AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığı 20. yüzyılın başlarına gider. Tarihin tozlu raflarına bakıldığında böl
AZERBAYCAN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİNDE YENİ DÖNEM
Azerbaycan-Ermenistan anlaşmazlığı 20. yüzyılın başlarına gider. Tarihin tozlu raflarına bakıldığında bölgede çok acı olaylara rastlamak mümkündür. 1905, 1915, 1918, 1950, 1987 ve 1990’lı yıllar bu tür olaylarla hatırlarda kalmıştır. Genellikle Ermeniler lehine gelişen olaylarda Azerbaycanlıların yanında tek destek Türkiye olmuştur.
Öyle ki Azerbaycan Türklerini yalnız bırakmamak için zor anlarında bile Türkler imkânlarını seferber etmiştir. I. Dünya Savaşı sonrasında toplu soykırımla karşı karşıya kalan Azerilere Osmanlıların Kafkas İslam Ordusu vasıtasıyla yardımcı olduğu gibi, Sovyetlerden sonra bağımsızlığına kavuşan ve Karabağ ve etrafındaki bölgelerin Ermenilerce işgal edildiği dönemde de bu yardım devam etmiştir.
Bu destek sadece askeri alanda olmamış, ekonomik ve siyasi alanda da Türkiye Azerbaycan’ın uluslararası kamuoyuna sorunlarını anlatabilmesi, uluslararası güçler tarafından ülkenin bağımsızlığının tanınması ve geliştirilmesi için büyük katkıları olmuştur.
Her iki ülke BTC, BTE, BTK gibi uluslararası projelere imza atarken, diğer yandan dış politikalarında da ortak hareket ederek uluslararası kamuoyunda birçok sorunu birlikte göğüslemiştir.
Azerbaycan Milletvekili Paşayeva: Türkiye’nin düşmanı …
Bu işbirliğinin en iyi görüldüğü konu ise Karabağ sorunu olmuştur. Zira Türkiye, dünya konjoktörünü dikkate alarak Karabağ Savaşı’nda Azerbaycan’a yardımlarda bulunmuş, Kelbecer’in Ermenilerce işgali üzerine Ermenistan kapılarını kapatarak Azerbaycan’a verebileceği en yüksek desteği vermiş ve bu kapı Batılı devletlerin tüm baskılarına rağmen hala
açılmamıştır. Türkiye’de hükümetler değişse de Türk halkının, kamuoyunun ve hükümetlerinin desteği hiç azalmamış, atarak devam etmiştir.
Bugün gelinen noktada Türkiye-Azerbaycan ilişkileri beklentilerin çok uzağında kalmıştır. Bunun gerçek sebebi her iki tarafın da aşırı güvenle diğerini ihmal etmesidir. Bu nedenle Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinin dostluk, kardeşlik ve “Bir millet-iki devlet” söylemlerinden öteye
götürülmesi ve stratejik ortaklık düzeyine çıkarılması, kurumsallaştırılması zorunludur.
Bunun yanı sıra iki ülke ilişkilerine hâkim olan aşırı duygusallık ve yüksek beklentiler yerine gerçekçi ve uygulanabilir politikalara gidilmesi kaçınılmazdır.
İki ülke arasındaki ilişkilerin kurumsallaştırılmasına, öncelikle ortak yol haritasının çıkartılmasıyla başlanmalıdır. Daha sonraki aşamada yolharitasına uygun olarak ortak birimler kurulmalı ve ortak karar alma mekanizması oluşturulmalıdır.
Ancak, iki ülke zaman zaman birbirlerinin politikalarına aşırı adapte olmakta, sonuçta aşırı etkilenme ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, iki ülke ilişkilerine özellikle dış politikada bağımsız alan bırakılmalıdır.
Ülkeler arasındaki ilişkilerin önemli unsurlarından birini enerji oluşturmaktadır. Zira enerji konusunda iki ülke birbirine muhtaçtır. Türkiye, bölgeye yönelik yeni siyasetini uygulayabilmek, Avrupa’nın enerji arz güvenliğini sağlamak adına üstlendiği yeni rolü yerine getirebilmek için
Azerbaycan’a ihtiyaç duymaktadır.
Azerbaycan’da enerji kaynaklarını dünya pazarlarına ulaştırabilmek ve enerji kaynakları üzerinde Rus baskısından kurtulabilmek için Türkiye hattına muhtaçtır. Bu aşamada iki ülke bölge kaynaklarını dünyaya ulaştırma adına ortak enerji stratejisi ve siyaseti geliştirmek zorundadır.
Kafkasya’daki karmaşık yapı ve statüko artık sürdürülemez hale gelmiştir. Bölgesel güç olmaya yönelik siyaset üreten ve uygulamaya koyan Türkiye, bu siyasetin istenilen neticeleri verebilmesi için bölge ülkelerinin güvenlik ve istikrar sorunlarını diyalog ve barışçı yollarla çözmek zorundadır.
Hiç şüphe yok ki, Karabağ sorunu bu sorunların merkezinde yer almaktadır ve çözümü halinde bölgede birçok sorun ona bağlı olarak ortadan kalkacaktır. Bu aşamada Azerbaycan ve Türkiye sorunun çözümü için daha yakın diplomasi uygulamalı, global karar mekanizmlerinin imkânlarından daha fazla istifade ermenin yollarını araştırmalıdır.
Sonuç olarak, Türkiye-Azerbaycan ilişkileri, Kafkasya güvenliğinin belkemiğini oluşturmaktadır. Bu nedenle, eğitim, güvenlik, ekonomi, kültürel ve bilim alanlarında işbirliği kaçınılmazdır. Zira bu tarz işbirliği siyasi alanda da etkisini göstererek, ilişkilerin gelişmesine olumlu katkıda
bulunacaktır.
COMMENTS