Anıtkabir’de Atatürk’e Hakaret Etmişti

Anıtkabir’de Atatürk’e Hakaret Etmişti

Atatürk diktatör müdür?     Mustafa Kemal bu tarihte Saltanatı kaldırıyor. Bu tarihten, yani saltanatın kaldırılmasından 1 yıl 3 ay önce Meclis, 5 A

Makinistler sinyalizasyon eksikliği nedeniyle atlattıkları faciaları raporlamış
Okudukça Gelişecek, Başaracağız Çünkü Okumak Her Şeydir
İlk kalp naklini gerçekleştiren doktor hayatını kaybetti

Atatürk diktatör müdür?

    Mustafa Kemal bu tarihte Saltanatı kaldırıyor. Bu tarihten, yani saltanatın kaldırılmasından 1 yıl 3 ay önce Meclis, 5 Ağustos 1921 yılında Başkomutanlık yasasını çıkarıyor… Yasama, yürütme, yargı, erkleri de birleştirilerek Mustafa Kemal “tam yetki” ile donatılıyor.

   Bu yetkiyi daha sonra Meclis, 30 Ekim 1921, 4 Şubat 1922, 6 Mayıs 1922’de olmak üzere üç kez uzatıyor. En sonunda da 20 Temmuz 1922’de süresiz uzatıyor…

Ülkede diktatörlük yapmış olsa; Meclis, bu yetkileri vermezdi herhalde?

    Şimdi burada akla gelen soru şu: Mustafa Kemal “tek adam” olmak gibi bir düşüncesi olsa 1921’de aldığı olağanüstü bir yetki olan Başkomutanlık yetkisini sürdüremez miydi? Sürdürebilirdi ve 1 Kasım’da da saltanatı kaldırmazdı! Bırakın saltanatı kaldırılmayı; daha da güçlendirip diktatörlüğünü ilan edebilirdi ve böyle bir şey isteseydi, kimse de önüne geçemezdi…

   Gazi, bu radikal değişiklikle de yetinmedi ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeli Cumhuriyet’i 29 Ekim 1923’te ilan etti.

Peki Cumhuriyet nedir?

   “Cumhur”un yani halkın, egemen olduğu; özgür, eşit olduğu; ülkede; demokrasinin, laikliğin kabul edildiği sistemdir. Mustafa Kemal bu kadar güçlüyken neden demokrasiyi seçsin, Cumhuriyet’i ilan etsin?

Büyük Önder, Cumhuriyet’i ilan ettikten sonra önemli bir karara daha imza attı. O da 1924 yılında Halifelik makamının kaldırılmasıydı. Diktatörlük düşüncesi olan biri, bırakın sadece kendi ülkesinde lider olmayı, İslam alemine önder olabileceği makamı elinin tersiyle itmiş, bu makamı kaldırmıştı.

Bir düşünün o yıllarda Mustafa Kemal’in ülkenin her yerindeki üstün başarısını, koca devletleri tek tek dize getirmesini… O halifelik makamını alıp, devam ettiğinde bırakın ülkede, Ortadoğu’da ilan ederdi diktatörlüğünü…

Burada bazılarının aklına şu soru gelebilir: “Madem halifeliği kaldıracaktı; neden Cumhuriyet’ten önce kaldırmadı?”

Mustafa Kemal’in diktatörlük kavramını hak etmediği diğer bir unsur da kendi isteği ile kurdurduğu partilerdi…

Başka taraftan…


  Bir kere Cumhuriyet ilan edildi, ama ülkede başka parti yoktu. Serbest Cumhuriyet Fırkası ve Terakkirperver Cumhuriyet Fırkası kuruldu. Ama bunlar kısa sürede kapatıldı. Eğer bu iki parti seçimlere girse muhtemelen Cumhuriyet Halk Fırkası yenilgiye uğrayacaktı. Tamam, Atatürk dehaydı, iyi komutandı. Ama Atatürk’ün izlediği politika ülkenin yapısına ters ve halkı dışlayan bir modeldi. Serbest seçim yok, demokrasi yok, haklar yok.

Ayrıca Andrew Mango’nun Atatürk biyografisi Atatürk’ün daha hayattayken kendi putunu nasıl yarattığını ve tüm ülkeye diktirdiği kendi heykelleriyle Kemalizm ideolojisinin temellerini attığını ortaya koyuyor.

Atatürk neticede bir tek adamdı. Fikirleri asla tartışılmaz ya da onlara karşı gelinmezdi. İtiraz edeceklerin akıbetleri belli değildi. Cephede omuz omuza çarpıştığı asker arkadaşlarını harcamaktan hiç imtina etmemiştir Atatürk.

Hatta ömrünün sonuna doğru, “Arkamda bıraka bıraka bir diktatörlük bırakıyorum” dediği rivayet edilir. Bu yüzden İsmet Paşa’yı Başbakanlık görevinden aldığı ve ölene kadar hiç konuşmadığı bilinir.

Atatürk’ün diktatör olduğu tezine verecek cevabı olmayıp sağda solda küfür edenler o dönem dünya siyasetinin böyle olduğunu savunurlar. Ama yanılıyorlar. İngiltere ve Fransa’da demokrasi vardı. Serbest seçimler yapılıyordu.

Bizde yoktu, yapılmıyordu. Ta ki 1946 yılında Batı dayatıncaya kadar. O dönem Almanya ve İtalya’da faşist yönetimlerin iktidarda olması bir şey değiştirmez. Kaldı ki bu iki ülke İkinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrıldılar.

Atatürk diktatördü. Belki durumun sandığı kadar kötü gideceğine inanmıyordu. Belki demokrasiye inanmıyordu. Muhalif gördüğü herkesi sindirmiş, azıcık isyan eden her kitleyi de sert bir şekilde bastırmıştı. Sabiha Gökçen’in Tunceli’yi bombalaması hâlâ unutulmaz.

Anıtkabir’de Atatürk’e hakaret etmişti… Gözaltına alındı!

  Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında soruşturma başlatılan Safiye İnci gözaltına alındı.

Alınan bilgiye göre, Anıtkabir’de Atatürk’e hakaret ettiği görüntüsü sosyal medyada yer alan  Safiye İnci hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturmanın ardından polis ekipleri çalışma başlattı.    

Ne olmuştur?

   Safiye İnci, Anıtkabir ziyaretinde çektiği bir videoda, Atatürk’ü sevmediğini söyleyerek ağır hakaretlerde bulunuyor. Videonun yayılmasının ardından sosyal medyada da genç kıza tepki yağdı.

Tutuklanması için çağrı yapılan genç kız paylaşımların çoğalmasının ardından pişman olduğunu belirttiği bir video yayınladı. Görüntüleri kendisinin görüşlerine saygı duymayan bir arkadaşına inat olsun diye çekip sadece ona yolladığını ifade eden İnci, “Atatürk’e saygı duymasam Anıtkabir’e gitmezdim” dedi.

COMMENTS

WORDPRESS: 0
DISQUS: 0