenin sorumsuz, hükümet (Başbakan ve Bakanlar Kurulu) ise sorumlu kanadını meydana getirmektedir.
Cumhurbaşkanının görevlerini yapmasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ve Devlet Denetleme Kurulu kendisine yardımcı olan iki anayasal organdır. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği Cumhurbaşkanlığı örgütünün görevlerini yürütür.
Genel Sekreterliğin örgütsel yapısı ve işleyişi Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir. Yani bu yapı üzerinde meclisin ve hükümetin herhangi bir yetkisi yoktur. Devlet Denetleme Kurulu ise silahlı kuvvetler ve yargı organları hariç, tüm kurum ve kuruluşlarda, meslek odalarında, vakıflarda, kamuya yararlı derneklerde denetleme yapma yetkisine sahiptir. 1981 yılında kurulan Kurulun kurulma amacının Cumhurbaşkanının yürütme üzerindeki etkinliğini arttırma olduğu ileri sürülmektedir (Öztekin, 2012: 323).
Çünkü Kurulun raporları ya başbakanlığa ya da doğrudan ilgili adli ve idari mercilere gönderilebilmektedir. Böylece Kurul yönetimi yönlendirme gücüne sahip olmaktadır. Bununla birlikte Cumhurbaşkanına hükümet karşısında yasaları geri çevirme ve Anayasa Mahkemesini devreye sokma yanında böyle önemli bir “denetim yetkisi” tanınmış olmaktadır (Güler, 2009: 147). Kurulun her dönemdeki Cumhurbaşkanınca farklı şekilde çalıştırıldığı ileri sürülmektedir.
Örneğin dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Kurulu araştırma ve inceleme amaçlı, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in inceleme ve soruşturma amaçlı, 11. ve son Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül’ün kamu kurumu niteliğindekini meslek kuruluşlarını denetleme amaçlı olarak çalıştırdığı belirtilmiştir (Güler, 2009: 147).
B. Bakanlar Kurulu
Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşmakta olup yürütme organının “siyasi yönden sorumlu” kanadını meydana getirmektedir. Bakanlar, TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır. Yani bir kimsenin bakan olması için milletvekili olma zorunluluğu yoktur. Meclis dışından atanan bakan, bakanlığı süresince milletvekilinin haklarına sahip olur. Gerektiğinde Başbakanının önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca bakanların görevlerine son verilir. Bakanlar Kuruluna Başbakan başkanlık eder.
Cumhurbaşkanı da gerekli gördüğünde Bakanlar Kuruluna başkanlık edebilir. Bakanlar Kurulu, hükümet ve kamu yönetiminin genel politikasını saptamak ve yürütmek açısından birlikte
Sorumludurlar.
COMMENTS